Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


FP kurtulmazsa, ekonomi yoğun bakımlık olur mu?
Bir düşünün...
8 milyar dolarlık takas gerçekleşti.
Bankalar rahatladı... Demeçler olumlu.
Ama... Neden borsa yükselmedi? Dolar neden düşmedi?
Bunun nedeni siyasi.
Piyasalar, bu kez de Anayasa Mahkemesi'nin FP için vereceği karara kilitlendi.
Bekleniyor.
"Ya kapatma kararı çıkarsa?
Türkiye ara seçimle karşı karşıya kalır mı?
Seçim ekonomisi mi uygulanır?"
İşte kafalardaki sorular...
Türkiye'de siyasetle ekonomi hala iç içe.
Siyaset hapşırınca ekonomi zatüre olur.
Şubat
krizi de Sezer - Ecevit tartışmasıyla patlamadı mı?
Şimdi FP'nin kapatılma davası da siyasi bir olay olarak kalmıyor, ekonomiyi kritik bir beklentiye sokuyor.
O nedenle Türkiye'nin para ve piyasa politikalarını düzenleyen çevreler, siyaset dorukları "karar ne olursa olsun, açıklanmanın, Cuma akşamı borsa ve bankaların kapanış saati sonrası yapılması" görüşündeler.
Bunu Anayasa Mahkemesi'ne de duyurmuş olabilirler.
Çünkü... Karar "kapatmak" olursa, Türkiye'nin yeniden bir ekonomik depreme dayanma gücü kalmadı.

Bugün ya da Cuma iş saatlerinde, Anayasa Mahkemesi'nin "FP'yi kapatma yolunda" bir karar açıklaması, son krizden sonra belini henüz yeni yeni doğrultmaya başlayan ekonomiyi çökertebilir.
"Türkiye'nin seçimlere gidebileceği" yolunda olumsuz psikolojik ortam yaratabilir.
Hatta, kapatma kararıyla, sadece "2 FP'li milletvekilinin parlamenter statüsünü yitireceği" ve bu kararın "ara seçime neden olmayacağı" gibi bir gerçek dahi, halka birkaç saatte kolay kolay anlatılamayabilir.
FP'li 40 milletvekilinin "parti kapatılırsa yürürlüğe girmesi koşuluyla" verdikleri dilekçelere gelince...
"O istifa dilekçelerinin işleme konmayacağı, Türkiye'nin kaosa itilmeyeceği" Kutan tarafından açıklandı.
Dahası... O dilekçelerin geçerlik kazanması için Meclis'te en az 276 milletvekilinin oylarıyla kabul edilmesi gerekir.
FP'nin, DYP ile birlikte dahi böyle bir oy çoğunluğu yok ki...
Ama... Panik yaşayabilecek topluma, bütün bunları birkaç saatte anlatmak çok zor.
O arada borsa "paraşütsüz iniş" yapabilir.
Döviz fiyatları jetleyebilir.
Türkiye, yeni bir krizin eşiğine gelebilir.
Kısacası... "Eşref saati" önemli.

Oysa... Cuma günü, bankaların ve borsa işlemlerinin kapandığı akşam saatlerinde Anayasa Mahkemesi'nin yapacağı bir açıklama - eğer kapatma kararı alınmışsa - olası bir panik fırtınasının tahribatını önleyebilir.
Gerçeklerin açıklanabileceği zaman, kazanılmış olur.
Cumartesi ve Pazar, toplum yeterince bilgilendirilir.
Pazartesi, paniğin değil aklın, sağduyunun ve güvencelerin ışığında yeni bir haftaya girilir.
Zaten... Türkiye'de genellikle stratejik kararlar Cuma akşamları açıklanır.
Ağzımızdan yel alsın, ihtilaller bile öyle olmamış mıdır?
Elbette... Anayasa Mahkemesi'nin kararı ne olacak, ne zaman açıklanacak bilemiyoruz.
"Kapatmamak" kararı da çıkabilir.
Belki, - Kutan'ın başvurusunun geri çevrilmesine karşın - gene de "erteleme ara kararı" alınabilir.
"Cuma'da hayır var" deyip bekleyelim...