Atatürk çocukken “karga” kovalarmış. Şimdikiler ise “kılavuz kargaların” peşinde ...
Bunu neden yazdığımı açayım ...
Obama’dan şu satır, yaralı Türkiye’ye “merhem” gibi.
“Bizi bağlayanlar, ayıranlardan daha büyük...” (*)
Bütünlüğümüzü korumanın sihirli formülü olabilir bu söylem.
Oysa... 2008 Türkiye’sinde bizi birbirimize “bağlayanlar” değil, “ayıranlar” konuşuluyor.
“Farklılıklar zenginliğimizdir...”
Ya da... “Türkiye bir mozaiktir” gibi...
Bunlar üstelik devletin doruklarından sesler...
“Çekim” yasası işliyor.
Neyi konuşuyorsak, evrene hangi mesajı gönderiyorsak, bumerang gibi geri geliyor.
Kolektif enerji, “ayıranlar” konulu sosyal-siyasal arkeolojik kazılara odaklanıyor.
Karşısında oldukları “bölücü tezgâhlar” için altyapı hazırlıyorlar düşünmeden...
“Kulaktan dolma kültür” böyle bir şey işte...
“Farklılıklar zenginliğimizdir. Türkiye çok renkli mozaiktir” söylemleri gerçektir ama bu haliyle yarımdır. Belin aşağısıdır.
Yukarısı nerede?
Kılavuz kargalar
Neden böyle bir yüzeysellik?
Obama’nın satırlarından yanıt :
“Siyasetçiler okumaya, düşünmeye zaman ayıramadıkları” mesajını veriyor. “İletişimcilere, reklamcılara, danışmanlara, metin yazarlarına, anketörlere başka bir söylemle kulavuz beyinlere bağımlı olmuş rehineler...”
Şeffaf ekranlara yazılmış satırları doğaçlama yapıyormuş gibi okuyanlar, kalabalığın, dinleyenlerin, hükmetmenin tavan yaptırdığı adrenalini yaşıyorlar.
Bazen öfkenin, bazen “sermest” olmanın belagati “kılavuz beyinlere” bağımlılık çemberini daraltıyor.
Kürt sorununda, Alevi gerçeğinde, azınlık sancılarında ya “tümden inkâr” ya da “yarım bırakılmış, eksik” söylemler...
“Farklılıkları”, aslında daha çok olan “bağlayanların” önüne geçiren “kılavuz beyinlerin arkasına düşme yanlışlığı...”
Bir kez daha vurgulayayım...
Atatürk çocukken bile kargaları kovalardı. Şimdikiler kargaların peşinde...
Üstelik hepimizin burnu pislikten çıkmıyor.
.....................
(*) Barack Obama “UMUDUN CESARETİ “
SARAYDA ALEVİLİK TARTIŞMASI