Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Bizim mahallede trend gene “bir AKP bakanı’na göre” ya da “AKP’nin kurmaylarından birine göre” diye başlayan ve siyaseti dalgalandıran söylemlerin yazılması. Her duyarlı süreçte böyle olur zaten.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “AKP kapatılırsa benim Çankaya’daki varlığımın meşruiyetini de sorgulamak için baskılar olacak” söylemi üzerine, bir süredir kendime sakladığım bir öngörüyü yazıyorum.
Bu ifadenin sahibi için de “AKP’li bir öngören” tanımını yapayım.
Bu “bir öngören”e göre “Anayasa Mahkemesi, AKP’yi kapatma kararı alırsa, Çankaya da gündeme gelecek.”
Şöyle diyor: “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için karar 6-5 olursa bile meşruiyeti tartışmaya açılır.”
Elbette...
“Cumhurbaşkanı’nın sorumsuzluğu nedeniyle yasal olarak ona dokunmak mümkün değil ama Sayın Gül’ün istifa etmesi için yoğun baskı olacaktır. Hakkında Anayasa Mahkemesi’nin kararı olan bir kişinin Cumhurbaşkanı statüsünü sürdürmesi sakıncalıdır. Asıl sorun, AKP’nin kapatılmasından çok Çankaya’da yaşanacaktır.”
Cumhurbaşkanı Gül’ün de kulağına böyle “gri yorumlar” gelmiş olmalı.
Haksız değil...
Siyaset denizinde kan kokusu öyle bir algılamadır ki sular birden karışır.
Kaldı ki gönüllerinde Çankaya ateşi yananların sayısı sanılandan fazla.
AKP’nin kapatılması halinde neler olabileceğini AB ve ABD ufuk çizgilerinde öngörmek çabasındakiler, içeride olabileceklere “yakın körlüğü” içindeler. Kimlerin hayallerini başbakanlığın, parti başkanlığının ve bakanlığın süslediği bir bilinse!..
Cumhurbaşkanı Gül, gene de şu duyarlı süreçte özenli tutum sürdürüyor.

Haberin Devamı

TRİBÜNDE SİGARA
Kapalı yerlerin yanı sıra stadyum tribünlerinde de sigaranın yasaklanması çok doğru.
Örneği kendimden vereyim.
Esaslı bir sigara içicisiydim. On dört yıl içmedim.
Sonra, arkadaşlarla Ali Sami Yen’de ortaklaşa bir loca aldık. Heyecandan, kahırdan, sevinçten değil, sırf loca arkadaşlarım puro içtikleri için, onlara özendim ve birkaç puf çekmeye başladım. Sonra artırdım.
Gündelik hayatta da yemeklerden sonraya da bu keyfi ekledim.
Şimdi gene azaltma sürecindeyim. Bırakırım herhalde.
Çünkü...
Bizim Doğan grubu bina içinde sigarayı bir süredir yasaklamıştı. Bahçede sigara içmeye ayırılan yer hayli uzakta. Oraya kadar gitmeye üşeniyorum. Gazetede ve televizyonda geçen saatlerimde içmiyorum.
Yeniden o on dört yıllık arayı izleyen “yemeklerden sonra birkaç puf çekmeye” döndüm.
Yani...
Yasaklar işe yarıyor.
Tribünlerde sigara yasağı üç yıl önce olsaydı. Belki hiç içmeyecektim.
Merhum Vehbi Koç içine çekmeden günde beş sigara içerdi. Yaşamının sonuna kadar ne fazla, ne eksik. Bu özeni nedeniyle sigaradan yana sağlık sorunu olmadı hiç.
Saatleri vardı. O an gelinceye kadar beklerdi.
İçenlere tavsiyem şu mereti bırakamıyorlarsa, Vehbi Bey gibi irade sahibi olmaları.
İçki reklamlarında bile “drink responsibly” anonsu yapılmıyor mu?

Haberin Devamı

YABANCI DAMAT
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk NTV’den bir meslektaşımızla evlidir.
Yani damattır..
Ama ne de olsa “yabancı damat.” Bizimle yakından ilgili ama bizi -tam- anlayabilmiş değil. Bol bol konuşuyor.
Kendince “Türkiye’nin iyiliğini istediğini” tahmin ediyorum.
Ancak...
Onu “teşhisi yanlış olduğu için tedavi reçetesi de yanlış olan doktora benzetmek mümkün.”
Gene de...
Bugünkü Milliyet’te yayımlanan sözlerine bakılırsa, yavaş yavaş daha gerçekçi rotaya dümen kırarak bir zihinsel yolculuğa başlamış gibi...
“Türkiye çoğunluğunun laiklik sorgulamalarına, irtica kaygılarına, kuşkularına ve endişelerine” nihayet kulak vermekte. Hatta bir de itirafta bulunmuş, “Galiba Türkiye için bazı konularda yüzeysel kalıyoruz...”
Günaydın!
Ne var ki...
Aynı konuşmasında bir de “AKP’ye olan sempatim” söylemi var. İşte bu olmadı.
“Damat”, statüsünü TC vatandaşlığına dönüştürürse, ilk seçimde AKP’ye oy verebilir. Kimsenin de itirazı olamaz.
Ama AB-AKP Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı değil, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı’dır. AKP ise Türkiye demek değildir.
Söylemleri AKP sempatisine endeksli olmamalı.