TUTUKLU gazeteciler ve -bir olasılıkla- milletvekilleri için adalet bakanlığında bir çalışma yapılıyor.
Olumlu bir gelişmeye doğru adım sesleri bunlar.
Gazetecilerle oynamak “netameli” değildir.
Dünyanın her yerinde bu bir kural...
Suriye Başkanı Esad iki batılı gazetecinin öldüğü bir saldırıyla kendini daha da zora soktu. Gazetecilerin kaldığı oteli bombalamak büyük hataydı.
O iki gazetecinin ölümü üzerinden dramatik yayınlarla, dünya kamuoyunda yargılanıyor.
Batı ülkelerinde yönetimler üzerlerinde oluşan ağır baskı nedeniyle Suriye yaptırımlarını ağırlaştırdılar.
İşte o yayınlardan biri...
“Meslektaşımız Remi Ochlik” başlıklarıyla medyada yansıtılan bir “love story (aşk hikâyesi)” olarak sunulmakta.
Diktatör Esad’ın kan dökücülüğü bu “Human interest (insan odaklı)” aşk hikâyesiyle ortaya konulmakta.
Ochlik adlı genç gazetecinin Suriye’de bir duvar üzerinde oturmuş fotoğrafı...
Omuzunda çantası ve elinde fotoğraf makinesi, sol elindeki nişan halkası...
Gencecik bir yüz.
Ve...
Ochlik’in daha nişanlısı Emile ile Kasım 2011 de çekilmiş fotoğrafı.
Birbirlerine sokulmuşlar gözleri kapalı ve nasıl da mutlular.
Fotoğraf altında Ochlik için şu sözleri yazılı:
“Remi bana çok ince ve koruyucuydu...”
Evet...
“Koruyucu” değil “koruyucuydu...”
İki genç aşığın fotoğraf altındaki bu geçmiş zamanı işaretleyen iki harf; “du” yürek sızlatıyor.
Ürettiği tepki dalgaları daireler halinde yayılarak Esad’ın tüm kurbanlarına doğru yayılıyor.
İnsanlık suçunun “suçüstü belgeselini” oluşturuyor.
Tutuklu arkadaşlarımızı düşünüyorum.
Onların da kendi iç bahçelerinde kim bilir nasıl acı yüklü “çok özel” öyküleri vardır.
Cüneyt Özdemir’in programında Tuncay Özkan’ın kızını dinlemek de hüzün vericiydi.
Haftada bir “babasıyla aralarında kalın bir cam, ellerinde telefon ahizeleriyle konuşmalarını” anlatıyordu.
Süre dolduğunda gardiyanlar eskiden “vakit doldu” diyerek uyarırlarmış.
Son birkaç cümle daha konuşabilirlermiş.
Şimdi artık uyarı yokmuş.
Telefon bağlantısı görüşme süresi dolduğu anda kesiliyormuş.
Ayda bir de “açık görüş” varmış.
Babasına dokunabiliyor, onu kucaklaması mümkün oluyormuş.
“Babaya ayda bir dokunabilmek...”
3 yıldır böyle...
Mustafa Balbay, Nedim Şener ve diğerleri de aileleriyle bu “kayıp yılların” acı yükünü taşıyorlar.
Yargıya saygılıyız.
Mahkzmiyet kararı olsaydı neyse...
Ama...
Onlar sadece tutuklu.
“Mahkeme kararıyla suçu sabit oluncaya kadar masumdurlar.”
Bu “masumiyet karinesi” nedeniyle çocuklarının, eşlerinin belki de beraatla sonuçlanacak yargı sürecinde bir tür ceza çekmeleri çok üzücü.
10 GENERALİN GAZETE İLANI
AMERİKA’da halen aktif görev yapan (muvazzaf) 10 generalin ünlü Washington Post gazetesinde tam sayfa ilanı yayınlandı.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025