Bir “iyi”, bir de “kötü” haber.
Önce “iyi” olanı...
ABD Temsilciler Meclisi’nde Başkan Obama’ya bir çağrı mektubu imzaya açıldı.
Çağrıda “Türkiye -Ermeni ilişkilerinin tarafsız, yapıcı ve kalıcı bir çalışmayla” ele alınması isteniyor.
Tabii 24 Nisan 1915’in “soykırım olarak kabulü” de gündemde.
İyi haber, Temsilciler Meclisi’nin 435 üyesinden sadece 46’sı bu metni imzaladı.
“Ermeni diaspora lobisinin” Amerika’daki gücü dikkate alınırsa imza sayısının hayli düşük kalması “iyi haber” gibi görülebilir.
Hele 24 Nisan 2015’in “100’üncü yıl” olması nedeniyle Ermeni lobisinin uzun süredir hazırlandığı dikkate alınırsa sadece 46 imza hiç de fena değil.
Gerçi “yaptırımı” olmayan bir girişim ama gene de sembolik anlamı var.
Meclis’te “Cumhuriyetçiler” çoğunlukta.
Türkiye’ye Demokratlardan daha yakın olan Cumhuriyetçilerin bu “nakız girişimde” önemli payının olduğunu da not edeyim.
........................
ABD Başkanı Obama’nın 24 Nisan’da yapacağı açıklamada “soykırım” ifadesini kullanması için Ermeni lobisinin yoğun lobisi var.
Başkanlar geçen yıla kadar direndiler.
24 Nisan için “soykırım” yerine “büyük felaket” söylemini kullandılar.
Hiç değilse olayların 100’üncü yılında Ermeni lobisi başkana “soykırım” dedirtmek çabasında.
Başkan Obama gene lobiyi ters köşeye yatırabilir.
.......................
ANCAK... Ermeni diasporası Beyaz Saray’ın Oval Ofisi’ni ele geçiremese de temellerini zapt etme çabasında.
ABD federasyonunun “eyalet” diye adlandırılan 43 federe devletinde “soykırım” yerel meclislerde kabul edilmiş ve yasalaşmıştır.
Bu kez New Jersey ve Illinois eyaletlerinde de yerel meclislere “soykırımı tanıma” metinleri sunuldu.
Massachusetts eyaletinde ise “Ermeni soykırımı” ile birlikte “Rum, Pontus” soykırımının da okullarda okutulması isteniyor.
Görünen o ki Ermeni diasporası, başkanların çalışma odası olan “Oval Ofis’i” temellerden ve duvarlardan kuşatarak ele geçirmek çabasında.
Fakat...
Başkanların yıllardır bu baskılara direnmesi,
“Oval Ofis’in düşmemesi” hâlâ “iyi haberler” dosyasında.
........................
KÖTÜ habere gelince...Amerika’da 100 senatörden 74’ünün imzasıyla Dışişleri Bakanı John Kerry’ye bir mektup gündemde.
Mektupta “Türkiye’de gazetecilerin hapse atıldıkları ve medyaya baskı yapıldığı, sansür uygulandığı, gazetecilerin işten çıkarıldıkları” mesajı var.
Yıllardır AB eşiğinde olan Türkiye için hiç de “iyi” olmayan, “iç karartıcı” hatta “acı veren” bir yargı bu.
Bütün dünyada yankı yapacak bir girişim.
“Dünya birinci liginde” oynamak iddiasında olan Türkiye, yüzyılın demokrasi değerleri gerisinde kalmamalı.
“Çağdaş özgürlük kodları” işlenmemiş ya da işlenmiş olanlar bile silinme sürecine girmiş bir demokrasi imajı Türkiye’ye hiç yakışmıyor.
Yaklaşık 70 yıllık “çok partili demokrasi” sürecinde demlendikten sonra, demokrasi geleneği olmayan “muz cumhuriyetlerine” yazılması gereken mektupların hedefi Türkiye olmamalı.