ŞENEZ Erzik Türkiye’nin “uçan büyükelçisidir (flying ambassadeur).”
Yıllardır Türkiye’yi üst düzeyde temsil eder.
Dünyada ve özellikle Avrupa’da spor soyağacının kişiliğini kabul ettirmiş saygın ismidir.
Geniş ve etkin çevresini yılların ilmikleriyle goblen gibi işlemiştir.
“Uluslararası” olmak uzun ve yoğun süreci gerektirir.
Bu karatta bir insanımızı TFF’nin -hele şu balçık haliyle- başkanı görmek düşüncesi tedirgin ediyor.
“Önce... Balçıkta yürüyenin ayaklarına da çamur bulaşır” kaygısının altını çizmeliyim.
Bunca yıl tertemiz kalmış bir resim neden riske edilecek?
Ayrıca...
Uluslararası spor çemberine onun yerine koyabilecek çapta bir değerimiz var mı?
Avrupa futbolunun doruklarında Türkiye “sesini kaybeden ülke” olur.
Şenez Erzik 2 görevi de birlikte yürütebilir mi?
Kurallar bir yana pratiği, hem riskli hem de çok zor...
Aynı baş aynı anda 2 şapkayı taşıyamaz.
Buna karşılık Şenez Erzik’i yıpratma riski göze alınırsa, Erzik de bunu içine sindiriyorsa, Türk futbolunu içine düştüğü bataklıktan çıkartabilecek -belki de- tek isimdir.
Hatta bataklığı kurutacak bilinç, deneyim ve cesarete de sahiptir.
Ya o yolun üzerindeki pusular, hendekler?
Yerinde yeller esecek istinat duvarları?
Rüzgâra karşı yalnız yürüyüş anları?
Kendinden verecekleri ama yerine koyamayacakları?
.....................
Spor gazetecisi değilim.
O nedenle satırlarımı yadırgayanlar olabilir.
Küçük bir açıklama yapayım.
Şenez Erzik’i 1983’ten bu yana tanırım.
O zamanlar bir holding şirketinin çok başarılı genel müdürüydü.
Holdingin patronundan onun “burnundan kıl aldırmadığını, işine hiç karıştırtmadığını” dinlediğimi hatırlıyorum.
Üçümüzdük...
Erzik nezaketen de olsa bir laf etmedi.
Gülümseyerek dinledi, o kadar.
Erzik’le bir süre de Doğan Medya Etik Konseyi’nde birlikte çalıştık.
Gene dürüstlüğün, açıklığın, sağduyunun sesiydi.
Sonuç...
Göreceğiz...
YENİ CEPHE
İSRAİL Başbakanı Netanyahu’nun Kıbrıs Rum Kesimi’ne gidişi üzerinde iyi düşünmek gerek.
İsrail ve Kıbrıs Rum Kesimi tarihlerinde bu bir ilk.
Akdeniz’de iki ülkenin doğalgaz ve petrol arama/üretim çalışmaları zaten bir alarmdı.
Şimdi 2 ülkenin yakınlaşması daha derinlik kazanıyor.
Kıbrıs Rum Kesimi’nin İsrail’e bir askeri hava üssü vermesi askeri alanda da dayanışma işareti. Rumların petrol arama çalışmaları için yabancı şirketlere izin verdiği bölgeler Türkiye’nin arama yapacağı bölgelerle kesişmekte/örtüşmekte.
İsrail savaş gemilerinin devriye gezdikleri ve Rum yönetimine arka çıkma görüntüsü verdikleri de dikkate alındığında kıvılcımlar uçuşturacak gerilim hatları şimdiden vizyonda.
Konya’da İsrail savaş uçaklarına eğitim uçuşlarından, Kıbrıs Rum Kesimi’nde İsrail’e askeri hava üssüne kayan yeni eksen etrafında bakalım dünya nasıl dönecek?
KÜRT BAHARI
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş fikirden zikire geçişler yapıyor.
Önümüzdeki “bahar” için mesaj yüklü işaretler veriyor.
“İnsanlar, baharda çağrı, organizasyon beklemeden sokaklara, meydanlara çıkmalı!
Binler değil, on binler, yüz binler(!)”
...................
Anlaşılan “Arap Baharı’nın” ıskalanışı sonrasında “Kürt Baharı(!)”
Bunlar çok tehlikeli söylemler.
Hiç kimseye fayda sağlamaz.
Ayrıca...
Eksiklerine rağmen demokratik Türkiye ile siyasi yapılanmada ve özgürlüklerde yüzyıl geride olan Arap ülkeleri arasında paralel çizmeye kalkmak yanılgıdır.
Provokasyonlar sonucu elbette taş atanlar, molotof kokteyli savuranlar eylemi biraz daha abartıya taşıyanlar olabilir kuşkusuz ama “Kürt Baharı” sadece kış uykusunda görülen rüyadır. Sezgilerimde yanılmıyorsam Nevruz için bir prova projesi ajandalarında...
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025