Dünkü memur eylemleri, ortak hükümetin
IMF ile anlaşma sonrası karşı karşıya kalacağı ağır, sosyal ve siyasal baskıların ilk işaretidir.
Ardından...
İşçi kesiminin tepki koyması beklenmelidir.
Sonra...
Seçim yörelerinden dönen iktidar partilerinin milletvekilleri, başkente kırsal kesimin olumsuz havasını yansıtacaklardır.
Çünkü...
Önümüzdeki yıl tarımda destek fiyatlarının uygulanmaması yolundaki ilke kararı, zaman zaman iktidarın kırsalda tükenmekte olduğu izlenimini verecektir.
Milletvekilleri, ayrıca seçim bölgelerine yatırım vaatlerinde de bulunmayacaklar.
Çünkü...
Bütçe, siyasal deliklerle kevgire döndürülmeyecek.
Ballı teşvikler, ucuz krediler de olmayacak.
Enflasyonla beslenen tüketim hacmi, havası boşalmakta olan bir balon gibi pörseyecek...
Üretimini ihracata yöneltemeyen işyerleri zora girecek. İşçi tasfiyeleri ve hatta kepenk indirmeler de sürpriz sayılmamalı.
IMF alkışı
Bu görüntülerin arkasında IMF'nin yer aldığı bir varsayımdır.
3 yıllık stand - by anlaşmasının
IMF Yönetim Kurulu'nda kabulü bağlamında,
Türkiye'nin istikrar programı için övgüler, ilk bakışta bu varsayımı doğruluyor.
Ama...
Acaba
Türkiye, gerçekten
IMF dikte ettiği için mi bu programı uyguluyor?
Söyleştiğimiz köklü bir bankanın genel müdürü şöyle diyor:
"IMF'nin Türkiye masasından Bay Cotarelli kimdir?ABD'nin en iyi üniversitelerinden birini çok iyi notlarla bitirmiştir.
Birkaç yıldır da IMF için çalışıyor.
Söz gelişi, bazen Kenya'ya, bazen Bangladeş'e, bazen Endonezya'ya gitmektedir.
Şu aralar da görev alanı Türkiye...
İktisadın ve IMF reçetelerinin öngördüğü en sıradan uygulamaları bize önermekte."
Bay Cotarelli, yaşamının hiçbir döneminde
Maliye Bakanlığı'nda,
Hazine'de ya da bir ülkenin bürokrasi zirvelerinde zorlu kararların sorumluluğunu üstlenmiş değildir.
Ekonomik bir tavrın, ülkedeki sosyal, ekonomik ve siyasal yansımalarının manevi yükünü omuzlarında hissetmemiştir.
Bizim Cotarelliler
Oysa...
Türkiye'de siyasi iktidarlar değişse de, çok iyi ve sağlam bir
ekonomi bürokrasisi var.
Bu bürokratlardan her biri,
Cotarelli kadar eğitim almış, parlak notlarla üniversite yaşamını süslemiştir.
Ayrıca...
Genç yaştan itibaren parmaklarını taşın altına koymuş deneyim sahipleridir.
IMF'nin alkış tuttuğu program,
Cotarelli'den dikte edilmiş değildir.
Kendi çalışmaları olan programı,
Cotarelli'ye ve
IMF'ye kabul ettirmişlerdir.
"Ama...Programı bizim bürokratlar yapıp, ilan etseler ona uyulmaz.
Buna karşılık...
IMF'nin şartı gibi ortaya konursa, benimsenmek ve uygulanmak şansı çok daha yüksektir."
Kısacası...
Türkiye'de denizin bittiği görülmüş, önlemler paketi hazırlanmıştır.
Türkiye, 14 Ocak'ta liberal ekonomiye açılmıştı.
Şimdi ise küreselleşiyor.
Avrupalı olmaya hazırlanıyor.
Ulusal katılım
Ama...
Avrupalı olmanın tek koşulu ekonomi değildir.
Ekonomide, insan haklarında, hukukta, kısacası her alanda demokrasinin uygulanmasıdır.
Ekonomik - Sosyal Konsey toplanarak, işçinin, memurun, işadamının, devletin bu istikrar programına topluca katılımı önceden sağlanmalıydı.
Acı ilaç bir ulusal tedavi yöntemi olarak hep birlikte içilirdi.
İsrail eski Başbakanı Şimon Peres, İsrail'de fiyatları, ücretleri, döviz kurlarında artışı sıfırlayıp, enflasyonu bir yılda
yüzde 10'a düşürürken, böyle bir ulusal uzlaşma sağlamıştı.
Bunun adı da
eko - demokrasi...Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr