Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


"Önden ben mi gideceğim,
gölgem mi gidecek?"
Arif Nihat Asya
Yasaklı yıllarında Süleyman Demirel'in gölge adı, "bir bilen"di.
Büyük Türkiye Partisi üzerine düştü... Kapatıldı.
Gölge etmek siyasette tekin değildir.
Dün de FP Büyük Kongresi'nde, önceleri Erbakan yerine, gölge adı "O" kullanılmaktaydı.
Örneğin şöyle pankartlar açılmıştı.
"O'NA BORÇLUYUZ... O'NUN YOLUNDAYIZ..."
Duvarlarda Erbakan'ın resmi, posteri yoktu.
El pankartlarında Erbakan fotoğrafı görülmüyordu.
Kürsüdeki ilk konuşmalarda da Erbakan yerine "O."
"O"nun gölgesi, kongreye düşmüştü.

Haydi Fatiha

Üstelik...
Dakikalar ilerledikçe Erbakan adı gölgenin de önüne geçti.
Önce kürsüdeki konuşmasında Kutan, Erbakan'ın adını kullandı.
Sonra...
Erbakan'ın mesajı okunduğunda müthiş bir patlama yaşandı.
Bütün salon ayaktaydı.
FP bayrakları dalgalanıyordu.
Binlerce sıkılı yumrukta Erbakan'ın baş parmağını kaldırarak verdiği selam, protest siyasete dönüşmüştü.
FP, peçeyi açmış, Erbakan, kongreye damgasını vurmuştu.
Zaten...
Konutunda grup grup kabul ettiği delegelere, açıkça Kutan'a oy vermelerini söylüyordu.
"Ama" diye itiraza kalkışanların ağızlarına lafı tıkayıp gönderiyordu:
"Ne yapmanız gerektiğini öğrendiniz.
Haydi Fatiha."
Fatiha okunduktan sonra o grup gidiyor, başka grup geliyordu.

Siyaset gurusu

Necmettin Erbakan, o camianın gurusu.
Ama artık büyüsü giderek gücünü yitirmekte.
Bütün ağırlığını koyduğu Recai Kutan, salt çoğunluğu kıl payıyla ancak aşabildi.
"Oy vermeyin, o daha çocuk" diye karşı koyduğu Abdullah Gül, eşit koşullarda ve adil bir yarışma olsa kazanabileceğini gösterdi.
Erbakan'ın da kendisini ziyaret eden delegelere söylediği "biat kültürü" yani büyüğe koşulsuz bağlanmak, onun dediğini koşulsuz yapmak tekke töresi artık aşınıyor.
Üstelik...
Ya bu Erbakan damgası, FP'ye RP'nin devamı görüntüsünü vermişse?
Soru, Anayasa Mahkemesi'ndeki "kapatma davası" bağlamında düşündürücüdür.
Parti kapanması, özgürlükler açısından tartışılabilir.
Ama hukuk penceresinden bakıldığında, Erbakan, hem gölgesi hem kendisiyle FP'nin üzerinde.

FP'de 28 Şubatçılık mı?

Erbakan ve gelenekçiler, yenilikçilere tabanın kaymakta olduğunu görmüşlerdir.
Çarşaf listeyi ve bazı isimlerin çizilmesini önleyen tüzük değişiklikleri, bu kaygının sonucuydu.
Abdullah Gül'ün afişinin salona asılmasını bir gece öncesine kadar engellemek, konuşmasının sadece 15 dakikayla sınırlanması için çalışmak da öyle...
Abdullah Gül'e yakın olan bir delege, o çabaları kara mizahla özetledi:
"Bunlar da bizim partinin 28 Şubatçıları!.."

Çifte standart

Recai Kutan, genelde tonton karizması olan, çelebi bir insandır.
Sevilir.
Kürsüde konuşurken, RP'ye haksızlık iddialarını dile getiriyordu.
Evrensel demokrasi istiyordu.
Peki Batı demokrasilerinde bir siyasi parti, kendi içinde genel başkanlık yarışmasına ve zihniyet yenilenmesine bu kadar katı, bu kadar dışlayıcı olabilir mi?
Çifte standart, Kutan'a yakışmıyor.
"Bizde takiye yok" da diyordu.
Umarız ki...
Hiç değilse...
Salondaki Atatürk posteri ve tribünlerde çoğunluğun yürekten söylediği İstiklal Marşı ile tutarlı bir parti olsun.


Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr