Halide Edip’ten “yok böyle nikâh!”

HALİDE Edip Adıvar’ın modernliği daha evliliğinden belli. Kendisi, bir öğretmen okulu kurmak üzere Suriye’de Cemal Paşa’nın yanında... Babasına vekâlet veriyor.
Nikâhı Dr. Adnan Adıvar’la vekili olan babası arasında kıyılıyor.
Bu ilginç nikâh olayını bir Kanada filminde izleyeceksiniz.
Anlatayım...
Kanadalı yönetmen David Rabinovitch 5 yıldır üzerinde çalıştığı proje için İstanbul’a geliyor.
Ama...
Tarihçi Pelin’i tanıyıp oyunculuk kariyerini öğrendikten sonra Halide Edip Adıvar’ı canlandırmasını istiyor.
Pelin Batu daha önce o döneme dair çalışmalar yapmış Halide Edip’ten etkilenmiş. Teklife tereddütsüz evet diyor.
Kanadalının aklına böyle bir belgesel çekmek nasıl gelmiş?
Pelin anlatıyor:

Berkeley üniversitesinden bir profesör Türk kadınlarıyla ilgili yeni kitaplar, yeni belgeler buluyor. Bunları topluyor. Bizim yönetmenimiz David de bu kitaplardan bazılarını okuyor. Ve diyor ki, “Türk kadını töre cinayetleri, başörtüsü, Müslümanlık meseleleriyle tanınıyor. Oysa öyle bir Türk kadını dönemi var ki, Halide Edip çıkıp Sultanahmet mitinginde 400 bin kişiye konuşma yapıyor.”
Şeffaf Oda’nın diğer konuğu ünlü tarihçi, gazeteci, yazar Orhan Koloğlu ise Halide Edip’i şöyle anlatıyor:
2. Meşrutiyet’in ilanı üzerine ilk defa İslam dünyasında bir kadın yüzü açık olarak mitinge katıldı. Avrupa’da daha bu kadar açık değil o zaman. Halide Edip, İstiklal Savaşı’na varan döneme kadar siyasi çalışmalarda başrol oynuyor.
Halide Edip daha 12-13 yaşlarındayken İngilizceden çeviri yapıyor. Abdülhamit bu kitap çevirisi için Halide’ye madalya veriyor. Dik kafalı Halide gizli gizli Amerikan kolejinde okuyor. Hem de o devirde...
Adnan Adıvar’la ilginç nikâhını ise yazının başında anlatmıştım.

BABAM LİBYA BAŞBAKANIYDI
Orhan Koloğlu’nun babası Libya’da Başbakanlık yapmış olan Sadullah Koloğlu.
Kaddafi’yle konuştunuz mu diye soruyorum.
Şöyle cevaplıyor:
“Evet çok konuştum. Ecevit’in uluslararası ilişkilerini yürüttüğüm dönemde onunla doğrudan temas yapardım. Yakından tanıdım. Kaddafi’nin 1974’te Türkiye’ye büyük yardımı oldu. Uçaklara benzin ve yedek parça verdi. Bizim inşaat şirketlerinin dünyaya açılmasını sağladı.”
Kaddafi’nin teslim olup olmayacağı konusunu “Ben yapısı itibariyle teslim olacağına inanmıyorum. Ölür, vuruşur. Objektif düşünen bir insan değil. 4 milyon nüfuslu bir yerden dünyayı yönetmeye çalışıyor” diye özetliyor.

ortadoguajans.com’dan alınmıştır.

BİZİM eski arkadaşların -siyaset dışı- çarşamba yemeklerimiz vardır. Geçen çarşamba Özer Çiller’in konuğu olduk.
Nişantaşı Atiye Sokak’taki HARDAL adlı restorandaydık. Mekânın sahipleri Çiller’lerin oğulları Mert ve Berk.
Dekorasyondaki imza Berk’in.
Yaz akşamları mekânın bahçesinde sinema da seyredilecek.
Yemekleri, şarapları ve votka ekseninde kokteylleri damakta hoş lezzet bıraktı.
Keyifle yedik içtik, lafladık, birbirimize takıldık.
Fakat daha ilginci restoranın bulunduğu apartmanın diğer ucunda Mesut Yılmaz’ın oğlu Hasan Yılmaz’ın da bir Çin yemekleri restoranı açmış olması.
Anne Çiller ve baba Yılmaz ile siyasetteki rekabet ikinci kuşak gençler arasında da sürüyor.
Apartmanın adı ise ne ilginçtir ki “AK...”
Tam bir siyaset kokteyli.

“GÜMÜŞ AT” PARTİSİ
İKİZ Soprano Sinem ve Didem Balık Bürüksel uluslararası “Gümüş At” Sinema ve Müzik Ödülleri’nde “en iyi kalsik müzik sanatçısı” seçildiler.
Bu ödüller, AB’nin “çok kültürlü Avrupa idealine hizmet eden başarılı santçılara” verilmekte.
Dönüşte Nişantaşı’ndaki evlerinde bu ödül bir partiyle ıslatıldı.
Gecenin paletinde cazdan operaya, Türk halk türkülerine kadar çok renkler vardı.
Tenor Hakan Aysev, Didem ve Dinem Balık, müziğin her dalında sesi iz bırakan Kubat piyanonun arkasında birlikte söylediler.
Daha sonra Yeşim Ceren Bozoğlu...
Gecenin ileri saatlerinde Ege.
Ve onları çevreleyen alkışlayan dostlar.
Bürüksel’deki ödül töreninde Balık kardeşlerin konuşmalarında “demir yolları ile konservatuvarı aynı yıllarda açan Atatürk’e teşekkür ettiklerini” dinledik.