Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu, "Yunanistan'da NATO tatbikatı yapılacağını, bizim de Deniz Kuvvetlerimizle buna katılacağımızı" söyledi.
Ayrıca
"kendisinin de Atina'ya gideceğini ve bir Yunan ordu komutanının ise Türkiye'ye geleceğini" açıkladı.
Bunlar iyi işaretler.
Oysa...
Daha yakın zamanlara kadar
Türk Silahlı Kuvvetleri yer alıyor diye
Yunanistan, NATO tatbikatlarına bile katılmazdı.
Yakınlaşma son yıllarda adım adım gerçekleşti.
Önce bir
Yunan fırkateyni, bizim komodorumuzun emrinde görev aldı.
Türk gemilerinden akaryakıt ikmali yaptı.
Sonra...
NATO Mayın Harbi Daimi Kuvveti kuruldu.
Burada
Yunan ve
Türk gemileri birlikte görev aldı.
Ardından...
Akdeniz Çağrı Kuvveti kuruldu.
Bu kuvvetin komutanlığına
6 Eylül'de bir
Türk tuğamirali atandı.
Aksaz'da yapılan komuta devir törenine,
Yunanistan fırkateyni katıldı.
Böylece...
Yumuşak bir geçişle, iki tarafın savaş gemilerine
Türkiye ve
Yunanistan'ın limanları ve üsleri açılmış oluyordu.
Telefon diyaloğu
Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Oramiral Salim Dervişoğlu ile
Yunanistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Yorgo İonnidis arasında kurulan kişisel dostluk, bu süreçte önemli katkı sağladı.
Önemli durumlarda,
"sorunlar krize dönüşmeden" birbirlerini telefonla arıyor ve çözüm buluyorlardı.
Örneğin...
Önceki yıl
Denizkurdu Tatbikatı sürerken,
Baf'a
4 Yunan jeti inmişti.
Türkiye de,
Kıbrıs'a savaş uçaklarını göndermişti.
İpin kopması, iki komutanın telefon diyaloğuyla önlenmişti.
Ayrıca...
Yorgo İonnidis, bir başka deniz tatbikatında telefona sarılmış, şöyle demişti:
"Salim, bilgisayarımın ekranında sizin gemileri görüyorum.Bir sıkıntı olursa, birbirimizi arayalım."
İki tarafın harekat odaları arasında da harekat başkanlarının birbirlerini aradıklardı telefon hatları vardı.
Küçük sorunlar o düzeyde çözüldü.
Ve şimdi en üst düzeyde askeri yakınlaşmayı
Org. Kıvrıkoğlu açıklıyor.
Tabii...
Yunanistan bu, belli olmaz.
Fazla iyimserliğe kapılmayalım. Ama iyi niyeti de sürdürelim.
Ege barış denizi olursa, silahlanmaya akan fonlar, toplumlara daha iyi bir yaşam kalitesi için yönlendirilebilir.
Kiralarda deprem
Maaşların, işçi ücretlerinin, fiyatlarının ve döviz kurlarının yanı sıra kiraların da
yüzde 25 koridorunda dondurulmasını öngören yasa çıkarılıyor.
2000 yılı için
yüzde 25 ve
2001 için
yüzde 10 kira artış tavanı öngörülmekte.
Peki...
Daha önce
2000 yılını da kapsar şekilde yüksek kira sözleşmeleri yapılmışsa ne olacak?
Zaten
Yargıtay'ın
İçtahat'ı birleştirme kararı vardı.
Bu karara göre kiracı, mahkemeye başvurarak, o yılın tüketici fiyat ortalamasından daha yüksek bir zammı iptal ettirebilirdi.
Yani...
Şimdi
yüzde 60'dan yukarı kira zammı anlaşmaları zaten geçerli değil.
Yeni yasayla birlikte, anlaşmaların önünde geleceği için kiracı dilerse mahkemeye başvurarak, kira artışlarının
yüzde 25'in üzerinde kalan bölümlerini iptal ettirebilir.
Peki...
Bu yasa hükmüne rağmen, daha yüksek zamları öngören gizli anlaşmalar yapılamaz mı?
Mümkündür.
Özellikle
İstanbul'da kıyı şeridinden içerilere kaçanlar,
İstanbul'un
Boğaz, Şişli, Etiler yörelerine,
Karadeniz'e yakın yeni yerleşme alanlarına birkaç kez katlanan kiralar ödemek zorunda kalıyorlar.
Savaş yıllarında halk, aç kalmamak için karaborsacı ve vagon tacirleri tarafından kanının emilmesine razı oluyordu.
Şimdi de deprem korkusu sömürülmekte.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr