Bugün Düşünün... Erdoğan Çankaya'ya çıkarsa, ya ikinci adam olarak TBMM Başkanı B. Arınç'ın başbakanlığı Türkiye'ye dayatılsaydı!..Gül'ün -olası- başbakanlığı, Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı ihtimalini göğüslüyor.Oluşacak sert tepkilerin çıtasını aşağıya çekiyor.Sadece psikolojik olarak değil. Siyasetin kültürel altyapısı olarak. Başbakan Erdoğan'ın büyük şansı; Başbakan Yardımcısı Gül'dür. Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması -neredeyse kaçınılmaz ihtimaline- şanstır. Türkiye siyaset tarihinde ilk kez "ikinci birinci adam" biliniyor.R. T. Erdoğan cumhurbaşkanı seçilecek ya da seçilemeyecek... Bu ayrı sorun.Ama...Ondan sonrası, Türkiye Cumhuriyeti siyaset tarihinde ilk kez biliniyor.Abdullah Gül, ya tek başına AKP iktidarının ya da kamuoyu araştırmalarına göre olası bir koalisyon hükümetinin başbakanı olacak.Bu olasılık, "geleceğin siyaset mimarisine odaklanan" tepkilerde, bir bakıma dalgakıran işlevini omuzluyor.Erdoğan'ın, Çankaya yolculuğuna Gül omuz vermekte.Onun yerine radikal İslamcı, radikal söylemlerin sahibi sığ bir ismin başbakanlığı, kamuoyundaki tepkileri, çok daha çoğaltılmış seslere dönüştürmüş olabilirdi.Erdoğan'ın şansı, Gül'ün insani ilişkilerde çizdiği profildir.Özal'ın Çankaya'ya çıkmasından sonra başbakanın kimin olacağı belli değildi. "8 büyük Türk büyüğü (!!)" diye dalga geçilen isimler vardı.Demirel'in Çankaya'ya çıkışından sonra da kimin başbakan olacağı belli değildi.Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı neredeyse algılanıyor ama ilk kez kimin başbakan olacağı kesin belli.AKP iktidarı olur ya da olmaz o ayrı konu ama... Başbakanın kim olacağının ilk kez bilinmesi siyasi istikrar için önemli. İlk kez Ali Taran'ı henüz 19 yaşındayken tanıdım.Genel Yayın Yönetmeni olduğum gazetenin bir reklam kampanyasında CEN Ajans'ın çiçeği burnunda "yaratıcı grup sözcüsü" olarak dinlemiştim.Nasıl da ilginç önerileri olmuştu...Geçelim...Ali Taran ilginç bir zekâdır.Yıllar sonra Cem Uzan'ın "GENÇ PARTİ"sinin reklam kampanyasını üstlenmişti.Ona "bu zorlu işi almayı nasıl kabul ettiğini" sormuştum.Cevabını, Cem Uzan'a yaptığı sunumu yansıtarak vermişti:"Sizi ve ailenizi Türkiye'de kaç milyon kişi tanıyor?Diyelim ki 1 milyon kişi...Bunların bir kısmı sizi iyi, bir kısmı kötü tanıyor.Bu reklam kampanyası için onların hepsini yok farz edelim.Geri kalan için bu kampanyayı yapalım."Ali Taran'ın bu görüşü siyaset ya da sosyoloji ortamında hayli tartışılır, ama iletişim teorisinde onun gerçekçiliğini yansıtır.Yüzde 7 buçuk oy boşa değildir.Cem Uzan'ın Genç Parti'sinin TV programlarında altyazısına gülümseyerek bakanları uyarıyorum.Ali Taran, artık Genç Parti'nin reklamcısı değil, ama iletişim teorisindeki saptaması hâlâ geçerli. GENÇ PARTİ GERÇEĞİ Bugün Ankara'da Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın bir basın toplantısında olacağım.Siyasetin dönüm kilometre taşında -ne ilginçtir ki- bulundum.Örneğin...Eski Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay'ın Kuzey Irak'a harekât kararı bağlamındaki "karşı tavrı" için de bir grup gazeteci olarak Genelkurmay toplantı salonunda beraberdik. Org. Torumtay, "Ben bu işte yokum" şok açıklamasını yapmıştı.Yıllar geçti...Gündem aynı.Ama...Dış siyaset ile iç siyaset bu kez galiba iç içe. gunericivaoglu@milliyet.com.tr GENELKURMAY'DA BİR GÜN