Ve sonuç:
Kopenhag'da randevu...
Haydi bakalım kolay gelsin.
Aslında
Galatasaray, Leeds cehennemine çıkmadan önce de bir başka zirveye gelmişti.
Bunu, maç öncesi konuştuğum
Milli Takım Teknik Direktörü Mustafa Denizli şöyle açıklamıştı:
"Avrupa ligi herhalde kurulmakta.Galatasaray, Avrupa ligini oynayacak 14 - 16 takım arasında.
Leeds maçının sonucu ne olursa olsun, puanları buna yeterli.
Galatasaray, Avrupa liginde oynar. Diğerleri de Türk liginde..."
Gerçi
UEFA, Avrupa ligine görünüşte hala direnmekte ama bazı koşullarla bu futbol ziyafetinin organizasyonuna hazırlanıyor.
Yani...
Galatasaray, Leeds maçından önce
Avrupa'nın asalet ligine varmış ve
(sir)lik unvanını almıştı.
En uzun 90 dakika
Saat
17.45...Önümüzde ve arkamızda üç polis eskort otomobili...
Ve
"güm" diye bir ses.
Galatasaray yöneticilerini ve bizi stada götüren otobüsün camı paramparça.
Sıkılı yumruklar arasında stada giriyoruz.
VIP salonuna alınıyoruz.
Fakat bardan meşrubat almamız bile engelleniyor.
Mimlendik
Dışarıda bir uğultu.
Polis,
Leedsli seyircileri içeri almıyor.
Önce biz
Türkler'in girmesi bekleniyor.
Saat 19.45...Stad dolduktan sonra yerlerimize alındık.
Etrafımız polislerle çevrili.
Tribünlerin en arkasındayız.
CHP Genel Başkanı Altan Öymen, MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadi Somuncuoğlu ve
milletvekilleri de bizimle.
Bu arada haberler alıyoruz.
Dışarıdaki
TV'ci arkadaşlarımız, tartaklanmış, kameraları kırılmış.
Bazıları polisin koruma bahanesiyle gözaltına alınmış.
Ortam gerilmekte.
Ve bu arada bir milletvekili bayrak çıkartıyor.
Milliyetçilik mi?
Belki...
Ama bütün tepkiler, bizim bulunduğumuz sıralara odaklanıyor.
Müthiş koro
Bütün stat
Leeds şarkısını söylüyor.
Stadta inanılmaz bir akustik bir düzen var.
Ses, adeta mega ampflikatörlerle yükselerek tüm stadı dolaşıyor.
Burası dev bir kuadro müzik seti sanki.
Böyle bir tezahürat düşünülemez.
Maestro Hagi
Oyunu
Galatasaray başlattı.
Hakem, arkasını döndükten sonra
Suat'ın kafasına kasıtlı bir dirsek...
Faul değil, psikolojik şok yapmak istiyorlar.
Karşılıklı birer gol kaçırıldı.
Ve
Hakan'ın golü atacakken düşürülmesi...
Hagi penaltıdan ilk golü kaydediyor.
Tribünlerdeki koro, tempo düşürüyor.
Maçtan önce
Mustafa Denizli "İlk 20 dakika çok kritik. Galatasaray gol atarsa bu işi bitiririz" demişti.
Fatih Terim'in uçakta söylediğini anımsıyorum:
"Onları ilk 20 dakikada gömebiliriz!" Terim'in şöyle bir yorumu vardı:
"Biz gol koridorlarını iyi kullanıyoruz. Onlar kötü...Biz savunmada iyiyiz. Onlar açık veriyor.
Gol bulabiliriz."
Terim oyunu iyi okumuştu.
Şahane Taffarel
Leeds kornerden golü buldu.
Hemen her atakta topu kornere atmanın faturası bu.
Leeds yan toplarda etkili.
Bu arada mutlak golleri
Taffarel şahane kurtarışlarla önlüyor.
İki
Dünya Kupası oynamış büyük bir usta.
Kral Hakan
Galatasaray büyük takım.
Böylesine stres altında çelik gibi bir sinir yapısı...
Arif'in mutlak bir golü kaçırmasını izliyoruz.
Hakan'dan unutulmaz bir gol.
Belki de yılın ya da yılların golü.
O gerçek bir kral.
Uçaktaki söyleşimizde,
"gol atacağını rüyasında gördüğünü" söylemişti.
Ardından, önce
Leeds'e sonra bize birer kırmızı kart...
Emre'nin gençlik hatası.
Zafer
Devre arasında
"tuvalete bile gitmememiz" uyarısı geliyor.
Bu arada
Taffarel, Bülent'in kendi kalesine şutunu harika kurtardı ama kornerden gelen kafa golüne yapacağı bir şey yoktu.
Üst üste mutlak gol pozisyonlarına giriyoruz.
Atmıyoruz.
Yani atamıyoruz değil atmıyoruz.
Belli ki
Fatih, ortamı daha da gerecek skorun olmamasını kulaklara fısıldamış.
Artık
Galatasaray zirvede.
Bu kez
"en büyük kim?" sorusunun cevabı alınacak.
Sonra da yazının başında belirttiğim
(sir)ler liginde Galatasaray...Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr