İlk kez Genel Başkan, Başbakan olamayacak. Genel Başkan mı, onun aday gösterdiği Başbakan mı ağır basacak?Akbulutun bile "her şeyimi ona borçluyum" dediği Özala karşı bir gün "Başbakan benim, hükümeti ben yönetirim" diye isyan bayrağı açtığını unutmayalım.O Akbulut ki, Başbakan atandıktan sonra Özalın kendi eliyle yazdığı ve "al ilan et" diye verdiği Bakanlar Kurulu listesini aynen açıklamıştı.O halde Başbakan adayı için formül...Ne AKPden dayatmak... Ne Çankayadan dikte...Ne Erdoğanın uzaktan kumandasında olmak... Ne de psikolojik uyumsuzluk kompleksine girmek...Bu aday Gül mü? Cumhurbaşkanının uygun göreceği Başbakan adayı Gül mü? Elbette bu sorunun cevabı önemli... Ama Erdoğanın da bir süre sonra psikoloji sorunu ile karşılaşmayacağı bir Başbakan da önemli. Kankası gibi "AKPnin doğum sancıları çekilirken, başkanlık için Gülün adı geçiyordu. O ise Erdoğanı destekledi.İkisi arasındaki - güvenilir arkadaşlığın - bir kez daha sınavıydı bu.AKP kurulduktan sonra da en zor günlerinde Erdoğanın hep yanında oldu.Gül zamanı geldiğinde başbakanlığı, derhal Erdoğana devredecek sağlam kişiliktir.Sadece tüzük gereği Birinci Genel Başkan Yardımcısı etiketiyle değil bu - moral - değerleriyle de Gül, ikinci adam...Gülün yerine bir başkasının başbakan adayı gösterilmesini Erdoğanın AKP örgütüne anlatabilmesi zor olur. Erdoğanın vekili olarak görülüyor."Bunlara Gülün adının şaibeye hiç bulaşmadığını, iki dönem parlamenter deneyimini, yabancı dil bilgisi nedeniyle uluslararası ilişkileri ve çevresini, ılımlı kişiliğiyle medyada sevilmesini de ekleyelim.Gülün "Demokrasi sayılarla yönetmek değildir. Kurumlar ve tüm kesimlerle uzlaşmak gerekir" söylemi de dümendeyken AKPyi kayalıklara sürüklemeyeceğini gösteriyor. O camiayı çok iyi tanıyan bir gazeteciden yansıtayım: Dayatma değil uzlaşma Demokrasi geleneğimiz parlamentoya en fazla milletvekili getirmiş partinin genel başkanına hükümet kurma görevinin verilmesidir.Ama... O partinin genel başkanının milletvekili olmaması halinde ne yapılacağı yolunda bir gelenek yok.İlk kez oluyor...Peki, AKP yetkili kurullarının adayını Cumhurbaşkanı dikkate almayacak mı?Elbette bu da mümkün değil.Sanıyoruz bir orta yol bulunur. Erdoğan da bunu söyledi.Örneğin, yetkili kurullarda Gül ve onun yanı sıra olası aday adayları saptanır... Erdoğan, Sezere çıkarak onun başbakan tanımını alır, Gül ve diğer aday adayları için danışır. Sezerden duyarlı Anayasal kurumların nabzını da algılamaya çalşır.Yeniden arkadaşlarına döner konuşur.Bir ya da birkaç kişi için Çankayaya sunulmak üzere mutabakat sağlanır.Bu sürecin doğru işlemesi kadar kamuoyunu bilgilendirme süreci de özeni gerektirir.Demokraside yeni bir gelenek oluşacak.Dantela gibi işlenerek, demokrasiye armağan edilmeli. Ancak Cumhurbaşkanı Sezere "İşte bizim başbakan adayımız. Biz adayı gösteririz, Cumhurbaşkanı da görevlendirir" dayatması olmaz. Eşitler ve dahası Örneğin Abdülkadir Aksu, Bülent Arınç...Onlar için "eşitler arasında daha fazla eşit olanlar" denebilir.Bir de sonradan katılan "eşitler"den "aday adayı" adaylar.Örneğin Mehmet Dülger, Köksal Toptan, Erkan Mumcu, Vahit Erdem, Vecdi Gönül.........Erdoğan - Baykal diyaloğu ve Genelkurmay Başkanı Özkökün "güzel seçim oldu" demeciyle siyaseti ve ekonomiyi rahatlatan ortamın yok yere gerilmemesi gerekir.Çiçekleri kırağı vurmasın.Ramazanınız mübarek olsun. g.civaoglu@milliyet.com.tr Peki Gülün yanı sıra Erdoğanın "bu yollarda beraber yürüyüp beraber ıslandıkları" diğerleri?