Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

36. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’nin açılış gecesi, gene İKSV’ye “iyi ki varsın” dedirtti. Kurucusu Nejat Eczacıbaşı’na teşekkürler. Önce aramızdan ayrılan soprano “son diva” Leyla Gencer’den görüntülerle onun pırıl pırıl akan ve peşinden sürükleyen sesini dinledik.
Ardından... Aydın Gün’ü andık.
İçimizden bir ses de “Hepsi Atatürk’ün eseri” diyordu.
Leyla Gencer’in en beğendiği sopranolardan Yelda Kodallı, onun anısına La Traviata operasından “Addio del Passato” adlı aryayı seslendirirken yanaklarından yaşlar süzülüyordu.
Çaykovski’nin cinsel tercihi
Konserin ilk bölümünde çellist Bünyamin Sönmez... Harry Potter filminin çekimlerinin yapıldığı katedralde otantik sazla yorumladığı Bach suitlerinden sonra onun hakkında şöyle yazıldı:
“İçinde Bizans renkleri barındıran çok zarif, görkemli bir yorum ve barok zarafetini sonuna kadar tattıran genç Türk.”
Uzun boylu, ince ve dik yapılı, romantik görünümlü bu genç henüz 25 yaşında.
Çaykovski’den “Rokoko Çeşitlemeleri”ni çaldı. Bu bağlamda daha önce bilmediğim bir not. Çaykovski “gay”miş.
Ancak dönemin katı muhafazakâr anlayışında kendini rahatsız hissetmiş ve bu tercihini maskelemek için evlenmiş.
Mutsuzlukla örülmüş ve sonlanmış bir beraberlik... Viyana Senfoni Orkestrası ile de bu dünyadan kısa süreli de olsa koptuk.
Bu geceden birkaç not... Müzik Festivali’nin onur ödülü bu yıl Şef Gürer Aykal’a verildi. Yaşamboyu Başarı Ödülü ise Katalan besteci ve şef  Jordi Savall’a... Konuşmasının bir bölümünü Türkçe yapması sempatikti. Konserin bitiminde şakır şakır yağan yağmura gelince...
Meteoroloji bu olasılığı açıklamıştı.
“Akşama yağmur olabilir” uyarısı cep telefonlarımıza düşmüştü.
Buna rağmen şemsiye taşımak kültürümüzün olmaması nedeniyle zorlandık.
Uzun süre dışarı çıkılamadı.
Kokteylde büfe olarak kullanılan birkaç metrekare yere “tentesi olduğu için” itiş kakış sığınıldı.
Ama... Herkes gene de memnundu.
Güzel bir geceydi. Şakir Eczacıbaşı ve kurmaylarına, meleklerine teşekkürler.

Haberin Devamı

SEX AND THE CITY
Gördüm...  Ama... Sadece yarısına kadar. Daha ötesini içim kaldırmadı. Birkaç hoş replik vardı.
Örneğin... Sarah Jessica Parker’ın arkadaşına evleneceğini açıkladıktan sonra “şimdi tepkini bekliyorum” söylemine aldığı “nasıl bir tepki” cevabı üzerine şu sözcükleri: “Kadınca ve doğal bir tepki. Kıskançlık...” Böyle birkaç pırıltının dışında boyanmış, süslenmiş boş bir balon.
Belki de filmi izlediğimdeki ruh halimin de bu insafsız hükümde rolü vardır.
City’s sinemalarının o güzelim koltuklarını terk etmek zorunda kaldım.
Salonun büyük çoğunluğu genç kızlardı.
Onlar da istikballerini görmek üzere mi
gelmişlerdi ne!..

Haberin Devamı

E. Özyağcılar:
“SINIRLI SORUMLU SOYUNURUM/SEVİŞİRİM”
AB’ye tam üyelik sürecindeki Türkiye için Avrupa’da şu soru hâlâ tartışılıyor: “Türkiye,  Avrupalı mı, değil mi?”
Coğrafya olarak Trakya zaten Avrupa kıtasında... Peki ya tarihi gerçek?..
Osmanlı’nın Avrupa’daki toprakları bugünkü  Fransa,  İngiltere  ya da Almanya’dan çok daha büyüktü. Osmanlı,  Avrupa’daki topraklarından çekilirken bıraktığı coğrafyada 9 ayrı devlet oluştu.
O nedenle  Avrupa’daki  Türkiye’ye verilen isimle  Rumeli önemlidir.Türkiye’nin  Avrupalı oluşunun 500 yıllık kanıtıdır. “Elveda Rumeli“ derken, o nedenle içimiz titrer. Bu bağlamda ŞEFFAF ODA’nın konukları Elveda Rumeli oyuncuları...
5 kız babası Sütçü Ramiz’i canlandıran usta oyuncu Erdal Özyağcılar; “Artık baba oynamak istemiyorum. Kötü adam oynamak istiyorum. Sınırlı sorumlu soyunabilirim. Sınırlı sorumlu sevişebilirim” diyor. Ve anlatıyor:
Akılda kalıcı bir kötü adam oynamak istiyorum. Ahmet Tarık Tekçe vardı. Halk,  “Kitapsız ilim olmaz, Ahmet Tarık Tekçe’siz film olmaz” diye bağırırdı.
Sütçülükten armatörlüğe
Erdal Özyağcılar, katamaran tipinde tekneyle 20’şer kişi taşıma kapasiteli, 24 saat deniz taksi hizmeti verecek bir büyük şirkete katılmış. Böylece istenilen saatte bütün adalara gidilebilecek ve Boğaz turu yapılabilecek.
Ona, “armatörlüğe adım” diye takıldım.
Programın diğer konukları, Berrak Tüzünataç ve Gülçin Santırcıoğlu.
Berrak Tüzünataç, güzel gözlerle oynayanlardan... Oyunculuğa odaklanmış.
Opera sanatçısı Gülçin Santırcıoğlu da Rumeli türküsü “Çubuğum Yok” başta olmak üzere Türk-Avrupa sentezi şarkılar söylüyor. Sanat ve yaşam hedeflerini anlatıyor.