Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Demokrasinin mabedinde

Türkiye’nin aşinası olduğu “kıyak emeklilik” gene huzurunuzda...
Bir gün dahi milletvekilliği yapana, “milletvekili emekli maaşı ve tüm yan olanakları” sağlayan yasa bir kez daha Meclis’te.
Anayasa Mahkemesi’nden AKP için “kapatma kararı” çıkarsa, bu kez de emeklilik için “en az iki yıl milletvekilliği” koşulunun 24 saate inmesi öngörülmekte...
Telaşın nedeni şöyle.
Eylül ya da ekimde seçime gidilirse ilk kez milletvekili seçilmiş olanlar, bir daha seçilememe tehlikesiyle karşı karşıyalar... İki yıl milletvekilliği yapmadıkları için de emeklilik hakkından yararlanamayacaklar.
O halde gelsin yasa...
Milletvekili emeklileri net 6000 lira aylık alırlar. Bir daha seçilmişlerse hem milletvekili maaşı/ödeneği hem de 6000 YTL emekli aylığı.
Ayrıca, kendisine ve ailesine başka ülkeler dahil en iyi sağlık hizmetleri de Hazine’den karşılanıyor.
Parlamento demokrasinin mabedidir. Bu tür görüntüler olmamalı.

Seçilmişler sektörü
Aslında içimden gelenleri yazmıyor ve milyonlarca memur, işçi, esnaf emekçisinin duyar gibi olduğum tepkilerini de yansıtmıyorum.
Çünkü...
Parlamentoya, demokrasiye özen göstermek gerektiğine inanıyorum.
Milletvekilliği geçici, TBMM ve demokrasinin diğer kurumları ise kalıcıdır.
Yıpratılmamalı... Zaten çoğunluktaki AKP gurubundan da yeşil ışık görünmüyor.
Öte yandan...
Milletvekili aylıklarının daha yüksek olması, yan olanaklarında çıtanın yükseltilmesi gerektiği görüşündeyim.
Temsil giderleri çok fazla olan, seçim masrafları neredeyse bir servet tutan seçilmişlere hasis davranmanın demokrasiye güven faturası çok daha tuzlu olabiliyor.

Haberin Devamı

ALLAH’IN KIZLARI

Demokrasinin mabedinde

Üzerinde fırtına kopan, dava açılan bir kitap, haliyle ilgi çekiyor.
Nedim Gürsel’in “Allah’ın Kızları” adlı kitabını öncelikle bu nedenle aldım. Günün moda söylemiyle bu kitaba “yargı darbesi(!)” durumları olmasaydı bile gene alırdım.
Kitapçı raflarında, vitrinlerinde ismi böyle bir kitap okuyucusuz kalmaz. Ayrıca yazarı Nedim Gürsel de referans isim.
Dini satırlarla harmanlanmış romanlar tutuyor. Dünyada trend böyle. Yazarların ve yayımcıların gözde alanı, Hıristiyanlık ve İslam dinleri...
Nasıl ki, Dan Brown, Da Vinci Şifresi adlı kitabında Hıristiyan kültürü ve efsaneleri üzerine hayli bilgi yansıtılmışsa, Gürsel’in kitabında da İslam kültürü, tarihi, peygamberler, mucizeler, efsaneler üzerine ciddi çalışma ürünü bir kültür birikimi var.
İlginç anlatımlardan birini yansıtayım:

Haberin Devamı

Peygamber Hz. Muhammed’in doğumundan önce babası Abdullah’a bir kadın görünür. Boylu boslu, endamlıdır. Saçlarına kına yakmıştır. Omuzlarını ve sırtını açıkta bırakan bir elbise giymiştir. Onunla sevişmek istediğini söyler. Abdullah bu öneriyi reddeder. O gece gerdeğe girer. Ertesi gün aynı kadınla tekrar karşılaşırlar. Kadın, “Şimdi yalvarsan bile seninle sevişmem. Çünkü bir gün önce senden bir nur yükseliyordu ama artık bakıyorum o nur yok olmuş” der.
Gerdekte Hz. Muhammed ana rahmine düşmüştür. Abdullah’taki nur, Muhammed’e geçmiştir.

NOT
Yıllık iznimin bir bölümünü kullanmak üzere tatile çıkıyorum...
Bunca olumsuzluğa rağmen, gene de mutlu ve huzurlu bir Türkiye ve dünya dileğiyle. G.C.