Top etrafında dönen gezegenin - neredeyse - hepimiz, birer "futbol yurttaşıyız."Aramızda renk, dil, din, ırk, ülke, ulus, coğrafya farkı yok. Üst kimliğimiz, "futbol yurttaşlığı." O gezegenin gurularından biri Collina konuğumuz...En son Dünya Kupası finalini yönetti.1996 Atlanta Olimpiyatlarında, Fransadaki 1998 Dünya Kupasında, Hollanda ve Belçikada yapılan 2000 yılı Avrupa Şampiyonasında düdük çaldı. Avrupa Şampiyonlar Liginin ve özellikle finallerinin hakemidir.Ülkesi İtalyada futbolcuların oylarıyla verilmeye başlanan "Oscar Del Calcio"yu da 1997, 1998 ve 2000de kazandı.Uluslararası Futbol Tarih ve İstatistik Federasyonuna göre de Collina 1998, 1999 ve 2000de "dünyanın" en iyi hakemi.O otoritesini zarafeti ve sevecenliğiyle bütünleştirdiği için adeta bir sanatçı.Bir GS maçında Hagi oyundan çıkarken koşarak onun yanına gidişi ve elini sıkarak kenar çizgisine gönderişi unutulmaz bir anı.Hakem tanımına ve hakeme bakış tarzına yepyeni bir imaj ve içerik kazandırmıştır. Güneşin yerine futbol topu ve onun etrafında dönen dünya... Bu karikatürü Turhan Selçuk çizmişti. Kurbanlık hakem "Futbolda adalet yoktur. Hakem vardır. Diktatördür. Ona itiraz edemezsiniz. Ağzında düdüğü, elinde kartlarıyla kendi hukukunu uygulayan yargıçtır.Başarısızlık kendine kurban arar. Taraftar, yönetici, teknik direktör ve futbolcu için futbolda o kurban, hakemdir.O olmasaydı bile icat edilmek zorunda kalınırdı!" (Top Bir Dünyadır. YKB yayını. S. 294)Taraftar gerçekten hakem konusunda acımasızdır.Bir çarpıcı örnek yansıtayım... Ekvadorlu şair Jorge Enrque Adoum sürgün dönüşü maça gider. Oyun başlamadan önce hakemin o gün ölen annesi için bir dakikalık saygı duruşu anonsu yapılır.Tribünlerdeki 10 binlerce seyirci ayakta saygı duruşuna geçer.Şair, "yıllar içinde acaba ülkemin insanı bu kadar mı değişti" diye hayrete düşer.Çünkü Ekvadorda seyirci hakem için sadece "i....e hakem" diye bağırmak için ayağa kalkarmış.Ama az sonra her şey gene eskiye dönüşür.Atılan golü vermeyen hakem için, taraftar ayağa kalkmış, tempoyla bağırmaya başlamıştır:"Öksüz i...e" (Gölgede ve Güneşte Futbol. Eduardo Galeano. Can yayın. S. 158) Gerçekten... Hakem için genel yargı şöyledir. Collina rönesansı Collina, Bologna Üniversitesinde ekonomi okumuş... Birincilikle bitirmiş. Zekânın, iddianın ve disiplinin işareti... Halen mali danışmanlık yapıyor. Meşruiyetin simgesi...İtalyanca, İngilizce, İspanyolca ve Fransızca biliyor. Kültür coğrafyasının haritası...Onun elini sıkarken keşke daha fazla konuşma olanağı bulunsa ve nasıl çalıştığını dinlesem diye düşündüm.Merhum İslam Çupi şöyle yazmıştı. (Türk Edebiyatında Futbol. S. 226)"Yugoslav Çaykovski, idmanlarda piyano tuşlarının ritmine uyarak top çalışması yaparmış. İtalyaya transfer olduktan sonra Omar Sivori topla hüner çalışmalarını villasının bahçesinde Arjantin tangolarının kıvraklığıyla sürdürmüş."Çupi böylece futbolda sanayileşmeyi yeriyor, futbol sanatçılarına özlemini dile getiriyordu.O iki ismin futbolda rönesansın büyük temsilcileri olduklarına işaret ediyordu.Collinanın da futbolda hakemliğin sanatçısı olduğunu söyleyebilirim.O hakemlikte rönesansı başlattı.Türkiyenin, AB üyeliği için Kopenhag Zirvesi öncesinde futbol gezegeni gurularından Collinayı getirmek, Türkiyenin tanıtımı için etkin katkıdır. ARİAnın daveti bu açıdan da görülmeli. Kutluyoruz. Ayrıca, AİRAnın futboldaki fair play ve şeffaflık söylemleri umarız siyasete de yansır. g.civaoglu@milliyet.com.tr Collina işte futbolun bu gerçeklerini değiştirmiştir. Tribünün, futbolcunun, teknik adamın ve yöneticinin sevgisi ve saygısını harmanlayan kişiliktir. Öyle olmasa hem federasyonlar hem de futbolcular tarafından her yıl "en iyi hakem" seçilebilir miydi?