Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

YIL 1520... Yavuz Sultan Selim’in oğlu Süleyman 25 yaşında tahta çıkıyor.
Ve tam 46 yıl boyunca padişahlık yapıyor.
Osmanlı tarihinin en uzun süre tahtta kalan padişahına, en parlak dönemlerden birini yaşattığı için “Muhteşem” unvanı veriliyor.
Muhteşem Süleyman’ın hayatını anlatan dizi, TV ekranlarında...
Muhteşem Yüzyıl’da Kanuni’yi canlandıran Halit Ergenç, sete her gelişinde büyük heyecan içinde olduğunu söylüyor.
Kanuni ile Hürrem’in aşkını anlatıyor:
“Kanuni’nin yazdığı mektuplar mevcut değil, ama Hürrem’in yazdıklarının 8 tanesi Topkapı Sarayı’nda... Hürrem’in yazdıkları inanılmaz. Aralarında mutlaka çok ciddi bir aşk vardır. Sadece iktidar ve entrika için oynanmış bir oyun değil bu evlilik.“
Halit Ergenç Şeffaf Oda’da Kanuni’nin oğlundan ayrılması bağlamında Ayrılık şarkısını söylüyor.
Osmanlı’nın ilk Valide Sultan’ı olan Ayşe Hafsa Sultan’ı canlandıran Nebahat Çehre gene göz alıcı kostümler içerisinde.
Ayşe Hafsa Sultan Osmanlı Saraylarında ilk nikâhlı padişah eşidir.
..................
Nebahat Çehre; “Kendimi o sarayın içinde gördüğüm zaman Valide Sultan olarak gerçekten sanki ben orada yaşadım. Bir Valide Sultan olduğumu hissediyorum, sanki yaşamışım” diyor.
Dizinin senaristi Meral Okay ise 2 yıldır bu projeye hazırlandığını, binlerce sayfa okuduğunu söylüyor.
Meral Okay, “Tarih doktorası yapıyor gibiyim, öğrencilik yaşıyorum. İki tarih danışmanıyla çalışıyorum. Her şeye dikkat etmemiz gerekiyor” diye vurguluyor.
Hürrem’in ne kadar zeki ve uyanık bir kadın olduğunu şu örnekle anlatıyor:
Hürrem, bir vakıf görevlisinden öğreniyor ki Kâbe’ye hayırda bulunabilmek için azledilmesi lazım. Köleler, Mekke, Medine gibi kutsal yerlere hayır işlerinde bulunamıyorlar. Bunu koz olarak kullanarak Sultan Süleyman’a “Mekke’ye büyük bir hayırda bulunmak istiyorum ama köle olduğum için böyle bir şey yapmam yasak ancak azledilirsem bu hayırı yapabilirim” diyor. Sultan Süleyman bütün iyi niyetiyle “azlettim” diyor. Hürrem de hayrını yapıyor. Daha sonra Sultan Süleyman Has Oda’ya çağırıyor. Fakat Hürrem’in “hayır artık bana dokunamazsınız, köle sıfatından çıktım. Nikâhsız olarak benimle birlikte olamazsınız” yanıtıyla karşılaşıyor.
Ve Sultan Süleyman bunun üzerine Hürrem’le nikâh kıydırıyor.

KANUNİ’NİN HÜRREM’E YAZDIĞI ŞİİR
Benim birlikte olduğum, sevgilim,
parıldayan ayım,
Can dostum, en yakınım,
güzellerin şahı sultanım.

Haberin Devamı

Hayatımın, yaşamımın sebebi cennetim, Kevser şarabım
Baharım, sevincim, günlerimin anlamı, gönlüme nakşolmuş resim gibi sevgilim,
benim gülen gülüm.

Haberin Devamı

Sevinç kaynağım, içkimdeki lezzet, eğlenceli meclisim, nurlu parlak ışığım, meş’alem,
Turuncum, narım, narencim, benim gecelerimin, visal odamın aydınlığı.

