Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

DEMOKRATİK Kitle Partisi'ni kuran Şerafettin Elçi, bazı doğulu milletvekilleriyle bir araya geliyor.
Grupta 5 Refah Partili var;
Haşim Haşimi (Diyarbakır)
Abdülhaluk Mutlu (Bitlis)
Ahmet Çelik (Adıyaman)
Mehmet Soner (Bingöl)
Sıddık Altay (Ağrı)
Anavatan'dan ise, Sebgetullah Seydaoğlu (Diyarbakır)




Elçi'nin yeni partisi, Güneydoğu sorununa demokratik çözümler üretmek ve uygulamak iddiasında.
Yerel ve yerinden yönetimlere ağırlık tanıyan, merkezin etkinliğini azaltmaya dönük formüller bunlar.
Elçi, silahlı yöntemlere karşı.
Ancak...
Alternatif çözüm olarak önerdiği formüllerin de geçit bulması yakın ihtimal değil.
Elçi, adlarını sıraladığım doğulu milletvekillerinin yanı sıra, başka doğulu parlamenterlerle de dirsek temasında.
Amacı, Meclis'te 20 kişilik bir grup oluşturabilmek.
Tıpkı geçen hafta kurulan Hüsamettin Cindoruk'un Demokrat Türkiye Partisi gibi.
BU arayışların önemli olabilecek boyutu, iktadarın parlamentoda azınlığa düşürülme olasılığıdır.
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, dün bir kez daha "iktadara desteğini çektiğini" açıkladı.
Böylece Refah - Yol'un parlamentodaki oy sayısı 279'a düştü.
Buna karşın, muhalefet 270'te.
Basit bir hesapla DYP ve Refah Partisi'nden 6 milletvekilinin daha kopması halinde, çoğunluğun ve iktidarı devirecek sayının muhalefete geçeceği açıktır.
Yazının başlarında sıraladığım doğulu milletvekilleri de 6 kişidirler.
Eğer doğuluların Şerafettin Elçi hareketine omuz vermeleri sürerse, bu sayı artabilir de.
Gerçi...
Aslında Refah - Yol'un Truva atı içinde gizlenen savaşçılar gibi Anavatanlı 3 - 5 destek oyu olduğu düşünülebilir.
Ama...
DYP'den ve Refah Partisi'nin doğulu kanadından kopabileceklerin sayısı - ortam daha da gerilirse - artabilir.
Yani... Meclis aritmetiğinde bir değişiklik uzak bir olasılık, ama olmayacak şey değil.
Biraz daha zaman gerek.
DOĞULU milletvekillerinin ve siyaseti iyi bilenlerin Elçi'ye telkinleri "bu harekete bir Kürt kökenliler partisi etiketi yapıştırma" oluyor.
HADEP'ten sonra ikinci bir Kürt Partisi görüntüsünün yanlış olacağı düşünülmekte.
Eğer Elçi, bu bağlamda daha esnek ve ince ayarlı bir politika izlerse, ileride belki Meclis aritmetiğini değiştirebilir.
Cindoruk'un partisinin de, Meclis grubunda sayısını DYP'den kopmalarla arttırması zamanı gerektiriyor.
Refah - Yol'un altındaki çoğunluğun et kalınlığı azaldıkça, DYP içinde kaprisler "ya bakanlık verin, ya da gidiyorum" şantajları yoğunlaşacaktır.
Yeni oluşumlarda bakanlık elde etme umutlarıyla DYP'den gösterişli ve gürültülü kopma hareketleri o zaman gündeme gelecektir.
Kısacası... Parlamentoyu ileride yerinden oynatacak bir depremin, uzaklardan başlayarak yaklaşan sismik sallantıları, siyaset duyarlığı gelişmiş olanlarca hissediliyor.
İŞTE böyle bir siyaset coğrafyasında...
Fay kırılmalarının sık sık yaşandığı deprem kuşağında RP, kendini ayakta tutacak bir çizgi izliyor.
Dış politikaya ağırlık koyuyor.
Ekonomide de öyle.
Fakat asıl prim yapan boyutu Susurluk ve bağlantılarının üzerine gitmesi.
RP, iktidarın yeni partisi olmanın ve böyle mafya, siyaset, polis sarmalına bulaşmamanın oy rantını almaya yöneliyor.
Meclis'teki TEDAŞ, TOFAŞ ve Mal Varlığı Komisyonları'nda daha önceki tutumlarıyla çelişen tavrını ve puan kaybını, Susurluk'ta kazanacaklarıyla gidermek, hatta artıya çevirmek çabasında.
DYP'nin tepe isimlerinin üzerine gidiyor.
Adalet Bakanı'na televizyondan çeteler için suç duyurusunda bulundurtuyor.
Gerek Başbakan, gerek Adalet Bakanı, "koalisyonu bozmak pahasına da olsa, Susurluk ve bağlantılarının nereye uzanırsa oraya kadar gidileceğini" söylüyorlar.
Siyaset pazarlamasında bunun adı "imaj inşası"dır.
Oy deposu, genelde gelir ve eğitim düzeyi düşük kesimler olan tepki topluluklarının partisi RP, böylece hukuk devleti ve adaletten yana bir görüntü vermeyi amaçlıyor.
Diğerlerinden farklı parti görüntüsü...
Özellikle ortağı DYP ile örtüşmek ve özdeş olmaktan kaçınıyor.
Buna karşın DYP de, kamuoyu araştırmalarında "erimekte olduğunu" gördü.
Bu ortaklığın RP'ye yaradığını saptıyor.
O da yukarılara tırmanmayan ve siyasi imajına gölge düşürmeyecek, tam tersine, puan toplayacağını umduğu gösteriler yapıyor.
Susurluk'un dışında kalan Söylemez Çetesi'yle ilişkili polis müdürlerinin yakalanması, bir bakıma böyle yorumlanabilir.