Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ne de Cumhurbaşkanı Sezerin "Meclisi fesih yetkisini kullanmak" söylemi.Bu kabaran dalga, ancak sert ve yaygın kamuoyu tepkisine çarparsa kırılır.Açayım."Seçimi iptal" oyları en fazla 200 milletvekilini oylamaya getirebilecek "3 Kasımda seçim" yanlısı olanlardan çok daha fazla.Üstelik, daha önceki seçimlerde, küskünler, dağınıktı. Başı çeken parti ya da partiler yoktu. Bu kez var.ANAP bu tavrı açıkça koydu bile.YTP de "bu hükümetle seçimlere gidilemez" gerekçesiyle aynı yolda.Barajın altında kalacağı kesin görünen SP ağız değiştirdi bile...Onlara AKP, DYP, DSP ve MHPden küskünlerle bağımsızların çoğunluğunu ekleyin, aritmetik olarak açık fark yapıyorlar.Hatta, YSK, Recep Tayyipin adaylığına kırmızı ışık yakarsa, AKP grubu seçim sandığına çalım atmaz mı?Düşünün...Erdoğanın seçim yasağı Şubat 2003te bitiyor. 3 Kasım seçimlerine giremezse başbakanlığı 4 yıl Abdullah Güle bırakmak zorunda kalacak. Sonra da geri alabileceğini sanacak kadar saf değil. Araseçim formülleri ise kolay işlemez. Oysa seçimler 2003 baharına kalırsa, aritmetik gereği Tayyip Erdoğan Başbakan... Seçimlerin ertelenmesini ne MHP, AKP, baraj kuşkularını yırtmış olan DYP liderleri önleyebilir... Çillerin düşeşi Mehmet Ali Bayar ve Tuğrul Türkeş ile güç birliği, DYPyi barajı yırtmış gibi gösteriyor. ANAPın ise barajın altında kalacak 12 Eylülün son partisi olacağını...Çiller, ANAPtan "ziyan olmasın" diye kopacak oyların birkaç puanının DYPye gelebileceği hesabının yanı sıra, DYPnin merkez sağda tek parti kalacağı keyfini de yaşıyor olmalı.Ama...Bütün bunlar, onu 3 Kasım sonrası başbakan yapmaz.Daha önce sırada Erdoğan (veya Gül), ardından Baykal var.Oysa, seçimler bahara ertelenir, bu hükümet düşerse, MHP dışında kurulacak bir hükümetin başbakanı olması bir olasılık.MHPden sonra en fazla milletvekili DYPde.Çiller, "AB ile tam üyelik görüşmeleri başlama tarihini alan ve ABDnin Iraka harekâtı sırasında Türkiyeyi yöneten başbakan ben olmak isterim" dememiş miydi?Dervişin ekonomi korsesi içinde bunalan Türkiye insanına biraz nefes aldırırsa belki oylarını da artırabilir.Çillerin bu harekete soğuk olmadığı bilinmeli. Küskünler dışındaki DYP milletvekillerinin bir kısmı oylamaya gelmeyebilirler. Peki ya DYP? Yüksek rakımlı tepe ve ötesi Pratikte bir şey değiştirmez.Seçimin iptali ve ardından hükümetin düşürülmesi 1 Ekimi bulur.Sezer, ancak 45 gün içinde yeni hükümet kurulamazsa, Anayasanın verdiği yetkiyle TBMMyi feshederek, ülkeyi ancak 90 gün içinde seçimlere götürebilir.Bu durumda 45 gün 15 Kasımda dolar. O tarihten itibaren 90 gün ise 15 Şubatta...Karda kışta seçim yapılamayacağı için, 2003 baharından önce seçim sandıkları konulamaz.Zaten erteleme yanlıları da seçim için o tarihi öngörüyorlar.O nedenle Sezerin - ayrı bir formül bulunmazsa - yetki kullanımı pratikte yaptırımdan yoksun.Fakat söyleminin ağırlığı var.Onun kişiliği, toplumu etkileyebilir. Duyarlılıkları, tepkileri yükseltebilir.Ayrıca...Cumhurbaşkanı, siyaset yapmayan ama siyaseti ülke yararları bağlamında yakından izleyen çevrelerle aynı görüşü mü yansıtıyor? Öte yandan dün TÜSİAD Başkanı Özilhanın sözleri, demokratik sivil toplum örgütlerini tetikleyecek olabilir.Medya da ertelenmeye karşı toplumun öfke dalgalarını yansıtıyor.Bir daha seçilemeyecekleri halde seçimlerin iptaline "hayır" oyu kullanacaklarını açıklayan Uluç Gürkan ve arkadaşları bloku büyüyor, caydırıcı örnek oluşturuyor.Eğer, Yılmaz çok inandırıcı olmazsa toplumun tepkisi bir dalgakıran gibi yükselen dalgayı kırar. g.civaoglu@milliyet.com.tr Cumhurbaşkanı Sezerin "yetkilerini kullanarak, TBMMyi feshi ve Türkiyeyi seçime götürmesi?"