Nebatım, şekerim, hazinem, cihanda hiç örselenmemiş, el değmemiş sevgilim,
Gönlümdeki Mısır’ın sultanı, Hazret-i Yusuf’um, varlığımın anlamı.

İstanbul’um, Karaman’ım, Bütün Anadolu ve Rum ülkesindeki diyara bedel sevgilim,
Değerli lal madeninin çıktığı yer olan Bedahşan’ım ve Kıpçağım, Bağdat’ım, Horasan’ım.

Hürrem’in “resmi nikâh” formülü


ABDÜLHAMİT ‘ROM’ İÇERDİ
Daha önce de yazmıştım.
TV’de Sultan Abdülhamit’in torunu merhum Osman Efendi’nin anlattıklarını yayınlamıştım.
New York’taki evinde yaptığımız söyleşide Osman Efendi, dedesi Abdülhamit’in alkollü içki olarak sadece “rom” içtiğini söylemişti.
Sultan Abdülhamit “rom, üzüm suyundan değil, şeker kamışından yapılır, içilebilir” dermiş.
Rom şöyle üretilir:
Şeker kamışı suyu damıtılmasından arta kalan vinas suyla karıştırılarak şıra oluşturulur. 2-5 gün mayalandıktan sonra tekrar damıtılır. Meşe fıçılarda eskitilir, içmeye hazır hale gelir. Alkol derecesi en az yüzde 38’dir. Latin Amerika ve Karayip Adaları’nda üretimi ve tüketimi yaygındır. George Clooney’in reklamlarında oynadığı “rom” sınıfından “Bacardi” en bilinen çeşididir.
Bunları yayınladığım zaman epey dalgalanma olmuştu.
Ama ne çare ki anlatan Abdülhamit’in torunuydu.
Ciddi, başarılı bir işadamı, sözüne güvenilir bir kişilik.
“İçmezdi... Maden sulu süt içerdi” diye başlayan ve bağırsaklarını rahatlatmak amacıyla içtiklerine kadar uzanan bilgiler yayımlanmıştı.
....................
Epeyce e-mail almıştım ama biri hoşgörü yansıtan, gülümseyen satırlardı:
“İçsin ya, n’olacak ki, ben de 33 yıl nasıl dayandı diyordum bunca derde... Helal olsun padişahıma...”

VE YAZARINIZDAN HABERLER
Yıldız Teknik Üniversitesi’nin 3 bin öğrencisi arasında anket yapılmış, 2010’un her daldan “kendi tercihleri” sorulmuş.
“Şeffaf Oda” televizyon kültür ve sanat dalında öğrencilerin tercihi olmuş.
Jürilerde bazen oyunlar döner ama bu tertemiz gençlerin hele 3 bin öğrencinin seçimlerinde katkı maddesi yoktur.
Onlara arkadaşlarım ve Kanal D adına teşekkürlerimi sunuyorum...
Ödül heykelciğinin verildiği salonu artık aramızda olmayan değerli dost Yıldız Teknik Üniversitesi eski rektörü Prof. Süha Toner yaptırmış.
Bir yerlerden bizi gözlüyor idiyse, onu sevgiyle andığımızı da izlemiş olmalı.

Şu satırların yazıldığı gün 30 yıldır beklediğim mektubu aldım.
Değerli üyemiz,
Yönetim Kurulumuzun 14 Aralık 2010 tarih, 045-A sayılı ve toplantısında almış olduğu karar ile Galatasaray Spor Kulübü, Kulüp Divan üyesi olma hak ve şerefini kazanmış bulunmaktasınız.
Divan üyeliğinizi candan kutlar, bu vesile ile iyi günler dilerim.
Saygılarımla
Adnan Polat
Başkan
Bir Galatasaraylı için büyük onurdur. Galatasaray’a ve Türkiye sporuna layık olmaya çalışacağım.