Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Cumhurbaşkanı’nın uygun göreceği Başbakan adayı Gül mü? Elbette bu sorunun cevabı önemli... Ama Erdoğan’ın da bir süre sonra psikoloji sorunu ile karşılaşmayacağı bir Başbakan da önemli.
İlk kez Genel Başkan, Başbakan olamayacak. Genel Başkan mı, onun aday gösterdiği Başbakan mı ağır basacak?
Akbulut’un bile "her şeyimi ona borçluyum" dediği Özal’a karşı bir gün "Başbakan benim, hükümeti ben yönetirim" diye isyan bayrağı açtığını unutmayalım.
O Akbulut ki, Başbakan atandıktan sonra Özal’ın kendi eliyle yazdığı ve "al ilan et" diye verdiği Bakanlar Kurulu listesini aynen açıklamıştı.
O halde Başbakan adayı için formül...
Ne AKP’den dayatmak... Ne Çankaya’dan dikte...
Ne Erdoğan’ın uzaktan kumandasında olmak... Ne de psikolojik uyumsuzluk kompleksine girmek...
Bu aday Gül mü?

O camiayı çok iyi tanıyan bir gazeteciden yansıtayım:
"AKP’nin doğum sancıları çekilirken, başkanlık için Gül’ün adı geçiyordu. O ise Erdoğan’ı destekledi.
İkisi arasındaki - güvenilir arkadaşlığın - bir kez daha sınavıydı bu.
AKP kurulduktan sonra da en zor günlerinde Erdoğan’ın hep yanında oldu.
Gül zamanı geldiğinde başbakanlığı, derhal Erdoğan’a devredecek sağlam kişiliktir.
Sadece tüzük gereği Birinci Genel Başkan Yardımcısı etiketiyle değil bu - moral - değerleriyle de Gül, ikinci adam...
Gül’ün yerine bir başkasının başbakan adayı gösterilmesini Erdoğan’ın AKP örgütüne anlatabilmesi zor olur. Erdoğan’ın vekili olarak görülüyor."
Bunlara Gül’ün adının şaibeye hiç bulaşmadığını, iki dönem parlamenter deneyimini, yabancı dil bilgisi nedeniyle uluslararası ilişkileri ve çevresini, ılımlı kişiliğiyle medyada sevilmesini de ekleyelim.
Gül’ün "Demokrasi sayılarla yönetmek değildir. Kurumlar ve tüm kesimlerle uzlaşmak gerekir" söylemi de dümendeyken AKP’yi kayalıklara sürüklemeyeceğini gösteriyor.

Ancak Cumhurbaşkanı Sezer’e "İşte bizim başbakan adayımız. Biz adayı gösteririz, Cumhurbaşkanı da görevlendirir" dayatması olmaz.
Demokrasi geleneğimiz parlamentoya en fazla milletvekili getirmiş partinin genel başkanına hükümet kurma görevinin verilmesidir.
Ama... O partinin genel başkanının milletvekili olmaması halinde ne yapılacağı yolunda bir gelenek yok.
İlk kez oluyor...
Peki, AKP yetkili kurullarının adayını Cumhurbaşkanı dikkate almayacak mı?
Elbette bu da mümkün değil.
Sanıyoruz bir orta yol bulunur. Erdoğan da bunu söyledi.
Örneğin, yetkili kurullarda Gül ve onun yanı sıra olası aday adayları saptanır... Erdoğan, Sezer’e çıkarak onun başbakan tanımını alır, Gül ve diğer aday adayları için danışır. Sezer’den duyarlı Anayasal kurumların nabzını da algılamaya çalşır.
Yeniden arkadaşlarına döner konuşur.
Bir ya da birkaç kişi için Çankaya’ya sunulmak üzere mutabakat sağlanır.
Bu sürecin doğru işlemesi kadar kamuoyunu bilgilendirme süreci de özeni gerektirir.
Demokraside yeni bir gelenek oluşacak.
Dantela gibi işlenerek, demokrasiye armağan edilmeli.

Peki Gül’ün yanı sıra Erdoğan’ın "bu yollarda beraber yürüyüp beraber ıslandıkları" diğerleri?
Örneğin Abdülkadir Aksu, Bülent Arınç...
Onlar için "eşitler arasında daha fazla eşit olanlar" denebilir.
Bir de sonradan katılan "eşitleröden "aday adayı" adaylar.
Örneğin Mehmet Dülger, Köksal Toptan, Erkan Mumcu, Vahit Erdem, Vecdi Gönül...
......
Erdoğan - Baykal diyaloğu ve Genelkurmay Başkanı Özkök’ün "güzel seçim oldu" demeciyle siyaseti ve ekonomiyi rahatlatan ortamın yok yere gerilmemesi gerekir.
Çiçekleri kırağı vurmasın.
Ramazanınız mübarek olsun.