TAŞKENT
Cumhurbaşkanı Demirel'in gözüyle
"şimdi ne olacak" sorularına cevaplar:
Önce kafalardaki
"Demirel, küskünleri ve FP'yi uyaracak mı" sorusu.
Demirel "Ben kral değilim. Kuralları uygularım. Uyarıda bulunmam, sonuç almayacaksam uyarmam. Yoksa, söz aşınır." diyor.
Peki bu gidiş nereye?
Demirel'in cevabı şöyle:
"Bir ülkede kurallar varsa, meşru zeminler açıksa, meşru zeminlerde, meşru hareketler varsa, çok tedirgin olmamak lazım."Demirel, "küskünler" artı
FP'nin imza sayısı karşısında
Hikmet Çetin'in
TBMM'yi toplantıya çağırmasını
pozitif hukukun gereği görüyor.
Yeter sayıda oyla, Meclis'in çalışma kararı olmasını da, meşru zeminde, meşru tavır olarak yorumluyor. Böylece Çetin'in yönetimini onaylıyor.
Buraya kadar
Cumhurbaşkanı olarak ortalığı sakinleştirmenin misyonu...
Demirel'in siyaset üslubu...
Sorgulama
Peki böylece
Demirel seyirci, Çankaya siyaset tribünü mü?
Demirel, o zaman muhasebeyi yapıyor:
"Daha önce 55. Hükümet düştüğünde sordum:- Seçim ittifak?
- İki turlu seçim?
- Siyasi Partiler ve Seçim Yassası'nda değişiklik?
- İki seçimin bir arada olması?
- Anayasa 83'te değişiklik?
Hepsine - HAYIR -
dediler. - Seçim kararı alınmıştır. Milli irade -
dediler. - Öyleyse buyrun yapın -
dedik. Halbuki ben nabız tutmuştum. Eğer bu söylediklerimin etrafında bir çoğunluk bulsaydım, hükümeti onlara kurduracaktım. Bulamadım. Kaygım, 18 Nisan'dan sonra da aynı manzaranın çıkmasıydı."
Demirel'in işaret parmağı, Çankaya penceresinden bugünlerin sorumlularını gösteriyordu. Sorgulamayı sürdürdü.
Meclis çoğunlukla çalışma kararı aldı. Kızıyorlar. Peki kızanlar nerede? Sonra, TBMM'nin seçimi erteleme kararı olasılığına karşı, gene soruyor" 9 ay önce TBMM 480 oyla, 18 Nisan'da seçim kararı aldı. O 480 oy nerede?" Onlara soru soracak kamuoyu nerede?
"Kamuoyu adına jandarma sizlersiniz" diyerek, medyaya gönderme yapıyor.
Önce bugünün resmi sonra resimdeki fırça darbeleri...
Peki görüntüler nasıl olacak?
İş, seçimlerin ertelenmesine varırsa, Cumhurbaşkanı veto eder mi?
Demirel, "Etmem. Etseydim, 9 ay önce seçim kararı alındığında ederdim" cevabını veriyor.
Ve bazı işaretler gösteriyor:
- Yerel Seçimler ertelenemez.
- 30 Temmuz'da seçim kararı hangi usulle alınmışsa o usulle erteleme yapılması gerekiyor."
Hükümet sorununa geçiliyor.
Hükümeti düşürmek için 26 imzayla gensoru verilmesi... Kutan'ın - TCK 312 değişmezse olmaz - gözdağı...
Demirel gelişmeleri gözleyeceği ve buna göre karar alacağı mesajını veriyor.
Ecevit'le konuşmalarında
"hükümetin istifası" hiç konuşulmamış ama
istifa halinde, TBMM'den hiçbirinin çıkamayacağını da ima ediyor.
Vatandaş Demirel
Peki
vatandaş Demirel seçimleri istiyor mu?
Buna,
"Vatandaş Demirel olarak konuşma hakkım yok" cevabını veriyor.
"O günler de gelecek. O zaman söylerim." diye ilave ediyor.
Hem bu söylemlerle hem de
siyasi tabloyu değiştirecek düzenlemelerden sonra seçim ertelemeye dönük eleştirilere gönderme yaparak
"Kendim için ne beklentim olabilirdi" diyerek, bazı spekülatif yorumları cevaplıyor.
Vatandaş Demirel olmaya hazırlandığının işareti bunlar.
"İkinci kez seçilmek istiyor" iddialarına cevap seziliyordu.
Peki komutanlarla bu konuları konuştu mu?
Epeydir konuşmamış...
İnce kırmızı hat
Ve nihayet, son söz.
Eğer hükümet düşürülürse, ne olur? Düşüren çoğunluk
"Biz hükümet kurmaya talibiz. Yeter oyumuz 125. İşte başbakan adayımız falanca" derlerse...
Bu hevesin
Çankaya'da takılacağının neredeyse kesin sayılabilecek işaretini aldık.
Küskünler, FP ve
diğerleri, topu, elleriyle
Demirel'e veriyorlar. Herhalde, istedikleri bu değildi. Belki de korktukları buydu.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr