Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

ÇÖZÜME doğru her önemli süreçte olduğu gibi gene bir kanlı provokasyon.
Kimler tarafından olursa olsun.
Hedef aynı.
PKK’nın içindeki PKK olabilir mi?
Mümkün.
Abdullah Öcalan sorgulamasında “iç infazlar” için şöyle diyor:
Şemdin Sakık, kör Cemal, Şahin Baliç ve Cemil Işık gibi PKK bölgelerinde yönetimi ellerine geçirenler baskı ve eylemlerini bölge halkı üzerinde yoğunlaştırdılar.
Birçok katliamlar yaptılar.
Ben buna sonuna kadar karşı koydum.
Hatta...
Bu şekilde eylem gerçekleştirenlerden bazıları “kör Cemal” kod adlı Halil Kaya, “Hogır” kod adlı Cemil Işık, “Metin” kod adlı Şahin Baliç gibileri infaz ettirdim.
Şemdin Sakık’ı da infaz ettirecektim, ancak tutuklu bulunduğu sırada elimizden kaçtı.
.........................
Benim özel onayım önemli kişiler için alınır, diğer kişilerde onayıma gerek yoktur, yetkililerce infaz edilir.
.........................

Haberin Devamı
İnfazın iki yüzü

Cemil Bayık’ın “mücadele saflarında olanların bir süre sonra birbirinden ve öldürülmekten korkar hale geldiği bir anlayış üzerine sistem inşa edilmiş” yolundaki söylemi düşündürücüdür.
Öcalan’ın saydığı isimler arasındaki “Hogır” Almanya’dan kendini affettirmek için Öcalan’a mektup yollamış.
Öcalan’dan af çıkmamış.
“Hogır’ın” Almanya’da PKK tarafından infaz edildiği biliniyor.

YA DERİN DEVLET
PEKİ Paris’teki 3 cinayetin arkasında “derin devlet” olamaz mı?
O da mümkün.
Yukarıda adı geçen “Hogır” PKK’nın önde gelenlerindendi.
Gaddarlığıyla ün yapmıştı.
PKK’dan kaçıp Türkiye sınırına yakın bir yere sığınmıştı.
Bir gece Türkiye’den bazı “itirafçılar” Habur kapısından geçip “Hogır”ı alarak Diyarbakır’a dönerler.
Grubun görevi bir etkinlik için İstanbul’dan Diyarbakır’a gelecek olan Kürt aydını Musa Anter’i öldürmektir.
Planlayıcı JİTEM’ci subay Cem Ersever’dir.
“Şırnaklı Hamit” diye bilinen kişi Musa Anter’e pusula göndererek PKK ile arasının düzelmesi için aracı olmasını rica eder.
Anter kabul eder.
Halil’in rolü Musa Anter’i bir taksiyle alıp şehir dışına çıkarmaktır.
Orada bekleyen bir grup PKK’lı itirafçıya teslim etmektir.
İnfazı onların yapması öngörülmüştür.
Ancak...
“AP Musa” diye anılan Musa Anter yanında Orhan Miroğlu’nu da getirince, Şırnaklı Hamit durumdan kuşkulanır.
Onları tenha bir sokağa yönlendirir.
Telaşa kapılıp Anter’e ve Miroğlu’na kendisi ateş eder.
Anter ölür.
Miroğlu yaralı kurtulur.
Eğer planlandığı gibi “Şırnaklı Hamit” onları şehir dışında bekleyen gruba götürseydi Orhan Miroğlu ve taksinin şoförü de hayatta olmayacaklardı.
Cinayet günü olayın planlayıcısı Cem Ersever, başka bir şehre gider grubun yöneticisi olan rütbeli de bir bahaneyle görevi itirafçı PKK’lıya bırakır.
Güneydoğu’daki pek çok faili meçhulde olduğu gibi Musa Anter cinayetinde de “Yeşil” adlı derin devletin tetikçisi gene oradadır.
Olay açığa çıkarsa görünürde sadece PKK’lı itirafçılar olacaktır böylece.
Aradan yıllar geçer.
Musa Anter’i öldüren, Orhan Miroğlu’nu yaralayan Şırnaklı Hamit (Yıldırım), yakalanmaz/yakalanamaz.
Neredeyse 20 yıla yakın süre sonra onun bölgede “koruculuk yaptığı” ihbar edilir.
..........................
Böyle pek çok olay var.
PKK’nın iç infazı ya da derin devlet infazı.
...........................
Paris’te 3 PKK’lı kadının enselerine birer kurşun sıkılarak öldürülmeleri “olayın arkasında JİTEM parmağı var. Bu JİTEM yöntemidir” tezgahını hatırlattığı gibi, tersini de düşündürtüyor.
Bakalım kaç yıl sonra hangi kitaplardan olayın gerçeklerini okuyacağız.
..........................
Yukarıda yansıttığım bilgiler, Orhan Miroğlu’nun “Kuşatmadan İnfaza-MUSA ANTER CİNAYETİ” adlı kitabından alınmıştır.
Çok ilginç bilgilerle dokunmuş bir kitap bu.