Yaşamım boyunca ailelere özen göstermek ilkesinden sapmadım.Arınçın hanımefendisi de o ilkemin gereği, bu yazıdaki tüm satırların dışındadır.Ve bir soru:"Davet sahibi de" - hani mesela - neden onu yalnız davet ettiğini aynı üslupla ve aynı formülle "şeyini şey ettiğimin şeyi" gerekçesiyle diye izah etse Arınç, neler hisseder?Ama...Böyle bir izah gelmeyecektir.Çünkü...Vurguluyorum...Üslup "kişiliğin çözülmüş şifresidir."Onu ele verir.Arınç da, şirazesi kaçmış her söyleminden sonra sözlerini geri alıp tevile yönelse de sonuçta artık, kişiliğini üslubuyla deşifre etmiş bulunuyor. Üslup, "kişiliğin çözülmüş şifresidir." Cumhurbaşkanı davetine eşini götürmeyiş nedenini bir TBMM Başkanı bunun karşılığı, şeyini şey ettiğimin şeyidir" diye açıklıyor. Öte yandan...Arınç, bu devletin protokolünde iki numara.Milli iradeyi temsil eden TBMMnin başkanı.İlk sahibi Mustafa Kemal Atatürk olan koltukta - yazgı işte(!) - oturuyor.Yani onu "şeyleten" ilkeleri koyan adamın koltuğunda.Arınç, Cumhurbaşkanı vekili de...Devletin doruğu ve başkomutanı konumuna bir adım mesafede...Böyle bir konumun sahibi, böyle söylemlerde nasıl bulunabilir? "Şey"lemek Özel kesimde, sorumluluk ve yetki verilenler her yıl zorunlu olarak sağlık kontrolünden geçerler.Görevleri gereği alacakları kararların sağduyulu, müzakere yeteneklerinin üst düzeyde olması, kurumlarını iyi temsil etmeleri gereği, sağlıklı olmaları gerekir.Fiziki sağlık kadar, psikolojik durumları, sinir sistemleri de sorunlu olmamalıdır.Devlet memuriyetlerinde, hele seçilmişlerde ne yazık ki bu ilke uygulanmıyor.Kişisel stres sorunları, bazen devlet görevlerinde sakıncalı görüntülere neden olabiliyor.Bir somut kaygı duyuyor değilim... Ancak...Arınç da, zaman zaman ölçüsü kaçan söylemlerinin nedenini bir sağlık denetiminden geçerek araştırtmalı. Sağlık denetimi Medyanın haber alma özgürlüğünü ve hakkını genişleten bir yasaya imza atmış yasama meclisi başkanının, gazetecileri azarlarcasına çıkışlarda bulunması çelişkidir.Sorularına böyle cevaplar alacağı kuşkusunu taşıyan gazeteci, TBMM Başkanına soru sorarken tedirginlik yaşayacaktır.TGC ve PMD gibi gazetecilik meslek kuruluşlarının, Arınçın sözlerine tepki olarak dün yaptıkları açıklamalar bunun kanıtıdır.Başörtülü eşlerin daveti konusundaki görüşlerimi daha önceki yazılarda yansıtmıştım.Çok daha ince ayarlı yöntemler olabileceğini belirtmiş, önerilerde bulunmuştum.Gene aynı kalın çizgi sürüyor...Ama Arınç bunları yazmaya fırsat bırakmıyor ki! g.civaoglu@milliyet.com.tr Haber alma özgürlüğü
