Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


21. yüzyıl için, Genç Dünya Liderleri topluluğu oluşturuldu.
Her alanın başında büyük bir genç beyin var.
Örneğin...
21. yüzyılın bilgi ve iletişim boyutu için, o çalışma grubunun başındaBill Gates... Sağlık Grubu'nda ise, ABD'nin en büyük genç kalp cerrahları arasında yer alan Prof. Mehmet Öz bulunmakta.
Öz, 10 gün kadar önce, Beyaz Saray'daki Oval Ofis'te ABD Başkanı Clinton tarafından kabul edildi.
Konu, "ABD'nin ve dünyanın şu kritik sağlık kavşağında izleyeceği sağlık politikası..."
Bir karar verilme zorunluğu gündemde.
Birinci seçenek...
Mali kaynaklarla, sadece varlıklılar, sigortalılar, tıbbın olanaklarından yararlanacaklar.
Araştırmalara daha fazla fon ayrılacak.
Dünya nüfusu, bugünkü dengeyi koruyacak.
Yoksullar ölürken, varlıklıların ömürleri 100 yaşın üzerine çıkarılacak.
Örneğin...
Bir kalp pompasının değeri 150 bin dolar. Yaklaşık 50 milyar lira.
Tıp, bu tekniğe sahip olmasına karşın, yeterli sağlık sigortası, maddi kaynağı olmayanlara kalp pompası takamıyor ve - genelde - onları ölüme terkediyor.
İkinci seçeneğe gelince...
Kaynakların, yoksul kesimlerin sağlık hizmetlerine de kullanılması... Dünya nüfusunun bir süre sonra 12 milyara yükselmesi. Bu nüfusun, kültürel, ekonomik ihtiyaçlarının da patlama yapması.
İkisi arasında bir tercih çok zor.
Global genç liderler gündeminin bir diğer boyutu ise insan hakları.
21. yüzyıl, insanın hak ve özgürlüklerinin en büyük değer olduğunu vurgulayacaktır.
Bir seçkinler grubu da o konu üzerinde çalışıyor.

Sezi gücü

Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer'in dün yaptığı konuşma, insan hakları bağlamında bu global değişim sürecini sezme yetisini ortaya koymaktadır.
Sezer, 21. yüzyılı okuyabilmiştir.
İnsan hak ve özgürlükleri için hukuk düzenlemeleri yapmak üzere çağrıda bulunmaktadır.
Konuşması, geleceğin dünyasını çizen global liderler grubunun gündemi ile örtüşen tarihi bir belgedir.
Ayrıca, kelimeleri ile tabuları da sarsmaktadır.
Konuşması cesurcadır.
Öyle ya...
Örneğin, Anayasa'nın geçici 15. maddesine işaret ediyor.
Bu madde, 12 Eylül Milli Güvenlik Konseyi döneminde çıkarılmış yasaların, Anayasa'ya uygunluk açısından denetlenemeyeceğini öngörmekte.
Böyle bir hüküm, hukukun temel ilkelerine aykırıdır.
Maddenin değiştirilmesi için bir anket yapılsa, hiç kuşku yok ki 7. Cumhurbaşkanı Sayın Evren dahi "artık kaldırılsın" der.
Öte yandan Sezer, somut tanımları yapılmamış... Kişiye ve zamana göre değişebilen "kamu düzeni, milli güvenlik, genel asayiş, kamu yararı, genel ahlak, genel sağlık" gibi soyut nedenlerle, düşünce ve ifade özgürlüklerinin kısıtlanabilecek olmasına da karşı çıkıyor.
Yargıya açık ve net tanımların sunulmasını istiyor.

Söylem ve eylem

Eyleme çağrı olmayan söylemin, düşünce ve ifade özgürlüklerinde suç sayılabilmesini tartışmaya açıyor.
ABD hukukunda uygulanan "açık ve yakın tehlike" ölçütünün getirilmesini istiyor.
Sezer, "ifadenin dil kısıtlamasına" karşı da tavır geliştiriyor.
Gerçi Milli Birlik Komitesi zamanında başka dillerin örneğin Kürtçe'nin kullanılmasını yasaklayan bir yasa çıkmıştı ama merhum Özal zamanında kaldırıldı.
Konuştuğumuz bazı bilim adamlarına göre, "Anayasa'da ne engel var ne de müsaade..."
Başkan Sezer, 12 yasanın değiştirilmesine işaret ediyor.
Bunlar arasında DGM yargıçlarının oluşumu da var.
Ve bizden de bir hatırlatma...
Türkiye, hala BM "İnsanın Siyasal ve Medeni Hakları Antlaşması"nı ve "İnsanın Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Hakları Antlaşması"nı bile imzalamadı.
Türkiye, 150 ülkenin imzalarıyla paylaştığı bu yüksek değerlerin hala dışında.
İşte insan hakları metropolündeki az gelişmiş hukuk gettosu yerimiz.



Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr