Güneri CİVAOĞLU
CUMHURBAŞKANI Süleyman Demirel, Mısır'dan döner dönmez, komutanlara iletilmek üzere bir mesaj gönderdi:
"Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'ten güvence aldım.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin, Rusya'dan satın aldığı füzeleri, biz taşımadık.
Bizim gemiler bundan sonra da taşımayacaklar.
Mısır, bu sorunun tamamen dışında kalacak.
Hiçbir şekilde karışmayacak."
Mısır'ın böyle bir güvence vermesi güzel.
Genelkurmay Harekat Dairesi bugün komutanlara ve sonra da
Dışişleri Bakanlığı'na... Yarın ise hükümete brifing verirken, herhalde,
Mısır'ın bu güvencesini de dikkate alacak.
Ne var ki...
Mısır'dan alınan bu söz,
Türkiye etrafındaki füze kuşatması karşısında büyük anlam ifade etmiyor.
Güney Kıbrıs'a gidecek
Rus füzeleri,
Romanya ve
Bulgaristan üzerinden
Selanik'e indirilir. Oradan da tereyağdan kıl çekercesine hadisesiz ve denetimsiz
Kıbrıs Rum Yönetimi'ne gönderilebilir.
Kaldı ki...
Sadece
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nden değil,
Ermenistan, İran, Irak, Suriye ve
Yunanistan'dan da uzun menzilli füzeler,
Türkiye'yi kuşatmıştır.
Brifing dosyasının içinde neler var?
- Yunanistan'ın füzeler satın alarak uzun mezilli savaş yeteneğini artırması...
- İran'ın
Rusya ve
Çin'le füze teknolojisini geliştirerek uzun menzile yönelmesi...
- Suriye'nin,
SCUD füzelerinin yanı sıra, uzun menzilli füze alması ve füze teknolojisini geliştirmesi...
- Irak'ın bu alanda kimyasal ve biyolojik başlıklar da atan daha ileri aşamalara gelmiş bulunması...
- Ermenistan'ın da
Rusya'dan füze satın alması.
- 500 kg'dan ağır başlık ve
300 km'den uzun menzilli füzeleri denetlemek üzere kurulan uluslararası ajansın,
Kuzey Kore'ye söz geçirememesi...
Kuzey Kore'nin
Ortadoğu füze teknolojisine katkı yapması...
Rusya ve
Çin'in de bu denetleme ajansını fazla ciddiye almaması...
- Her şeye karşı, gene de durumun ciddi, fakat vahim olmayışı, bu tehditlere karşı alınabilecek önlemlerin süratle devreye konması gereği.
Bununla beraber...
Genelkurmay brifing konusunda, medyaya sımsıkı kapalı.
28 Şubat MGK toplantısından bu yana orduyla medya arasındaki iletişime son günlerde
serinlik parantezi açılmış gibi izlenimler aldım.
Gözlemlerime göre brifingin bir amacı da
Dışişleri'nin ve
Hükümetin sorunu iyice tanımaları ve bilinçli olarak konuşmaları...
Çünkü... Özellikle
Rumlar'ın,
Rusya'dan
S - 300 füzelerini satın almaları bağlamında tartışmalar kızıştığından beri herkes aklına geleni söylüyor.
Hükümetin yetkilileri de, bazen ölçüyü aşan, bazen temeli olmayan
"füze iddiaları" ortaya atıyor.
Türkiye'yi savaşın eşiğine getirecek demeçler veriyorlar.
İç politikada karbonatlı demeçler,
Türkiye'yi bir anda sıcak çatışmanın içine sokabilir.
Komutanlar, füze kuşatmasının tehdit boyutunu anlatmanın yanı sıra,
Hükümetin alevli demeçler veren yetkililerine daha serinkanlı olacakları, sorumluluk bilinciyle değerlendirmeler yapacakları, objektif bilgiler de sunacaklar.
Hatta ikinci olasılık daha ağır basıyor.
Güncel bir konu daha...
Susurluk'taki kamyonun farları ışığında
"bir infaz örgütü öyküsü"...
İngilizler'in casusluk örgütüne bir göz atalım:
İngiltere'de askeri haber alma örgütü
5 numaralı salondaydı. Böylece adı
MI - 5 olarak kaldı.
İngiltere dışında çalışan
İngiliz ajanlarını denetleyebilmek için
MI - 5'e kardeş bir örgüt kurdular.
Bu yeni örgüt
MI - 5'in tam yanındaki
6 numaralı salona yerleştirildi ve
MI - 6 adını aldı.
Ancak...
İngiltere İstihbaratı'nın beyinleri kendi
MI - 5, MI - 6 ajanlarının yaşamlarını korumaya almak ve karşı suikastlar düzenlemek için bir örgüte daha ihtiyaç duyuyorlardı. Ancak yer darlığı hissediliyordu.
Koridorun sonlarındaki tuvaletler boşaltıldı.
Burası bir çalışma salonu olarak yeniden düzenlendi.
En seçme suikast uzmanları, ölüm makinası gibi çalışan ajanlar, bu yeni örgüt için hazırlanan salonda çalışıyorlardı.
Kendi aralarında çalıştıkları salon
"tuvaletten bozma" olduğu için, örgütlerine
"100 numara" adını takmışlardı.
Zamanla bu isim yaptıkları kirli işle de özdeş olmuştu.
"100 numaranın ajanları" diye anılıyorlardı.
Ve elbette, yaptıkları hiçbir zaman gün ışığına çıkmamıştı.
Sifon çekiliyordu, eylemler yok ediliyordu.
ABD'de böyle bir örgütün adı
CII'dır.
İngilizler 100 numarayı ABD'nin
CII modelinden esinlenerek oluşturmuşlardı.
Bütün dünya
CIA'dan söz eder. Ancak...
CII pek bilinmez.
Bu örnekleri yansıttım... İçeride bazı esrarengiz görüntüleri belki daha iyi değerlendiririz.
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr