Güneri CIVAOĞLU
TÜRKİYE'nin, dünya medyasında ve siyaset forumlarında sorgulandığı şu günler,
Ahmet Ertegün adı bir avuç gökyüzü gibi...
Fransa Kültür Bakanı
Catherine Trautmann'ın,
Ahmet Ertegün'e
Edebiyat ve
Sanat Şövalyesi ödülünü verirken yaptığı konuşma duygulandırıcıydı.
Trautmann, Cannes Festival Sarayı'nın salonunu dolduran uluslararası topluluğa şöyle sesleniyordu:
"MIDEM'e dünyanın her tarafından gelen şahsiyetler arasında Ahmet Ertegün'ü selamlamaktan özellikle mutluluk duyuyorum."
MIDEM Uluslararası Müzik Plak Yapımcıları ve Editörleri Birliği'dir...
Bu yılın adamı olarak
Ahmet Ertegün'ü seçti.
Ödülünün her yıl ocak ortalarında olduğu gibi
Fransa'nın
Cannes kentindeki
MIDEM festivalinde verilmesi programlanmıştı.
Bu bağlamda
pazar akşamı
Fransa tarafından
Ertegün'e
Sanat ve
Edebiyat Şövalyesi unvanı verildi.
Madalyası,
Kültür Bakanı Madam Trautmann tarafından göğsüne takıldı.
Salondaki yüzlerce kişi
Ertegün'ü alkışlıyordu.
Televizyon kameraları ve gazete fotoğrafçıları olayı görüntülüyorlardı.
Bir gün sonra
Cannes Belediyesi'nin gene
Ertegün onuruna görkemli bir havai fişek gösterisi...
Gece, bu kez
Ertegün'e
"Yılın Adamı" ödülünün veriliş töreni ve yemeği...
Bu arada dünya basınının izlediği bir basın konferansı...
Bütün bunların ekseninde bir
Türk isminin oluşu gerçekten onur verici.
Ertegün adı, aslında
Türkiye tarihi için bir derinliğe sahiptir.
Babası Büyükelçi
Münir Ertegün, Atatürk'ün yakın çevresindeydi.
Lozan Konferansı'nda
Murahhas Üye İnönü'nün danışmanıydı.
ABD - Türkiye ilişkilerinde yakınlaşmanın mimarıydı.
Unutulmaz bir
Washington Büyükelçimizdi.
Washington'da vefatından sonra, naaşı,
ABD'nin ünlü
Missouri zırhlısı ile
Türkiye'ye gönderilmiştir.
Bu jest
ABD'nin boğazlara göz dikmiş bulunan
Sovyetler Birliği'ne bir tür gözdağı mesajıydı.
Zaten, naaşın
Missouri ile
İstanbul'a gelmesinden sonra da devrin ABD Başkanı Truman, Türkiye'ye ünlü
Marshall yardım programını başlatmıştı.
ABD - Türkiye ilişkilerinde bu bir dönüm noktasıydı.
Ertegün, aslında bir
ABD vatandaşıdır.
Ancak,
Türkiye'ye büyük hizmetler yapmış bir ailenin mensubudur.
Taşıdığı
Türk ismi, uluslararası çapta çok büyük başarıları ve seçkinler çevresiyle
Türkiye adına önemli bir tanıtım simgesidir.
Her yaz
Bodrum'daki evinde konuğu olan
dünyanın ünlü isimleri aracılığıyla
Türkiye'nin tanıtılmasına önemli katkılar sağlar.
Uluslararası bir değer olmak hiç kolay değil...
Hele bu merdivenlerin nasıl tırmanıldığını, burnundan kıl aldırmayan
Fransızların Kültür Bakanı'ndan dinlemek ayrı bir keyif.
Ertegün'ün babası
Münir Ertegün önceleri
Paris Büyükelçimizdir.
Genç Ahmet Ertegün de,
Paris'in en iyi okulu sayılan
Jeanson de Sailly Lisesi'nde okumaktadır.
Yaşamı boyunca onu etkileyecek olan kültürünün temelini
Fransa'dan alır;
"özgür düşünce, ön yargısız yaklaşım ve insan haklarına saygı..."
20'li
30'lı yıllarda ünlü siyahi
Amerikalılar Paris'e sığınmışlardı.
Örneğin,
Josephine Baker, Coleman Hawkins ve
Benny Carter gibi...
Savaştan sonra ise, gene
ABD kökenli büyük müzisyenler
Fransa'da ikamet etmeye başlamışlardı.
Ahmet Ertegün'ün, ağabeysi
Nasuhi Ertegün ile birlikte bir yandan
Amerikalıları izliyorlardı. Öte yandan
Fransa'nın ünlülerini...
Ahmet Ertegün, Maurice Chevalier, Edith Piaf, Tino Rossi gibi Fransız sanatçılarının hayranıydı.
Zaten daha sonraları da müzik yapımcılığına geçtiğinde Michel Polnareff, Mireille Mathieu gibi büyük artistlerle çalışma olanağı bulmuştu.
Fransızlardan çok değerli dostluklar kazanmıştı.
Örneğin...
Charles Aznavour, Juliette Greco, Johnny Hallyday, Henri Salvador, Charles Trenet, Jacques Brel, Sacha Distel, Moustache, Daniel Filipacchi, Eddie Barclay...
Bu arada
Nasuhi ve
Ahmet Ertegün kardeşler müzelere heykel ve resim sergilerine de gidiyorlardı.
Anneleri de piyano çalmaktadır. Sanatçıdır.
Josephine Baker hayranıdır. Çocuklarının sanat aşkı buradan gelmektedir.
Amerika'ya gittiklerinde
George Washington Üniversitesi'nde okurlar.
Ahmet Ertegün siyasal bilgiler eğitimi yapmaktadır.
Ama...
İki kardeşin akılları müziktedir.
Dişçi bir dostlarından aldıkları
10 bin dolar borçla
Atlantic Records adlı plak firmasını kurarlar.
Ray Charles'tan
Rolling Stones'a kadar uzanan ve yüzlerce ünlü sanatçıyı kapsayan
50 yıllık bir çizgi sonrasında, bugün firma
ABD'nin
bir numarası...
Ünlü müzisyen
Arif Mardin kurumun kurmayı...
Atlantic Records müziğin
Oskar'ı sayılan
Grammy Ödülü'nü de almıştır.
Ahmet Ertegün için rakibi olan büyük plak devlerinin yöneticileri
"müziğin ikonası" deyimini kullanıyorlar.
Yani...
Müziği kutsayan simge...
Her alanda birer
Ertegün yetiştirebilmeliyiz.
Sınırlarımızın içindeki politika çamurunda patinaj yapmayan uluslararası değerler,
Türkiye'ye çağı yakalatacak lokomotiflerdir.
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr