Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dün, Ankara siyaseti kulislerinde, şu haber bir heyecan rüzgarı gibi dolaştırıldı:
"Küskünler Meclis'i topladığında, Başbakan Bülent Ecevit kürsüye gelecek.
Hükümetinin istifasını açıklayacak.
Sonra...
İstifa yazısını, Çankaya'da, Cumhurbaşkanı Demirel'e sunacak.
Böylece...
Küskünlerin bütün yasa ve karar çıkarma çabaları önlenmiş olacak."




Hukuk diyor ki...


Önce belirteyim ki, Ecevit, diğer liderlerden farklıdır.
Koltuğa yapışık değildir.
Daha önce, 2 kere Başbakanlık'tan, 2 kere Genel Başkanlık'tan, bir kez de Genel Sekreterlik'ten istifa etmişti.
Gerekirse, gene eder.
Başkenti deprem gibi sallayan bu haberin dayandığı hukuk gerekçesini yansıtayım:
"İçtüzüğün 78. maddesine göre, hükümet istifa ettiği zaman, Meclis'ten hiçbir yasa ya da karar çıkarılamaz.
Bunun istisnası, içtüzük değişiklik önergeleridir ve hükümetin, öncelikle görüşülmek üzere Meclis'e gönderdiği bazı yasalardır.
Ecevit istifa ederse, küskünlerin bütün yasa ve karar girişimlerinin artık görüşülemeyeceği, böylece içtüzük hükmü gereğidir."



Oy aritmetiği


Şu aşamada görünen o ki...
Bir oy dengesi mevcut gibi.
Gerçekten...
116 küskün milletvekili içinde 36'FP'li.
Onların dışında, 80 milletvekiline, BBP'den 10, bağımsız ve imza vermemiş olanlardan 10 milletvekili daha ekleyiniz.
100 eder.
Başkentteki söylentilere göre, Erbakan'ın yönlendirdiği 100 kadar FP'li milletvekili de toplantıya katılacak.
CHP grubundan da katılabilecek olanlarla birlikte, küskünler diye bilinenlerin 210 dolaylarında oy birikimi olabilir.
Buna karşın...
Anavatan'ın 80, DYP'nin 65, DSP'nin 60 milletvekili de rahatlıkla 205'i buluyor.
Bu sayı, 220'ye de yükselebilir.
CHP'ye dikkat.
Küskünler, CHP'ye fazla bel bağlamasın.
Yani...
Oy dengesi var gibi görünse de, küskünler biraz gerideler.



Usulde usulsüzlük


Ama...
Bu durumda da, toplantı için gerekli olan 184 milletvekiliyle, TBMM çalışmaya başlayabilir.
Bu bir ön görüşmedir.
Ön görüşme kabul edilse bile, eğer Hikmet Çetin acelecilik etmezse, içtüzük hükümlerine göre salı günü ele alınır.
Danışma Kurulu ise, asıl görüşme için en geç 7 gün içinde bir tarih saptamalıdır.
Danışma Kurulu biraz gönülsüz davranırsa, ayın 23'üne ulaşılır.
Seçimlere sadece 25 gün kalmış olur.
O tarihten sonra, hangi kanun ve hangi karar çıkarılabilir ki?
Diğer yasaların ve hele seçimi erteleme kararının komisyondan geçmesi için iktidar partilerine ait komisyon başkanının varlığı gerekir.
Dahası...
Meclis görüşmelerinde, komisyonun ve başkanının ve de hükümet temsilcisi bakanın Genel Kurul'da bulunması bir zorunluktur.
Bu usul hükümleri yerine gelmezse, küskünler bir adım ilerleyemez.
Tutun ki kanun ya da karar çıktı...
Cumhurbaşkanı tarafından veto edilirse, yeniden görüşülmesi ve aynen kabul edilmesi, 18 Nisan'a yetişmez.
Yani...
Neresinden bakarsanız bakın, eskilerin deyimiyle, bir "nakıs teşebbüs..."



"İstifa falan yok!"



Bütün bu ufuk turunu Bülent Ecevit'in en yakınındaki isim olan Hüsamettin Özkan ile konuştuk.
İşte sözleri:
"Sayın Başbakan'ın istifası, kesinlikle söz konusu değildir.
Bu formül, olsa olsa içlerinde Ecevit'in ayrılması isteğini taşıyanlara aittir.
İstifaya falan hiç gerek yok.
Biz, bu küskünler girişimini çok rahat aşarız."
Gerçekten...
Küskünlerin nispeten kuvvetli oldukları tek alan, Meclis aritmetiğidir.
Ve o boyutta dahi, sağlam değiller.
Diğer bütün içtüzük ve usul alanlarında ise, şansları neredeyse hiç yok.
Aslında...
İstekleri doğrudur.
Ama, zamanlaması ve imzacıları yanlıştır.
Öyle ya...
28 Şubat sürecinin bazı aslanlarıyla, Erbakancılar'ın kol kola girmeleri, olur şey mi?
Bu grup içinde görünmeyi, bazılarına hiç yakıştıramadık.
Onların dışında...
Listelerde seçim şansı kalmayana kadar, liderin - bir kısmı - robotları gibi olacaksınız.
Seçim şansı kalmadığını görünce de, hidayete edeceksiniz.
"FP'nin kapatılmış RP ile hiçbir ilgisi yoktur" diyeceksiniz.
Sonra, Erbakan'ın uzaktan kumandasıyla, FP'nin yarısından fazlası seçimleri ertelemek ve Erbakan'a seçilme yolunu açmak için Parlamento kapılarını açmak üzere koç başı rolünü üstlenecek.
İsmet Paşa'nın deyimiyle "Haydi canım sende."




Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr