FENERBAHÇE otobüsüne kalleşçe saldırıyı lanetliyorum.
Maçların bir hafta ertelenmiş olması “kulüplerin dayanışmasını” göstermek bakımından yerinde karardır.
Şiddete karşı ortak tavırdır.
....................
Dünyada da böyle “tatil” kararları var.
Örneğin İtalya’da taraftarların birbirine girmesiyle yaşanan büyük olay ve Yunanistan’da hakeme saldırı nedenleriyle ligler birer hafta tatil edilmişti.
Mısır’da ise bir maçta dönemin devlet başkanı Mübarek’i destekleyen izleyicilerle muhalifler birbirlerine girmişlerdi.
70 kişi ölmüştü.
Olay siyaset ağırlıklıydı.
Lig karşılaşmaları uzun bir süre için durdurulmuştu.
Paris St. Germain’in futbolcularını taşıyan otobüse golf topu atılarak camlarının kırılması gibi örnekler de var.
KRİMİNEL ARAŞTIRMA
RİZESPOR’u 5-1 yenen Fenerbahçe futbolcuları, havaalanına giderken, otobüse ateş edilmesi ve şoförün yüzünden yaralanması olayı bir fanatiğin “tepki” olayı mıdır?
Mümkün...
Ama...
Daha zayıf bir ihtimal.
Fenerbahçe Rize’yi daha önce de çok kez yendi.
Bir fanatik taraftar da psikolojik tepki yaratmaması gerekir.
Kaldı ki...
Rizespor bu mağlubiyetle ligden düşecek değil.
2015-2016 sezonu için “ligde kalmayı” garantileyecek puanları toplamış bulunuyor.
Buna karşılık olayın “örgütlü” terör ihtimali biraz daha fazla görünmekte.
Ateş açan kişi her kimse bilinçli olarak doğrudan otobüsün şoförünü hedef almış.
Belli ki iyi bir nişancı.
“Şoförü vurduğunda otobüsün kontrolden çıkacağını... Yoldan çıkarak aşağıdaki boşluğa düşeceğini hesaplamış” gibi görünüyor.
Gerçekten, şoförün başı direksiyona düştüğü anda, güvenlik sorumlusu ayağını derhal fren pedalına uzatarak, aracı durdurmasaydı büyük felaket yaşanırdı.
Çok sayıda Fenerbahçeli futbolcu yaşamını yitirirdi.
“Allah korudu” diyelim.
.....................
Seri numarası olmayan, el yapımı (merdiven altı kaçak üretim) bir tüfekle ateş edilmiş olması da düşündürücü.
“Fener-bahçe Cumhuriyeti” denecek kadar büyük ve içlerinde çok fanatikler de olan camia sokağa taşırılmak istenmiştir belki de...
“Türkiye’yi bir kaosa sürüklemek” planının sahnelendiği izlenimleri de var.
........................
Fenerbahçe yönetiminin “Olayın faili bulununcaya kadar sahaya çıkmayacağız” açıklamasıyla dayatması bu açıdan da görülmeli.
İstihbarat çalışmaları için Emniyet’in ve hükümetin üzerinde böylece ciddi bir baskı oluşmuş bulunuyor.
GS - KARABÜKSPOR
OLAY akşamı Galatasaray ve Karabükspor takımları sahaya “Fenerbahçe futbolcularına bu silahlı saldırıyı kınayan” birer şerit taşıyarak çıkabilirlerdi.
Dayanışma örneği sunabilirlerdi.
Ancak...
Yapılmadı bu.
Sanki böyle bir olay yaşanmamış gibi çıktılar, oynadılar.
GS divan üyesi olarak “içime sindiremediğimi” belirtmeliyim.
.........................
Öte yandan...
Şiddetin her alana sıçrayan yaygınlaşma sürecine de dikkat çekmekte fayda var.
Aynı gün AK Parti’nin bir ilçe binasına gene av tüfeğiyle ateş açıldı.
CHP’nin bir ilçedeki seçim bürosuna da saldırı oldu.
Çağlayan Adalet Sarayı’nda odası basılarak öldürülen savcı Kiraz’ın dramı henüz çok taze.
Ya Türkiye’nin 51 ilinde birden saatlerce elektriğin kesilmesi? Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın “Siber saldırı ihtimali yok diyemem” açıklaması!
Daha önce “Trafoya kedi girdi” açıklamasına gönderme yapan “Bu kez de at girdi” gibi bir “kara mizahla” geçiştirilecek şey değil.
Örnekleri uzatabilirim...
Ama...
Hepsinin gösterdiği, 3 kelimelik bir ifadedir:
“Öfke toplumu olduk.”
Siyasetin doruklarındaki asabiyet, öfke dili, ötekileştirmek, ayırımcılık toplumun tamamına dalga dalga yayılmakta.
