Batıya giden bir geminin güvertesinde doğuya mı yürüyoruz?
Yoksa...
Dümeni doğuya kırılmış geminin güvertesinde batıya yürüyüş mü?
......................
Kafalar karışık...
Bir öyle, bir böyle...
......................
Son yıllarda dümen doğu rotasına kilitlenmiş gibiydi.
Türkiye burnuna kadar Ortadoğu belalarına batmış izlenimini veriyordu.
Hatta...
AB yerine “Şangay beşlisi”ne girmemiz isteği bile dile getiriliyordu.
Avrupa unutulmuştu.
“Çin’den füze almak” gündemdeydi.
NATO standartları falan gözetilmediğine göre anlaşılan NATO da “Abbas yolcu” kıvamına gelmişti.
Türkiye yörüngesi doğuya mı kayıyordu?
Sadece içeride değil, sınırların ötesinde Avrupa ve Amerika medyası da bu kuşkuları yansıtmaktaydı.
Dış politikada “stratejik derinlik” Batı’yla “stratejik serinlik” haline dönüşmüştü.
Bunlara “Gezi” sonrası iktidarın yüz kaslarındaki gerilmeyi yansıtan tedbirleri ve müdahaleleri ekleyin.
Ardından...
17 Aralık ile başlayan ve yargıyı harman yerine dönüştüren süreci de kaydedin.
Batı’da açıkça -en hafifinden- “iktidarın otoriterleşme eğilimi” dile getirilmekteydi.
Ankara da bir “uzaklaşma” olduğunun farkındaydı.
İktidarın “Türkiye’nin değerli yalnızlığı” söylemi dudaklara “acı tebessüm” konduran “itiraftı.”
........................
Bu durumda, Başbakan Erdoğan’ın Brüksel, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün İtalya seyahatleri ve oralarda verdikleri “AB’yle yeniden yola devam” mesajları kaygılara bir bakıma cevap.
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın Türkiye’ye gelişi de Ankara’nın yüzünü Avrupa’ya çevirmeye başlamasıyla örtüşen “iyi zamanlama...”
Bakalım sonrası nasıl gelecek?
Türkiye’nin dış politikası için Batı’daki anahtar kelimeyi vererek noktayı koyayım:
“Öngörülemez...”
Önemli ve gerekli olan, bu “öngörülemez” hükmünü silecek “sürekliliği” gösterebilmektir.
FERHAN ŞENSOY’DAN BİR ANI
FRANSA Cumhurbaşkanı Hollande Galatasaray Lisesi’ni ziyaret etti.
Ferhan Şensoy’dan Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle anısı...
De Gaulle Galatasaray Tevfik Fikret Konferans Salonu sahnesindedir.
Salonun balkon köşesinde aralarında Ferhan Şensoy’un da bulunduğu tıfıl öğrenciler grubu başlarlar slogan atmaya:
“İ.ne De Gaulle... İ.ne De Gaulle...”
De Gaulle yanında buz kesmiş müdüre sorar:
“Bay direktör i.ne’nin anlamı nedir?”
Müdür telaşla durumu kurtarmaya çalışır:
“Vive (yaşa) De Gaulle...”
Başkan De Gaulle duygulanır.
Mutlu bir gülümseyişle sahnenin balkonun köşe yaptığı yerine doğru yürür.
Bağırmakta olan o öğrencilerin önünde upuzun boyuyla eğilerek selam verir.
Onlara “i.ne Galatasaray” diye -kendince- “Yaşa Galatasaray” diye seslenir.
.....................
Ferhan Şensoy Galatasaray Lisesi’nden 50 yıl önce mezun olanlar için verilen geleneksel yemekte bu hikâyeyi anlatmıştı.
Salonu gülmekten kırıp geçirmişti.
Elbette espriye, mizaha tahammülsüz birkaç kişi sinirlenip yemeği terk etmişti ama büyük çoğunluk kahkahalara gömülmüştü.
Olay gerçek mi değil mi?
Bilemem.
Fakat...
Geçenlerde benim Şeffaf Oda programıma konuk olan kızı Derya’ya sorduğumda “gerçek” cevabını vermişti.
Bir Galatasaraylı olarak bu mizah keskinliğine ve Galatasaraylı hoşgörüsüne şapka çıkarıyorum.
Bütün Galatasaraylı aslanlara sevgilerimle...
.....................
Dün Abbas Güçlü köşesinde Nedim Gürsel’in kaleminden bu olayı farklı şekilde anlattı.
Yukarıdaki satırlar ise belirttiğim gibi Ferhan Şensoy’dan...