Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İngiltere’nin en uzun süre tahtta kalan Kraliçesi Victoria, Sultan Abdülmecid’in oğlu Şehzade Murad’la torunu iki Prenses’ten birini -hangisini isterse- evlendirmek istemişti.
Ancak...
Saltanatın taassubuna takılmıştı bu istek.
O evlilik gerçekleşseydi belki de Osmanlı Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya’nın yanında “mağluplar” arasında olmayacaktı.
İngiltere ve Fransa ile birlikte galip devletlerle barış müzakereleri masasına oturacaktı.
Osmanlı’nın kaderi başka olacaktı.
Bu “alternatif tarih” olayını daha ileriki satırlarda anlatacağım.
Önce, “güncel ve kısa” bir parantez...

OBAMA İLE HAT KESİNTİSİ

Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan TV’de Mehmet Barlas’a “ABD Başkanı Obama ile telefonda konuşamadığını“ söyledi.
Dobralığı güzel.
Ancak...
Türkiye’nin de içinde bulunduğu Batı bloğu lideri Amerika Başkanı’yla telefonda bile konuşamayacak kadar “zirvedeki diyalog kopukluğu” iyi haber değil.
Hele hudutlarımız sürekli patlamalar yaparken...
Erdoğan’ın “rol model” aldığı Turgut Özal Beyaz Saray’la diyaloğa özen gösterirdi.
Sözlerine sık sık “Prezident Buş telefonda dedi ki” diye başlardı.
Zaman zaman söylemlerine bıyık altından gülümsediğimiz, gazeteci arkadaşlarla makaraya aldığımız olurdu ama aslında “doğru yaptığını” bilirdik.
Şimdi yazının başına dönelim.
İngiltere hanedanının bir prensesini Osmanlı şehzadesiyle evlendirmek istemesi olayını anlatayım:

VELİAHT MURAD’A PRENSES

Bütün kitaplarını zevkle, ilgiyle okuduğum merhum Cemal Kutay üstadın “47 GÜN” adlı kitabında Sultan Aziz’in Avrupa seyahatini anlatır.
Seyahatin notlarını tutmakla görevlendirilen İstanbul Şehremini (Belediye Başkanı) Hafız Ömer Faiz Efendi’nin kaleminden “saraya İngiliz Prensesi” olayını -kısaltmalar yaparak- yansıtıyorum:
Sultan Abdülaziz beraberinde görgülerini artırması için -sonradan ikisi de padişah olacak- (bir önceki Sultan Abdülmecid’in oğlu) Şehzade Murad Efendi ve Şehzade Abdülhamid’i de götürüyordu.
Şehzade Murad başta kusursuz yazdığı ve konuştuğu Fransızca olmak üzere birkaç yabancı dil biliyordu.
Güzel sanatlar ve tarih bilgisi derindi.
Güzel piyano çalardı.
Avrupa danslarını öğrenmişti.
Dansta usta ve zarifti.
O kadar ki...
Seyahatin ilk durağı olan Fransa’ya geldiklerinde İmparator III. Napolyon’un eşi Öjeni bu genç ve asil yüzlü şehzadeyi çok beğenmişti.
Onunla her davette uzun uzun sohbet etmişti.
Hatta bu seyahatin nedenini oluşturan “Paris Uluslararası Sergisi’nin” açılışında gala gecesi “ilk dansını (şeref dansını)” veliaht Murad’la yapmıştı.
Veliaht Murad Parislilerin kafasındakinden çok farklı bir görüntüyle büyük alkış almıştı.
.......................
Gelelim şu “İngiliz Prensesi gelin” olayına...
Londra Belediye’sinin Sultan Abdülaziz şerefine verdiği muhteşem yemek davetinde açılış dansını veliaht Murad Efendi Prenses Mari Adelayt’la yapmıştı.
Ömer Faiz Efendi’nin ifadesiyle “bu dansı şehzadenin fevkalade maharetle icrası büyük alkışlarla karşılanmıştı...”
Davetten sonra Osmanlı’nın Londra Sefiri “büyükelçisi” bu gezide Sultan’a refakat eden Keçecizade Fuat Paşa’ya şöyle der:
“Aman Paşa hazretleri... Çok mühim bir haberim var. Lord Stanley fikrimi almak istedi. Kraliçe hazretleri veliaht Murat Efendi hazretlerini o kadar beğenmişler ki, eğer Osmanlı Sarayı ister ve muvafakat ederse (onaylarsa), torunları arasından intihap ve tercih edilecek bir prensesi veliaht hazretlerine zevce olarak vermeyi arzu etmektedirler.”
Fuat Paşa bu haberin dünya üzerinde tesirini gözlerini kapayarak düşündü:
“Osmanlı Hanedanı, Batemberg-Hanover, hatta dolayısıyla Hohenzollern Hanedanı ile akraba oluyordu.”
Konu Padişah Sultan Aziz’e açılır.
Sultan Aziz tabiatının aksine tepki göstererek bağırıp, çağırmaz ama Fuat Paşa’ya “düşmanca” bir bakış atar.
Sonra başını -çok zaman ret makamında yaptığı jestle- çevirerek mevzuu değiştirir.
Böylece tarihi değiştirebilecek evlilik suya düşer.
Fakat...
Kraliçeye ne cevap verilecektir?
Usulünce ve dolaylı olarak “veliahtların çok eşli olmaları gerektiği, halkın tek eşliliği yadırgayacağı” gibi bir bahane bulunur.
Olayı öğrendikten sonra veliaht Murad şöyle demiş:
“Bu izdivaç memleketimin menfaatine olurdu. Amcam bir başka istibdadını daha gösterdi.”
......................
Ülkelerin zirvesindekiler arasında özel bağlar ve ilişkiler tarihi değiştirebilir.