Kadın işçiler, fabrikaya çekilerek bir atölyeye sığınır, kapıları içerden kitlerler. Ve ne hazindir ki, o bölümde ansızın yangın çıkar. Kadın işçilerin büyük çoğunluğu, kayıtlara göre 129 kadın işçi yanarak ölür.O tarihten sonra 8 Martlar, bazı Avrupa ülkelerinde, özellikle İsveç ve Danimarkada anılmıştır. Ancak "Dünya Kadınlar Günü" olarak kutlanma kararı, 1921de Moskova 3. Uluslararası Kadınlar Konferansında alınmıştır.21. yüzyılın başında, New Yorkta kadınları patronlar dövdürmüş ve yakmışlar, 21. yüzyıl Türkiyesinde kadınları polisler dövüyor. Kadınları şiddete karşı korumakla yükümlü polisler.Et kokmasın diye tuzlarlar... Ya tuz da kokuyorsa? 8 Mart 1908... New Yorkun Cotton adlı tekstil fabrikasında kadın işçiler greve giderler. Patronlar, şiddet uygulayarak grevi kırmak isterler. Kentlerde evli kadınların yüzde 18i, köylerde yüzde 76sı kocalar tarafından dövülüyor.Kadınların yüzde 57.7si evlendikleri gün şiddetle karşılaşıyor.Aile içi suçların yüzde 90ı kadına karşı işleniyor..............Bu tablo içindeki kadının, şiddete karşı polis tarafından korunacağı yolunda güveni oluşabilir mi?Polisten bu görüntüler, aile içi erkek şiddetinde caydırıcı olabilir mi?BM araştırmalarına göre, yerkürede üretimin yüzde 66sı kadınlar tarafından gerçekleştiriliyor.Buna karşılık küresel gelirden yüzde 10 pay alıyorlar. Malvarlığının ise sadece yüzde 1ine sahipler...............Böylesine bir "negatif ayırımcılığın" uygulandığı kadınların, haklarını aramaları halinde kaba kuvvetle bastırılmaları ne acı!Çocukken babadan, erkek kardeşten dayak... Genç kızlık çağlarında gene dayak. Evlendiği gün dayak. Evlilikte, çocuklarının gözleri önünde dayak.Ve...Polisten de dayak. Rakamlar da eziyor Bulvar gazetelerinden birinin yönetmeni, Dünya Kadınlar Gününde en çarpıcı haber/fotoğraf için, fotoğraf direktöründen bir "asparagas" ister... "Bana, Dünya Kadınlar Gününde, kadına dayak atılan bir fotoğraf getir..."Fotoğraf direktörü, "Patron, benden gene olmayacak şey istedin...""Bilmem yarat... Bul... Ne yaparsan yap.""Patron, nasıl yaratayım? Bir maganda bulup kiralarım. Bir kadına saldırtırım. Dövdürtürüm. Ama bu da suç. Yapana da, yaptırana da suç.""Çok uzattın. Sıktın artık. Sanki ilk kez mi kiralık konu mankeni kullanacaksın? Dünya Kadınlar Gününde, kadına çiçek veren, kadınla yanak yanağa dans eden erkeklerden romantik resimler mi basacağız yani? Hadi toz ol. İstediğim fotoğrafla gelmezsen gazeteye hiç dönme..."...............Yukarıdaki satırlarda, - hani mesela - "asparagasçı" gazete yönetmeni ve fotoğraf direktörünün ortak fantezileri bile, en fazla, "kadının maganda erkek tarafından dövülmesine" kadar uzanabiliyor."Parayla tutulmuş bir magandanın saldırısı ve dayak yemiş gibi yapacak kiralık konu mankeni kadın...""Ama... Dünya Kadınlar Gününde, kadınların, AB üyeliği eşiğindeki Türkiye metropolü İstanbulda polisler tarafından coplanışını, yerlerde sürüklenişini" yansıtan görüntüler, fotoğraf değil, sanki sürrealist (gerçeküstü) resimlerdir.İnanılır gibi değil...............Bir dayak da erkek milleti yedi.AB troykasından.Kadınlar Gününde kadınlara polisin uyguladığı şiddet nedeniyle, AB eşiğindeki Türkiye yerildi... Uyarıldı.Bu tokadın izleri kimlerin yüzünde?Kadının başörtüsünü onun onuru saymak gibi söylemlerle siyaset yapanların döneminde, kadınlara devletin memurları meydan dayağı atıyorlar.Coplananların onuru yok mu? g.civaoglu@milliyet.com.tr Asparagas