İSLAM eksenli iki parti daha kuruldu. Her ikisi de Kürt kökenli seçmene yelken açacak.
AK PARTİ’nin Kürt kesiminde İslam damarından oy toplamasının önü kesilmek isteniyor olabilir.
Erbakan’ın siyaset mirasını sürdürme iddiasındaki parti ile diğer “türev parti” de hesaba katılırsa ana akım olsa da AK Parti, “yeşil sularda” yalnız değil.
Türkiye siyasetinde din rüzgârıyla oy hasadı bereketli olur.
Cumhuriyet’in ilk yıllarından beri bu kural geçerlidir.
Atatürk daha Cumhuriyet’in “ilk” sayılabilecek yıllarında çok partili sisteme geçiş girişimlerini denemişti.
“Terakkiperver Parti” kurucuları arasında gerçek demokrasi isteklileri de vardı ama asıl güç Atatürk’e düşmanca duygular besleyen eski İttihatçılarda ve Atatürk devrimlerinin önünü kesmek çabasındaki din istismarcısı çarıklı erkan-ı harplerindeydi.
SUİKAST PARTİSİ
SONUNDA “İzmir Suikastı”na yataklık tertibi ortaya cıktı.
Atatürk’ü İzmir’e götüren tren gecikince suikastçılardan biri “suikast hazırlığının istihbar edildiğini” sanarak İzmir valisine gidip her şeyi anlattı.
“İtiraf edersem belki paçayı kurtarırım” diye düşünmüştü.
Atatürk’ün çok partili sistem idealiyle kurdurttuğu parti böylece kapatıldı.
Diğer “iki partili sistem” girişimini de Atatürk hayata geçirtmişti.
Başına da yakını olan eski arkadaşını koymuştu.
O partiye de “din üzerinden siyaset yapmak ve böylece Atatürk’ten kurtulacağını düşünenler” doluşmuştu.
“Din elden gidiyor” diye alttan alta bir kampanya yürütmeye başladılar.
Tabanda büyük ilgi vardı.
Bunlar Atatürk’ün kulağına geliyordu, üzgündü.
Ama bardağı taşıran bir damla üzerine noktayı koydu.
ATATÜRK’ÜN EN YAKINI
FALİH Rıfkı Atay “din elden gidiyor” diye siyaset konuşmaları yapan Atatürk’ün bir yakınından bahseder Çankaya adlı kitabında.
Atatürk’ün o yakını kimdir?
“Kız kardeşi Makbule Hanım.”
Atatürk’ün siyaset yaşamındaki çok ağır darbelerden biridir bu.
Atatürk Serbest Fırka’nın, tutması ve iktidardaki CHP kodamanları tarafından ezilmemesi için kız kardeşini ve kardeşi kadar yakın arkadaşını, güvendiği dostlarını bu partiye koymuştu.
CHP’nin yanı sıra güçlü bir muhalefet partisinin de olmasını amaçlamıştı.
Ama...
Bu demokrasiye geçiş girişimi de işte böyle “din istismarı ile siyaset” engeline takılmıştı.
Aradan yüzyıla yakın zaman geçti.
Bakınız hâlâ yeni partiler “din üzerinden” oy toplamak kuşkuları üretiyor.
Daha 2002 yılında Ak Parti iktidar olduğunda iddia etmiştim ki... “Zaman gelecek AK Parti’yi bile mumla arayacağız..”
Ufuktan “Türk siyasetinin Ahmet-i Necatları henüz net görünmüyorsa bile onların ayak sesleri” duyuluyor.
...............................
Pazar günkü yazımda iletişim sorunları nedeniyle bazı kelimeler yanlış çıktı.
Doğruları şöyle:
“Omlet norvejyen” (okunduğu gibi yazılışı)
“Mekruh” değil “metruk”
Düzeltiyor ve hoşgörünüze sunuyorum G.C.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025