Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Akılcı ve gerçekçi bir yöntem.Ancak...Yöntem kadar, Profesör Teziçin bu anketi yapmak için öngördüğü "takvim" de önemli.Teziç, anket için önümüzdeki Eylülü öngörmekte.Bu takvimin mesajı şöyle algılanabilir:1- "Önümüzdeki Eylüle kadar, ben ve arkadaşlarım görevdeyiz."Yani, katsayıların yanı sıra YÖKün yeniden yapılanmasını öngören yasa yürürlüğe girmez. YÖK Başkanı ve üyeleri, görevlerini sürdürürler.İstifa da etmeyeceğiz.2- Eylül sonrasında da katsayı düzenlemelerini biz yapacağız.Anayasa, bu görevi YÖKe vermiştir.3- Hükümet ile yeni YÖK Yasasını yetkili adres olarak biz konuşacağız.Bu takvim ve bu yorum, "olasılıklara" dayanmakta.Şöyle ki: YÖK, üniversite giriş sınavları için katsayıları saptarken bu görüşlerden de yararlanacak. Hâkimler, görülmekte olan dava dosyası için karar öncesi "ihsas - ı rey"de bulunmazlar. Yani eğilimlerini belli edecek söylemden kaçınırlar. Hala Anayasa Mahkemesi Başkanı görevinde olsaydı Ahmet Necdet Sezer, mahkemede bir YÖK dosyası için, konuşmamaya özen gösterirdi.Ancak... Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezerin böyle zorunluluğu yok.19 Mayıs bağlamında yaptığı konuşmada imzasını bekleyen yasa için "ihsas - ı reyde bulundu."Sezer, açık ve net "Laik eğitimden" ve "eğitimde bütünlükten" yana anayasal tavrını koydu. Alelacele çıkarılan YÖK Yasasının Cumhurbaşkanlığından geri döneceği, artık - neredeyse - belli. Vetonun ucu göründü Siyaset, birkaç hamle sonrası düşünülerek yapılır. İyi siyasetçi olmanın koşullarından biri de, "ileriye dönük çok sayıda hamleyi görebilmektir." O halde veto sonrasının olasılıklarını inceleyelim.1- TAM GAZ DEVAM:AKP hükümeti tasarıyı aynen bir kez daha Meclise sunar.2- ANAYASA MAHKEMESİ RİSKİ:İkinci kez kabul edilen metni, Anayasa gereği Cumhurbaşkanı artık veto edemez.Ama onaylaması da mümkün görünmüyor.Daha önce veto ettiği bir metni, önüne tekrar getirildiğinde nasıl onaylar?Bu durumda...Herhalde...Anayasa Mahkemesine "iptal başvurusuyla" gönderir. Ya sonra? Anayasa Mahkemesi, büyük olasılıkla "Yasanın üniversiteye girişte yeniden düzenleme yapan katsayı hükümlerini Anayasa, bu yetkiyi YÖKe vermiştir, Meclise değil gerekçesiye iptal eder."Ancak...YÖKün yapısını değiştiren ve bugünkü YÖK Başkanı ve üyelerini görevden alarak yeni YÖK yöneticilerinin seçilmesini öngören hükümler iptal edilmeyebilir.O zaman...Hükümetin ağırlık koyabileceği yeni YÖK Başkanı ve üyeleri, kendisine ait yetkiyi Anayasa engeline takılmadan kullanabilir. İHLlere üniversite yolunu açacak katsayı düzenlemelerini yapabilir.O halde...AKP ayağını gazdan çekmeyecek mi?İşte burada "ince ayara" dikkat...Cumhurbaşkanı Sezerin, Anayasa Mahkemesine iptal başvurusu gerekçesi amaç ve araç ilişkisine gönderme yapacak olursa...Yani... "yasanın asıl amacının İHLlilere üniversite kapılarını açmak olduğu ve yeni YÖK yapısının da bu amaca götürmeyi hedefleyen araç olabildiğine" gönderme yapılırsa, yasanın tümü iptal tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.Böylece bir kez iptal kararı çıkarsa, başörtüsünde olduğu gibi artık aynı konuda yasa çıkarılamaz. AKP bu konuda "sıfır" çözümle baş başa kalabilir.Böyle "riskli" bir yolda devam etmek yerine, demokrasinin uzlaşmalar düzlüğünde buluşmak, daha akılcı değil mi?Profesör Teziç, en gergin günlerde, bilim platformunda ama ölçülü, olgun konuştu. Nazik ve özenliydi.Demokrasinin çok sesli diyalog ve uzlaşma yollarına açılan kapılarını kapatmadı.Belki de 12 Eylül ürünü YÖK, demokratik süreçte, demokrasinin uzlaşma kültüründe yoğrularak yeniden oluşabilir. g.civaoglu@milliyet.com.tr Duyarlı kavşak