Hagi, Galatasaray'dan
3 yılda 8 milyon dolar almış.
Romanya'da iki otelin,
Bükreş'de en yüksek gökdelenin sahibi.
Köstence Kulübü'nün de sahibi ve başkanı.
Hagi'nin çizdiği profil,
Galatasaray'ın manevi aktifidir.
Türkiye'de ve
Avrupa'da futbolda yıldızı parlamakta olanlar için
Galatasaray, güvenli ve pırıltılı bir çekim merkezi olabilir.
Son yıllarda
Galatasaray, sıradan lig iddiaları ile yetinen kulüpler çıtasını da aşmış bulunmakta.
Neredeyse çeyrek lig süresi kadar
Avrupa statlarında oynuyor. Dünya sıralamalarında yer alıyor.
Elbette
Avrupa Kupası kazanan veya
Avrupa'da final oynamış devler grubunda değil ama orta sınıf
Avrupa takımlarının tırmananları arasında.
Kimya
Futbolcu için kariyer yapmaya
GS, şık bir vitrin.
Müthiş bir seyirciye sahip. Tribünlerden sahaya sevgi seli akıyor.
Fatih Terim gibi karakter örneği bir hocanın yönetimindeki takımda arkadaşlık, kolektif bilinç ve ahenk var.
Nihayet bütün bu güzellikleri üreten
Galatasaraylılık ruhu, terbiyesi ve kültürü...
Bunca zenginliğine karşın, hala
Hagi'ye futbola yeni başlamış delikanlı heyecanı ile top oynatan, kendi etiği kadar, bu
Galatasaray kimyasıdır.
Mallorca karşısında
Galatasarayımıza yürekten başarılar.
25 Mart kavşağı
Galatasaray'ın bir büyük sınavı daha var;
25 Mart Büyük Kongresi!..
Galatasaray ciddi bir kavşakta.
Artık ligle yetinmeyen Avrupa büyüklüğünü hedefleyen Galatasaray, yapısal ve finansal devrimler yapmak zorunda.
Daha önce de bu köşede yansıttığım bir proje, yönetim tarafından gündemde tutuluyor.
Yani...
Hisseleri Galatasaray'a ait olan bir şirkete, TV yayın haklarını forma ve stat reklam gelirlerini, Galatasaray simgesi ve renklerini taşıyan ürün haklarını kiralamak... Bu şirketin yüzde 40 dolayındaki hisselerini bir ABD sigorta fonu şirketine 5 yıllığına vermek, AIG adlı bu yabancı şirketin ilk bakışta çekici görünen önerileri var.
Örneğin...
Peşin 30 milyon dolar ödemek ve reklam gelirlerini birkaç misli artırmak, yıldız futbolcuları Galatasaray'a düşük bedelle kiralamak gibi...
Böylece "Galatasaray'ı Avrupa büyükleri arasına tırmandırmak" iddiasında.
Ama...
Daha önce de yansıttığım albenisi olan öneriler, ihtiyatla karşılanmalı ve Galatasaray kültürünün süzgecinden geçmelidir.
Nitekim görevlendirilen bir "akil adamlar" komisyonu, öneriyi ve bunu yapan şirketi benimsemedi.
Kongre yönetimi, başka bir anlaşma yetkisi için de alt komisyon görevlendirdi.
Zaten yönetimin de kongre arifesinde çok büyük anlaşmalar yapması, kulübü zorlu taahhüdlere sokması zarif olmaz.
Reform
25 Mart Kongresi, böyle bir kavşakta toplanıyor.
Bu kongre, öncelikle
Galatasaray geleneğine yakışır şeffaflığı oluşturmalıdır.
Komisyon raporları okunmalı, yönetimin görüşleri dinlenmelidir.
Hiçbir konu gölgede kalmamalıdır.
Bunlardan sonra
Galatarasay'ın büyük hedeflerine uygun finansal ve yapısal yenilenme formülü tanımlanır.
Ardından
Galatasaray kültürünün yansıyacağı yönetim için seçime gidilmelidir.
Bütün çözümlerin odak noktası,
Fatih Terim'in önünü açmak, futbol şirketinin yönetimini ona vermektir.
Bunlar olurken, çok değerli bir
Galatasaraylı ve kulübün ağabeylerinden aziz
Necdet Çobanlı'nın yüreğini de yeniden kazanmanın formülü,
Genel Kurul'un iradesidir.
NOT: Okuyucularımın Kurban Bayramı'nı kutluyorum(G.C).
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr