Bugünkü oylamayla ilgili bazı sorular.
- Sandıktan
istikrar mı çıkmalı...
Demokrasi mi?
- "Milletvekilleri kapı kulu değillerdir" söylemi mi yanlış... Onları kapı kulu olmaya zorlamak mı?..
- İmzasının arkasında durmak mı siyasi etiktir... Kendi iradesiyle oy kullanmak mı?
- Demirel'le
Ecevit'in birbirlerine düşmanlıkları mı... Yoksa kader birliği mi daha çok bunalım üretir?
- Oylarını göstererek gizli
(!) oy kullanan mı... Böyle oy kullanılmasını isteyenler mi
Anayasa'nın dışına düşüyorlar?
- TBMM Başkanlığı, gizli oya gözaltına izin vermeyince
Anayasa'yı mı kolluyor... Yoksa istikrarın yolunu mu tıkıyor?
Siyaset sanatı
Siyaset, bu sorunlar ve sorular arasına ülkeyi sıkıştırmak değildir.
Onların arasındaki hukuken ve kamuoyu vicdanında aklanmış koridorları bulup, geçebilmektir.
Siyaset,
imkansızlar arasından imkanları bulup, çözüm olarak ortaya koyma sanatıdır.Cumhurbaşkanı seçimini, bu soruların çelişkiler ağına düşürmemektir.
Ne yazık ki, bugün yapılacak oylamanın sonucu ne olursa olsun,
- eğer yöntemler değişmezse - spekülasyonlara açık verebilir.
Hele bir de cumhurbaşkanlığı kurumunu ve
Demirel'in konumunu düşününüz.
Bu denli yıpranmak, yıpratılmak doğru mu?
Hadise bu hale getirilmemeliydi.
5 kala
Ama...
Hala geç kalınmış değil.
Makul olanı
normalde aramak gerek.
2000 yılının
Türkiye'sinde cumhurbaşkanlığı seçimi için makul olan şey nedir?
Türkiye insanının nabzı,
"bunalıma, hükümet krizine hayır" diye atmakta.
O halde...
Cumhurbaşkanı seçimini, hükümet sorunu haline getirmemek...Cumhurbaşkanı seçimi için atılmış imzaların ve verilmiş sözlerin, oy verirken de arkasında durmak...
İmzasını geri çekmek isteyenlerin, bunu oylamadan önce açıkça yapmaları...
İşte
makul olanlar.
Öte yandan,
Anayasa'yı değiştirme oylamasının, kurallara göre ve gizli oyla yapılması "normal" olandır.
Kırmızı ve yeşil oyların denetimi, beyaz oyların gösterilerek zarfa atılması gibi yöntemleri önermek ise, ne liderlere yakışır ne de bunu kabul etmek
Parlamento'ya.
TBMM Meclis Başkanı'nın bu yöntemle verilecek oyları
"geçersiz" sayacağını, gerekirse oturuma
ara vereceğini açıklaması yerinde bir tavırdır.
Mevlana söylemi
Fakat...
Ortaklar, yola beraber çıkmışlardı.
O yola çıkarken, onların grup yönetim kurulları, grupları, başkanlık divanları, genel idare kurulları
"siz ne yapıyorsunuz?" gibi bir karşı tavır koymadılar.
Karar almadılar.
Birkaç perakende sesin dışında, liderlerin tutumunu paylaştılar.
Üstelik...
Milletvekilleri de önergeye çoğunlukla imza atmışlardır.
Bu sabah oylama öncesi imzalarını bir kez daha düşünmelidirler.
Ya göründükleri gibi olmalıdırlar... Ya da oldukları gibi görünmelidirler.İmza sayısı kadar oy çıkması, ortaklar arasında güvenin, ahde vefanın, demokraside düzeyin gereğidir.
Ortak partilerden imza sayısı kadar yani
303 oy, Demirel'e
Çankaya yolunun yeniden açılması ya da açılmamasından çok daha önemlidir.
Ecevit'in oylamadan sonra gereğini yapmak üzere
Çankaya'ya çıkması ya da çıkmaması, işte bu
duyarlı sayıya endekslidir.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr