Dünya Bankası Başkanı Wolfensohn'un,
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Recep Önal'a mektubu,
"ekonomide tanyeri ağarma" sürecinin başlangıcı olabilir.
Başkan, ekonomik reform nedeniyle,
Önal ve takımını kutluyor.
"Türkiye'nin inanılmaz ekonomik potansiyelinin kilitlerinin böylece açılacağı" görüşünü öne sürüyor.
Ayrıca şu olumlu işaretleri sıralıyor:
"- Dünya Bankası'ndan 3 yılda 3 milyar dolar, IMF'den 4 milyar dolar yardım sağlanacaktır.- Toplam 10 milyar dolarlık finansmanı, arkadaşlarımız Japonya'dan sağlamaya çalışıyor.
- Diğer AB üyeliğine aday ülkelere vereceğimiz desteği, Türkiye'ye de sunacağız.
- Türkiye'nin dışında, beklenmeyen olumsuz gelişmeler olursa, zararınızı karşılayacağız."
Bu satırlarla
Türkiye'nin ufku aydınlanmakta.
Hükümetin devamı
Ama olumlu beklentiler üzerinde bir gölge dolaşmakta.
Yalçın Doğan'ın bugünkü yazısı düşündürücü.
Başbakan Bülent Ecevit, ayın sonunda
Davos Dünya Forumu'na gidecek.
Clinton, Schröder, Blair gibi küresel etkinlikte isimlerle karşılaşacak.
Onlarla söyleşilerinde, acaba, hala güçlü bir hükümetin
Başbakanı olarak mı konuşacak?.. Yoksa
MHP ile uyuşmazlık nedeniyle
bir ayağı çukurda olan ortak hükümetin sallantıdaki Başbakanı olarak mı?
Davos yemeklerinde, söyleşilerde,
Türkiye'nin
Avrupalı olma kararlılığı...
Yunanistan ile ilişkiler ve
Kıbrıs konusunda yaklaşımlar test edilecek.
"Bakalım Ecevit, bu söylemlerin ve yönelişlerin arkasında durabilecek mi?" sorusunun cevabı aranacak.
Kremlin'e şahin bir patronun gelişi ile bölge dengeleri ve enerji projeleri yeniden gözden geçirilirken,
Türkiye'nin siyasi istikrarı gözlenecek.
Ecevit, net mi görünecek yoksa
sisler içinde mi?
Öcalan'ın idamı bağlamında,
AİHM'nin verdiği yürütmeyi durdurma kararı için
12 Ocak'ta yapılacak liderler zirvesi, bu açılardan bakıldığında da duyarlıdır.
Paranın mabetleri
Ekonominin mabetleri sayılan
Dünya Bankası ve
IMF yöneticileri de
Davos'da olacaklar.
IMF ile anlaşmanın güvenilirliği, ekonomi reform paketinin sürekliliği, yardım programının devamı ve uluslararası finans çevrelerine yeşil ışık da,
Türkiye'de hükümet istikrarına,
Ecevit'in sağlam basmasına ve ortak partiler arasındaki uyuma bağlı görünüyor.
IMF ve
Dünya Bankası'nin
Ecevit ve kurmaylarından
Davos'da alacakları hükümetin uyum içinde devamı izlenimleri, bu bağlamda çok önemli.
Manşetimizdeki
Dünya Bankası Başkanı'nın mektubu, ancak o koşullarda geçerli kalır.
Hukuk evrenseldir
12 Ocak liderler zirvesinden sağduyunun üstün çıkması gereklerinden biri de budur.
Bölücü terör örgütübaşının akıttığı kan ve işlediği günahlar, elbette cezasını bulmalı.
Biz, burada idamın yanında olmayı ya da karşıtlığını tartışmıyoruz.
Önemli olan hukuk devletidir.
Yani...
Türkiye'nin hükümlerine uyma taahhüdünde bulunduğu
AİHM'nin
yürütmeyi durdurma kararını uygulamak ya da uygulamamak seçimini, hukuk çizgisinden sapmadan yapabilmesidir.
Dünya birinci liginde ve
AB'de,
hukuk devletinin gereği budur.
O hukuki süreç tamamlandığında,
TBMM, konuyu karara bağlar.
İşte siyaset de bu aşamada devreye girer ve son noktayı koyar.
Hukuk ve
siyaseti birbirine karıştırmamak gerek.
Ne yazık ki
Ankara'dan bu yanlışın yapılmak üzere olduğu izlenimleri alınmakta.
Davos doruğunda,
Ecevit'in ve
Türkiye'nin sıkıntıları olmamasını diliyoruz.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr