Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Abdullah Gül'ün FP Genel Başkanlığı'na adaylığı, bu siyaset camiasında iki büyük değişimi işaretliyor.
Birincisi...
FP'nin soyağacındaki ataları Refah Partisi, Milli Selamet Partisi ve Milli Nizam Partisi'nde 39 yıl boyunca bütün kongreler " tek genel başkan adayıyla" yapılmıştır.
Necmettin Erbakan, tek aday ve Genel Başkan'dı. Süre rekoru ondadır.
Emanetçileri hep tek aday olarak seçildiler.
Son kongrede Recai Kutan da tek adaydı.
14 Mayıs'ta yapılacak kongreye, ilk kez birden fazla genel başkan adayıyla gidiliyor.
Kabuk kırıldı.

İtaat kültürü

İkincisi...
FP'de görünmez mürekkeple yazılmış bir ilke vardı:
"İmamın dediği olur."
İmam yakıştırması, Necmettin Erbakan içindir.
39 yıl boyunca Erbakan, partilerinin başında olsun ya da yasaklı dönemlerinden birini - üçüncü kez yasaklı durumdadır - yaşasın, ipleri daima elinde tutmuştur.
Her konuda son söz onun olmuştur.
Yasaklı olduğunda, Erbakan'ın mutemet avukatları ya da Kutan gibi kadim dostları, onun işaretiyle genel başkan seçilmişlerdir.
Kısacası...
FP ve onun soyağacı olduğu partilerde itaat kültürü esastır.
İlk kez Abdullah Gül, Erbakan'ın onayını almadan hatta - belki - Erbakan'a rağmen, genel başkanlığa adaylığını koymuş bulunuyor.
Abdullah Gül, sıradan bir isim değildir.
Parti içinde genel başkan yardımcılığına kadar gelmiş, kökü, mazisi, ağırlığı olan ciddi bir politikacıdır.
O nedenle...
İtaat kültürü kabuğunun da kırıldığını söyleyebiliriz.

Yarınlar

Peki adaylık için kabuğun kırılması, Büyük Kongre'de yönetim değişikliğine varacak mı?
Örgüt kongreleri önceden yapıldı.
Delegeler genel merkezci.
Yani...
Erbakan'a, onun 40 yıllık yol arkadaşı olan eskilere ve Erbakan'ın kadim dostu Recai Kutan'a yakınlar.
Gerçi yenilikçilerin diğer adayları, Abdullah Gül lehine çekildiler.
Oylarını bölmeyecekler.
Kongreye kadar il il dolaşıp, Türkiye'yi tarayacaklar ama işleri çok zor.
Bununla beraber...
Abdullah Gül ve yenilikçi arkadaşları, Genel İdare Kurulu'na azımsanmayacak şekilde girebilirler.
Ayrıca bir sonraki kurultay için temel atmış olacaklar.
Öte yandan...
FP kapanır ve bu doğrultuda yeni bir parti kurulursa, Recai Kutan'ın genel başkanlık şansı olmaz.
Abdullah Gül'ün önü sanılandan çok daha kısa sürede açılır.

Ve sonrası

Peki kabuğun kırılması FP'de zihniyet değişimini de getirir mi?
Manzara şöyle...
Kutan ve gelenekçiler, FP'nin oylarını yüzde 22'den yüzde 15'e indirdiler.
Yeni politika üretemediler.
Halkla iletişimleri zayıf.
Gençlerin gözünde "babamın partisi..."
FP'nin iktidar olacağına kendi seçmeni bile inanmıyor.
Moralleri kırık.
Ayrıca...
Merve Kavakçı ve Hizbullah süreçlerinde, yanlış söylem, yanlış eylem, gerisi gelemeyen titrek çıkışlarla FP yönetimi kamuoyunda aşındı.
Son Anayasa değişikliği sürecinde de FP devre dışı.
Abdullah Gül ve arkadaşları, bütün bu eksilerin bilincindeler.
Onlar, partinin demokratikleşmek, sistemin ve küreselleşmenin içinde yer almak, kabuk değiştirmek, yeni fikirler ve söylemler üretmek, toplumla ve anayasal kurumlarla bütünleşmek zorunluğunu görüyorlar.
Sonuç...
Kongrede oylar ne olursa olsun, gene de bu partide bölünme beklenmesin.
İtaat değilse de, cemaat kültürü sürer.



Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr