Dün, Ankara siyaseti kulislerinde, şu haber bir heyecan rüzgarı gibi dolaştırıldı:
"Küskünler Meclis'i topladığında, Başbakan Bülent Ecevit kürsüye gelecek.
Hükümetinin istifasını açıklayacak.
Sonra...
İstifa yazısını, Çankaya'da, Cumhurbaşkanı Demirel'e sunacak.
Böylece...
Küskünlerin bütün yasa ve karar çıkarma çabaları önlenmiş olacak."
Hukuk diyor ki...
Önce belirteyim ki,
Ecevit, diğer liderlerden farklıdır.
Koltuğa yapışık değildir.
Daha önce,
2 kere Başbakanlık'tan,
2 kere Genel Başkanlık'tan,
bir kez de Genel Sekreterlik'ten istifa etmişti.
Gerekirse, gene eder.
Başkenti deprem gibi sallayan bu haberin dayandığı hukuk gerekçesini yansıtayım:
"İçtüzüğün 78. maddesine göre, hükümet istifa ettiği zaman, Meclis'ten hiçbir yasa ya da karar çıkarılamaz.Bunun istisnası, içtüzük değişiklik önergeleridir ve hükümetin, öncelikle görüşülmek üzere Meclis'e gönderdiği bazı yasalardır.
Ecevit istifa ederse, küskünlerin bütün yasa ve karar girişimlerinin artık görüşülemeyeceği, böylece içtüzük hükmü gereğidir."
Oy aritmetiği
Şu aşamada görünen o ki...
Bir oy dengesi mevcut gibi.
Gerçekten...
116 küskün milletvekili içinde
36'sı
FP'li.
Onların dışında,
80 milletvekiline, BBP'den 10, bağımsız ve imza vermemiş olanlardan 10 milletvekili daha ekleyiniz.
100 eder.
Başkentteki söylentilere göre,
Erbakan'ın yönlendirdiği
100 kadar FP'li milletvekili de toplantıya katılacak.
CHP grubundan da katılabilecek olanlarla birlikte, küskünler diye bilinenlerin
210 dolaylarında oy birikimi olabilir.
Buna karşın...
Anavatan'ın 80, DYP'nin 65, DSP'nin 60 milletvekili de rahatlıkla
205'i buluyor.
Bu sayı,
220'ye de yükselebilir.
CHP'ye dikkat.
Küskünler,
CHP'ye fazla bel bağlamasın.
Yani...
Oy dengesi var gibi görünse de, küskünler biraz gerideler.
Usulde usulsüzlük
Ama...
Bu durumda da, toplantı için gerekli olan
184 milletvekiliyle, TBMM çalışmaya başlayabilir.
Bu bir
ön görüşmedir.Ön görüşme kabul edilse bile, eğer
Hikmet Çetin acelecilik etmezse, içtüzük hükümlerine göre salı günü ele alınır.
Danışma Kurulu ise, asıl görüşme için en geç
7 gün içinde bir tarih saptamalıdır.
Danışma Kurulu biraz
gönülsüz davranırsa, ayın
23'üne ulaşılır.
Seçimlere sadece
25 gün kalmış olur.
O tarihten sonra, hangi
kanun ve
hangi karar çıkarılabilir ki?
Diğer
yasaların ve hele
seçimi erteleme kararının komisyondan geçmesi için
iktidar partilerine ait komisyon başkanının varlığı gerekir.
Dahası...
Meclis görüşmelerinde,
komisyonun ve
başkanının ve de
hükümet temsilcisi bakanın Genel Kurul'da bulunması bir zorunluktur.
Bu usul hükümleri yerine gelmezse, küskünler bir adım ilerleyemez.
Tutun ki kanun ya da karar çıktı...
Cumhurbaşkanı tarafından veto edilirse, yeniden görüşülmesi ve aynen kabul edilmesi,
18 Nisan'a yetişmez.
Yani...
Neresinden bakarsanız bakın, eskilerin deyimiyle, bir
"nakıs teşebbüs...""İstifa falan yok!"
Bütün bu ufuk turunu
Bülent Ecevit'in en yakınındaki isim olan
Hüsamettin Özkan ile konuştuk.
İşte sözleri:
"Sayın Başbakan'ın istifası, kesinlikle söz konusu değildir.Bu formül, olsa olsa içlerinde Ecevit'in ayrılması isteğini taşıyanlara aittir.
İstifaya falan hiç gerek yok.
Biz, bu küskünler girişimini çok rahat aşarız."
Gerçekten...
Küskünlerin nispeten kuvvetli oldukları tek alan,
Meclis aritmetiğidir.Ve o boyutta dahi, sağlam değiller.
Diğer bütün içtüzük ve usul alanlarında ise, şansları neredeyse hiç yok.
Aslında...
İstekleri doğrudur.
Ama, zamanlaması ve imzacıları yanlıştır.
Öyle ya...
28 Şubat sürecinin bazı aslanlarıyla, Erbakancılar'ın kol kola girmeleri, olur şey mi?
Bu grup içinde görünmeyi, bazılarına hiç yakıştıramadık.
Onların dışında...
Listelerde seçim şansı kalmayana kadar, liderin
- bir kısmı - robotları gibi olacaksınız.
Seçim şansı kalmadığını görünce de,
hidayete edeceksiniz.
"FP'nin kapatılmış RP ile hiçbir ilgisi yoktur" diyeceksiniz.
Sonra,
Erbakan'ın uzaktan kumandasıyla,
FP'nin yarısından fazlası seçimleri ertelemek ve
Erbakan'a seçilme yolunu açmak için
Parlamento kapılarını açmak üzere koç başı rolünü üstlenecek.
İsmet Paşa'nın deyimiyle
"Haydi canım sende."
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr