Bugün Önce, Nokta dergisinin "iyi gazetecilik yaptığına" işaret etmeliyim.Bu güncenin görüşme trafiğini ve birçok doğruyu yansıttığını düşünüyorum.Ancak...Günceyi ele geçirenlerin ve medyaya sızdıranların, ilaveler ve satırlarda oynamalar yapıp yapmadığını bilemiyoruz.Öyle kokular da var.İşin özüne gelince...Anlaşılan, Türkiye 2004'te bir askeri müdahaleden ya da komutanlar muhtırasından "teğet" geçmiş.21. yüzyıl Türkiye'sinde hâlâ bunların konuşulması da, o konuşmalara çanak tutulması da çok üzücü. Bu köşede "Cumhurbaşkanı seçimi yaklaşınca daha çok kâğıtlar uçuşacak" diye yazmıştım. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Em. Oramiral Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen günce, böyle duyarlı bir süreçte gündeme düştü. Geçmişten bugünlere gelelim...1- 2003-2004 yılına ait bu günce neden 2007 yılına kadar zulada tutuluyor ve tam da cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde servise konuyor. Zamanlama, cumhurbaşkanı seçimleri öncesinde gözlerin çevrildiği askeri yıpratmak amaçlı olamaz mı? 2- "Erdoğan cumhurbaşkanı olmazsa Hilmi Özkök Çankaya'ya çıkmalı" gibi görüşler siyaset kulislerinde tedavülden hâlâ kalkmış değil. Günce olarak medyaya yansıyan sayfalara göre Yüksek Askeri Şûra öncesi, dönemin genelkurmay başkanı Hilmi Özkök bütün generalleri, amiralleri "hazırlık toplantısına" çağırıyor. Toplantı, siyaset eksenine kayıyor.Özkök Paşa en küçük rütbeden başlayarak generallerden ve hiyerarşik sırayla komutanlardan konuşmalarını istiyor. Hepsi bölünme ve laisizmden sapma ortak paydasında ciddi kaygılar dile getiriyorlar. Açık açık, "darbe, muhtıra, eyleme geçmek" telaffuz ediliyor. Hepsi de "Daha fazla geç kalmayalım" görüşündeler. Ve Örnek Amiral'e ait olduğu iddia edilen günceden bu toplantıyla ilgili son satırlar:Özkök Paşa şöyle demiş: "Herkesin aynı fikirde olması güzel. Ben yüzde sekseniyle aynı fikirdeyim. Ama katılmadığım noktalar var. Açık konuştuğunuz için hepinize teşekkür ederim. Muhtıra vermeye niyetim yok. Bu hükümet gitmelidir. Demokratik yollardan bu işi halledeceğiz. Yapabileceğimiz birçok şeyin olduğuna da inanıyorum."........................Özkök Paşa'nın sözlerinden sonra, Örnek Amiral bu toplantı için şu sonuca varmış:"Bu bence tarihi bir toplantıydı. Genelkurmay Başkanı yalnız kaldığını anladı. Görüntüye rağmen direnmekte devam ediyor. Ama artık çok geç. Zira yasal olarak böyle bir toplantı yapmakla, kendisi de geri dönemeyecek bir yola girdi." Artık çok açık bir gerçek şu ki... Güncedeki o satırlarla Hilmi Özkök Paşa'nın da Çankaya yolu kesilmiştir. Erdoğan, zihninin bir köşesinde Hilmi Özkök'ün adaylığını tutsaydı, bu günce belki de hâlâ zulada kalır, medyaya sızmazdı. 3- Kimileri "Çankaya savaşı" diyor. Bana göre ise bu oyun bir "Çankaya satrancı". Bakalım yeni hamleler neler?Bu yazı Örnek Amiral'in "Böyle bir günce tutmadım" açıklamasının ışığı altında okunmalı. ÖZKÖK DE SİLİNDİ Mahsun Kırmızıgül'ün Şeffaf Oda'da konuğum olduğu programdan sonra çok sayıda e-mail geldi. Bunlardan bir kısmı "Mahsun Kırmızıgül'ün Kürt değil, Zaza olduğu" görüşünü yansıtıyordu. "Zazalar Kürt değildir" mesajını veriyordu. Diğer bölümü ise tam tersi doğrultudaydı. "Zazalar, Kürtlerin bir dalıdır. Sadece Zaza ve Kürt diyalektleri ya da dilleri farklıdır" iddiasındaydı. Milliyet'te yayımlanan "Biz Kimiz?" araştırmasına göre, Türkiye'de 12 milyon dolaylarında Kürt kökenli yurttaş var. Bunların yarım milyonu da Zaza... Aslında bunların hepsi kendi aralarında ve de Türk, Çerkez, Gürcü, Boşnak, Arnavut kökenlilerle kız alıp vermişler. Çocuklar, torunlar olmuş. Hepimiz aynı harmanın insanlarıyız. gunericivaoglu@milliyet.com.tr KÜRT VE ZAZA