Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Sadettin Bilgiç, 1964 yılında Adalet Partisi Genel Başkanlığı'na seçildiği kongrede Demirel'e rakip en güçlü adaydı.
AP'nin Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı'ydı.
Seçim nabzını en iyi tutan siyaset doktorlarından biridir.
İşte tahmini...
"DSP ve CHP, yüzde 32 cıvarında oy oranını paylaşırlar.
Aslan payı DSP'nin olur.
FP ile birlikte birinciliğe oynuyorlar.
CHP de burun farkıyla barajı aşar.
8 puan küçük partilere ve bağımsızlara ekleyin, eder yüzde 40.
Geri kalan 60 puanı paylaştıralım.
FP, DSP ile başa baş göründüğüne göre, kalır yüzde 40.
MHP de birkaç puan fazlasıyla barajı aşar.
Kalır yüzde 28 - 29 dolaylarında oy.
Bunu da Anavatan ile DYP arasında paylaştırın."


İki seçenek

Ancak partilerin çıkaracakları milletvekili sayısı, büyük olasılıkla sırayı değiştirebilir.
Elimde 6 ayrı - son - kamuoyu araştırması var.
Olası milletvekili sayılarını da kapsayan bu araştırmaları yayınlayamıyorum.
Yasaklar engel.
Ancak...
İki iktidar seçeneği görünüyor.
Birincisi DYP'nin yalnız ya da bir diğer parti ile birlikte kurmak isteyeceği hükümete, FP'nin dışarıdan destek vermesi.
DYP karargahlarında bu hesap yapılıyor.
FP Genel Başkanı Recai Kutan'ın "Başbakanlıkta falan gözüm yok" sözü, bu hesapların fitilini ateşlemiş bulunmakta.
Ancak...
FP dorukları hiç o havada değil.
Diğer eksen, DSP ya da Anavatan Genel Başkanı'nın kuracağı bir hükümette üçüncü partinin yer almasıdır.
Bu parti MHP olabilir.

Kedinin pençeleri

Şubat 1997 Pazar günü bu sütunda Benazir Butto ile yaptığım söyleşiden izlenimleri yazmıştım.
O sırada davalar henüz açılmıştı.
Dün gelen haberlere göre, 5'er yıl hapse ve 8,5 milyon dolar tazminata mahkum olmuşlar.
İşte bazı izlenimler ve o yazıdan birkaç satır:
"Uzun koltuğa uzanmış yumuşak kedi görüntüsündeki Benazir Butto hemen tırnaklarını gösteriyor.
Önümdeki notları alıp, birkaç sayfayı yanındaki koltuğa atıyor.
Soruların bir kısmını cevaplamıyor.
Sonra kırık bir sesle:
'Bu iddiaların, politik nedenlerle yapıldığı ve tamamının yanlış olduğu inancındayım' diyor.
'İddialar, benim seçimleri kaybetme olasılığı bulunmayan başarılı bir siyasi lider olmamdan kaynaklanıyor.
Suçlamalarla beni siyasetten uzaklaştırma çabasındalar.'
....... Benazir Butto konuşurken zaman zaman dikleşiyor veya öne doğru eğiliyordu.
Yüz kaslarıyla, gözleriyle, el hareketleriyle müthiş bir beden dili kullanıyordu.
Sesi ve vurguları bir artist kadar yerinde ve etkiliydi.
Her an yaşlar boşanacakmış gibi ıslanan gözleri, bu vücut diline eşlik ediyordu. Etkileyiciydi.
Eksiği galiba samimiyet ve sadelikti.
Kameralar çalışmadan önce başı açıktı... Kameralar önünde konuşmaya başlayınca başını örtmüştü."
Oxford'
da Öğrenci Birliği Başkanlığı'na seçilmiş tek yabancıydı.
Siyasi nedenlerle idam edilen babası Zülfikar Ali Butto gerçek bir sosyal demokrat aydındı.
Cumhurbaşkanı Leghari, Pakistan'ın kuvvetli adamı General Gulham Karamat, Başbakan Navaz Şerif, Tahkikat Komisyonu Başkanı Gluham Mujaddin Mirza ile konuşmuştum.
O zaman - beyaz yakalı cürüm dedikleri yolsuzluğun - kanıtlanmasının zor olduğunu söylemişlerdi.
Ve işte "son."
Kimse için böyle bir dramı temenni etmeyiz.
Bu satırların arkasında kimse inceden benzetmelerle, ucuz polimikler aramasın.
Gerçekçi olalım...
Az gelişmiş bir ülkede, böyle dramlar kişilerin yanlışları kadar, özürlü demokrasiyi de ortaya koyuyor.
Örneğin...
Ortada hiçbir suç kanıtı yokken, Cumhurbaşkanı'nın Başbakan Butto'yu azletmesi... Kara Kuvvetleri Komutanı ile anlaşarak Başbakanlık konutunu ablukaya alması... Özel tahkikat organları kurması... Ve bu baskıların altında yargılama.
Bunlar yargılanan Butto'nun yanı sıra, yargıya da kuşku üretiyor.
Demokrasinin çıtası yükselmeli.



Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr