"Hitlerin basiretine hayran olmamak elde değil. Hitler, bugünleri görmüş o zaman... Dünyanın başına bela kesileceklerini bildiği içindir ki, ırkçılığı din gibi algılayan, yeryüzünü kana bulamaktan zevk alan hokkabaz Yahudileri temizlemiş."....Bin Ladine de arka çıkıyor:"Dün Hitler dediniz vurdunuz, bugün Usame Bin Ladin diyerek vurun."...........Birincisi, günahsız, çocuk, kadın dahil 6 milyon Yahudiyi katletmiş... Diğeri ikiz kulelerde, her kökenden, her dinden 5 bin insanı, 1 saat 45 dakikada diri diri yakarak öldürtmüş.İnsanlık tarihinin utanç simgeleri nasıl savunulur?Kuşkusuz fikir özgürlükleri kutsaldır.Ama bu satırlar, yapılmış kıyımlara destek ve bir bakıma kıyımlara, amacı öyle olmasa da iklim yaratabilir.Elbette İsrail politikaları, uygulamaları yerilebilir. İsrailin de ciddi yanlışlar yaptığı, insanlık suçları işlediği bir gerçektir.Ama...Devlet, siyasetçiler, politikacılar başka; Musevi dininin ve Yahudi insanlarının sivilleri, kadınları, çocukları, bebeleriyle bütün olarak açıkça hedef alınması, "bu dinin ve Yahudilerin tümüyle yeryüzünden silinmesini isteyebilmek" başka. Vakit gazetesinde Abdürrahim Karakoçun yazısı dehşet vericiydi. İşte birkaç satırı: Önce İslamın kutsal kitabı Kurandan bir ayet (5; 48) yansıtayım:".... eğer Allah dileseydi sizi sadece tek bir ümmet yapardı..."Yani Kuran da dinlerde çeşitliliği öngörmekte. Bu çeşitlilik içinde birlikte yaşamak, ilahi düzenin bir gerçeği......MS 625te İslam Peygamberi Hz. Muhammed tarafından kabul edilen Medine Sözleşmesi de "Müslümanlarla Yahudilerin bir arada yaşamalarını" şöyle düzenlemiştir:"Müslümanların olduğu gibi Yahudilerin de kendi dinleri ve takipçileri vardır. Müslümanların olduğu gibi Yahudiler de kendi ticari işlerinden sorumludur. Bu anlaşmanın sahiplerine savaş açanlara karşı birlikte savaşacaklardır.Aralarındaki ilişkiler ortak sevgi, birbirine iyilik dileme ve dürüst davranışlarla belirlenecektir...."Hz. Muhammedin kabrinin bulunduğu Medinede bile Müslümanlarla Yahudilerin bir arada barış ve sevgi içinde yaşaması için sözleşme yapılmış, uygulanmış... Ortadoğuda neden bu ilke geçerli olmasın?"Hz. Muhammedin izinde olmak" iddiasındaki kökten dinciler (radikaller) bu gerçeği nasıl görmezler? Allahın emri İsrail ile Filistin arasında gerilimin böylesine tırmanmasında dönüm noktası Başbakan Ariel Şaronun, Müslümanlar için çok önemli olan Mescid - i Aksaya - bir bakıma - zorla girmiş olmasıdır.Büyük kabalık ve saygısızlıktı...Doğru.Ama, Barakın elini uzattığı "Filistine - ayrıcalıklı - devlet statüsü" ve pek çok olumlu koşul sunan Camp David Anlaşmasının devamını son anda elinin tersiyle iten kimdi?Yaser Arafat değil mi?İsrail - Filistin ekseni etrafında oluşan alevlerin genişleyerek "küresel ateş topuna" dönüşmesi, kıyımlar, insanlık suçları, bu ortamın Bin Ladin gibi kanla beslenen zehirli çiçekleri, Filistinin canlı bombaları ve İsrailin devlet terörünün - sonuncu - başlangıcında, tarihi değiştirebilecek bir barışı kundaklamak var.Camp David, bir "Medine Sözleşmesi enkarnasyonu" olabilirdi.O şans hala var.Daha güzel, daha yaşanabilir bir dünya için "dinler, uygarlıklar, ırklar" çatışması gibi ilkellikleri aşmalıyız......Satırlarım, Abdürrahim Karakoça odaklı değil. Bu zihniyetin Türkiyeye yayılması olasılığı için kuşku ve kaygı nedeniyledir.İslam ülkeleri arasında Türkiye bir "zihniyet istisnası" olagelmiştir.Karakoçun yazısını, güneyimizdeki coğrafyalardan bizim insani değerlerimize ve geleneklerimize çok yabancı bir "sızıntı" olarak algıladım.....Birilerini belki utandırır umuduyla yazıyı şöyle bitireyim: "Türkiyedeki Musevi cemaati ileri gelenlerinden, Biz Lozan Antlaşmasında öngörülen azınlık statüsünü istemiyoruz. Biz de bu ülkenin Müslümanları gibi eşit statülü, özelliği, ayrılığı, ayrıcalığı olmayan yurttaşlığı tercih ediyoruz söylemi dile getirildi." g.civaoglu@milliyet.com.tr Siyasetçi damgası