Anketler mi doğru söylüyor... Yoksa meydanlar mı? Dün Antalya’nın Mevlânâ Meydanı’nı bir insan seli basmıştı. Mesut Yılmaz konuşmasına "asıl anket bu meydan" diye başladı.
Eğer ölçüt meydanlarsa gerçekten Anavatan yüzde 10 çıtasını aşar. Geçen hafta Trabzon’da DYP seçim mitingindeydim. O meydan da anketlere "inat" gibiydi.
Ancak... Siyasetin gerçeklerini deneyim merceğinden görmeye çalışalım.
Sadece meydanlar siyasetin "tercüme - i hali" değildir. 1950 seçimleri öncesi dönemin valisinin, seçim meydanını göstererek İsmet İnönü’ye "İşte Paşam İstanbul" söylemi yarım yüzyıldır kara mizah olarak kullanılır. Çünkü İsmet İnönü’nün CHP’si en büyük yenilgisini o seçimde almıştı.
Buna karşılık seçimlere nispeten uzun süre varken yapılan anketler de "gösterge" olamaz.
Tepkiyle oluşan eğilimler, yerini akılcı arayışlara bırakıyor.
Meydanlarla anketler arasında ince bileşke sezilmeli.
Antalya için bir gerçek daha var.
Anavatan listesinde birinci isim Ahmet Denizolgun, sayıları 2 buçuk milyonu bulduğu sanılan Süleymancıların zirve ismi.
Bunun Akdeniz yöresindeki 1 buçuk milyonluk kesiminin oylarını Ahmet Denizolgun nedeniyle Anavatan’a vermesi beklenmekte.
Bu sayı sandığa yanısırsa Anavatan’ın yüzde 10’luk barajı aşma şansı artacaktır.
Neden Süleymancıların hepsi değil de, sadece 1 buçuk milyonu?
Çünkü onunla aynı aileden Mehmet Denizolgun da AKP İstanbul birinci bölge listesinde 5. sıra adayı.
"Oylar ikisi arasında dağılır" diye öngörülüyor.
Meydanda adacıklar gibi başörtülü hanımlar vardı.
Mesut Yılmaz’ın tanıttığı adaylardan biri de türbanlı Ayfer Güleryüz’dü. Bakkal dükkanı varmış. Seçilecek yerde değil. 7. sırada...
Ama o kesime bir mesaj... Alanya’da 10 yıl belediye başkanlığı yapmış bulunan Cengiz Aydoğan’ın adaylığı ve Genel Başkan Yardımcıları Kenan Sönmez ile Selçuk Pehlivanlıoğlu’nun performansları da etken.
Peki ne olur?
Anavatan’ın 3 milletvekili çıkarması bekleniyor. 3 AKP, 3 de DYP...
Geri kalan 5 millevekilliği paylaşılır.
Tabii Anavatan’ın barajı aşması koşuluyla.
CHP’nin buradaki artısı" Deniz Baykal’ın seçim bölgesi olması... "Eksileri" ise belediye başkanının yeterince başarılı görülmeyişi ve Antalyaspor’un küme düşmesi...
Dalgalanan Anavatan bayrakları, Sertab Erener’in "yeni bir iş, yeni bir aşk, yeni bir umut lazım... Bunlar için de Anavatan lazım" söylemiyle meydan çoşkuluydu.
Biraz da Yılmaz’dan uçak söyleşileri...
Yılmaz’a göre, siyaset mühendisleri, siyaseti yönetmek iddiasında.
"Merkezi dağıttılar. AKP’yi zirveye çıkardılar. Karşısına CHP’yi koydular. Şimdi de CHP’ye stepne arıyorlar. Stepne de bunun üzerine atladı. Ama baraj altında kalacak."
Yılmaz "stepne" derken DYP’yi kastediyordu sanıyorum.
Yılmaz "geçen seçimden daha iyi olduklarını, seçime kadar tablonun değişeceğini, barajı 3 - 4 partinin geçeceğini" söylüyor.
Ancak, ona göre "seçim istikrar getirmeyecek. Yeni bir seçim yapılması gerekecek". Yılmaz "liderlerin TV’de bir araya gelerek tartışmalarını öneriyor."
Ve dış politika... Yılmaz "Irak’ta olacakları Türkiye’nin engelleyemeyeceğini, ama olacakları lehimize çevirme şansımızın olduğunu" öne sürüyor.
Şu sözlerinin de altı çizilmeli:
"Kuzey Irak’taki oluşumun bizim yurttaşlarımız için cazibe merkezi yaratacağından korkuluyor. Oysa AB standartlarını yakalamış Türkiye’nin bütün bölge için cazibe merkezi olacağını görmeliyiz. Kuzey Irak’ta özerkliğe aynı tepkileri göstermeyiz. Arap, Türk, Şii ve Kürtlerle oluşacak bir yapıya tepki göstermemiz gerekir..."
Antalya’dan sonra önümüzdeki hafta Diyarbakır...
Bu meydan görüntüleri tekrarlanırsa Anavatan’da "hayat" olduğu psikolojisi "büyük rakamlar kuramı" gereği, yeni oy katılımlarına çekim alanı yaratır.