Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

FUTBOLU en iyi okuyanlardan biri olduğuna inandığım Mustafa Denizli bugünkü Fenerbahçe-Galatasaray maçı için ne düşünüyor?
İşte söyledikleri:
Çoğu kez maçı kafamda oynarım.
Eksileriyle artılarıyla yan faktörleriyle yaşarım.
Sonra da “sonuç şöyle olabilir” derim.
Bu defa kafamda oynayamıyorum maçı.
Ama şu iki duruma işaret etmek isterim.
Bazı karşılaşmalarda tribün, sahadaki tempoyu yükseltir.
Bazı maçlarda ise sahadaki ev sahibi takım tribünlerdeki tempoyu ateşler.
Fenerbahçe de özellikle maçın başlarında bu iki durumda birbirini etkileyecek ve tırmandıracak.
Sarı kırmızılılar ne taraftarın tempo katkısını alabilir ne de taraftara tempo kazandırabilir.
Çünkü…
Tribünlerde Galatasaray taraftarı olmayacak.
Galatasaray lige odaklanmıştı.
Açık arayla birinci oldu.
Süper final sarı kırmızılılar için ikinci bir lig gibiydi.
Odaklanması daha zor.
Süper finaldeki diğer takımlar için bu ikinci aşamada konsantrasyonun daha yüksek olması doğal.
Ama…
Fenerbahçe Galatasaray karşı karşıya geldi mi tahminler şaşar.
…………………
Evet…
“Beşar şaşar” demişler.
Tahminler de şaşabilir elbet…
Ben de 3 faktöre dikkat çekeyim.
1Galatasaray kendi hızıyla yarattığı rüzgârla ligi bitirdi.
Süper finalde hız kesme sürecinde.
Fenerbahçe ise Süper finalde hız kazanarak kendi rüzgârını yarattı.
O hızla gidiyor.
Bu durum Galatasaray’ın eksisi gibi görünmekte.
2Buna karşılık Fenerbahçe’nin de bir eksisi var.
“Futbol matematiğinin bütün işlemleri Fenerbahçe’yi favori göstermekte.”
İşte bu derbiler için ve özellikle Galatasaray Fenerbahçe maçları için netamelidir.
Favori gösterilen takıma tatsız sürpriz yaşatabilir.
3Her iki takımında yabancı futbolcuları ağırlıklı.
Bunlar tam “profesyonel…”
Bir kaçı dışında çoğu damarlarını kessen kanının sarı kırmızı ya da sarı lacivert akacağı gibi “tutkulu romantik” değiller.
Maçın gergin havasına kapılıp sakatlanmak riskine karşı çok sakınarak oynayacaklardır. Ne tribünlerin gazı ne tribünlerin sessizliği onları fazla ırgalar.
………………
Sonuç…
“Kalbimin sarayları arasında elbette Galatasaray…”

Haberin Devamı

SENARYO MATEMATİĞİ
BUNDAN bir süre önce yakın gelecek için bir siyaset dizaynı senaryosunu yazmıştım.
Siyaseti iyi okuyan Taha Akyol’dan esinlendiğimi de belirteyim.
Bu senaryo şöyleydi:
Başbakan Erdoğan’ın 2014’te Cumhurbaşkanı seçilmesi olasılıkların en ağırlıklı olanı.
Peki…
Cumhurbaşkanı Gül bu genç yaşında kenara mı çekilecek?
Siyaseti biraz bilen kimse buna “evet” cevabını vermez.
Aklın yolu Başbakanlığa geçmesidir.
Bunu kabul eder mi?
Kendisinin Cumhurbaşkanı olduğu süreçte Erdoğan nasıl Başbakanlık yapmışsa, Gül’ün de aynısını yapması doğaldır.
Ancak…
Başbakanın milletvekili olması zorunluğu ve ilk genel seçimin 2015’te yapılacağı gerçekleri karşısında aradaki 1 yıllık süre nasıl geçecek?
AK Parti’yi kuran ve halen partide olan üç isimden biri Bülent Arınç akla gelen ilk isim.
Gerçi Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Ekonominin patronu Ali Babacan’ın da adları geçmekte ama Bülent Arınç siyasetin doğasına en yakın olanı.
Hem en deneyimlisi ve lider olarak kabul edileni hem de “Başbakan birinci yardımcısı” olarak daha hazır olanı.
İnsan hakları ve özgürlükler konusundaki söylemleri ve tavırları da aydın kesiminde olumlu izler bırakmakta.
Ancak…
Siyasette uzun vadeli hesaplar bazen doğru çıkmaz.
Bu senaryo yan faktörler ve sürprizler yok farz edilerek sadece “üç bilinenle çözüme gitmek” tasarımıdır. Örneğin... Bülent Arınç’ın Başbakanlığı sürebilir de...
………………
Not: Meral Akşener eksenli yazım için iki düzeltme.
Akşener MHP Milletvekilidir.
Arabasının camına kurşun sıkılması da savcıyla konuşmasından 2 gün önce olmuştur. Yani “ağzını sıkı tut” mesajı mı?