Daha önce de yazmıştım.
Kuraldışı bir Galatasaraylıyım.
Çünkü, Fenerbahçe'yi de severim.
Dahası...
Saygı duyarım.
Bugün oynanacak Fenerbahçe - Galatasaray maçını, keşke bütün taraftarlar da, tribünlerden benim gibi gönül gözleriyle izleseler.
O zaman...
Sarı - kırmızı ve sarı - lacivertli renklerin, aslında kırmızı - beyaz olduğunu algılayacaklardır.
Ali Naci Karacan, bakın neredeyse yarım yüzyıl önce ne yazmış:
"Galatasaray - Fenerbahçe rekabetini körüklüyordum.
Bu rekabetin iki takımı antrenman üzerinde tutmak ve onlardan büyük bir milli muhtelit (karma) meydana çıkarmak imkanlarının çoğaldığını görüyordum.
Binnettice, milli takımın zayıf ve kuvveti, denebilir ki Galatasaray - Fenerbahçe rekabetinin zaaf ve şiddetine muallak kalmıştır fikrindeyim."
Gerçekten...
Fenerbahçe - Galatasaray rekabeti ve bu rekabete Beşiktaş'ın da katılması, liglerde ne kadar birbirine yakın ve nefes nefese bir yarışa dönüşürse, o denli kaliteli futbol üretilir.
Ulusal futbol düzeyi yükselir.
Sonuç...
Milli takımımızın yani kırmızı- beyazın yararınadır.
Fenerbahçe cumhuriyeti
"Fenerbahçe tarihi için şu satırları yansıtayım...Mütareke yıllarında, İngilizler'in takımları, Sarayburnu önündeki demirli zırhlıların adlarını taşırdı.
Her pazar, Kadıköy tarafına gelen 11 çocuk, arkalarında sarı - lacivert formaları, öğleden sonra, muayyen saatte, alkışlar arasında Taksim Stadyumu'na çıkıyorlar ve karşılarına kim çıkartılmışsa, kendilerinden iki misli uzun ve bazen üç misli kalın İngiliz conilerini, İngiliz kikiriklerini, 4 - 5 golle haklayıp, halkın alkışları arasında geldikleri yere, kulüplerine dönüyorlardı.
Fenerbahçe öyle müthiş bir silindir haline geliyordu ki, karşısına çıkan işgal takımlarını ayrı ayrı yenince, bu sefer, onların muhtelitlerini (karmalarını)
yenmeye girişti.
Fransız, İtalyan takımlarını, Pera'daki Ermeni ve Rum takımlarını da yeniyordu.
Fenerbahçe, Milli Mücadele bayrağı haline gelmişti.
Adeta milli takım halini almak şerefini kazanmaya başlamıştı."
Ayrıca...
Kurbağalıdere'deki Fenerbahçe Kulüp Lokali, Anadolu'daki Milli Mücadele'ye cephane göndermek için gizli üs olarak kullanılırdı.
Atatürk de Fenerbahçe'yi tutardı.
Yıllarca Fenerbahçe sahasına askeri öğrenciler ve subaylar, bilet ücreti ödemeden girdiler.
Bunları, her Galatasaraylı bilmeli.
Galatasaraylı şehitler
Buna karşın,
Galatasaray, İstanbul'daki işgal kuvvetlerine karşı çok başarılı değildi.
Ama...
Fenerbahçe'yi sık sık yeniyordu.
Galiba...
Şimdilerde, neredeyse eşitlenen taraftar sayısına karşın, o zamanlar
Fenerbahçe taraftarlarının çok daha fazla oluşu ve tribünlere tepki nedeniyle,
Galatasaraylı 11, bu psikolojik katsayıyla performansını katlıyordu.
Zaten,
ezeli rekabet böyle oluştu.
Ancak...
Galatasaray'ın da, ulusal tarihimizde gurur sayfaları vardır.
Örneğin...
Galatasaray'ın
ilk forma rengi kırmızı - beyazdı.
Formalar,
Ali Sami Bey'in kızkardeşi ve
Asım Tevfik'in annesi tarafından dikilmişti.
Kırmızı - beyaz, milli renkler olduğu için, önce
sarı - siyaha sonra
sarı - kırmızıya geçildi.
Galatasaray, ilk maçını
Rumlar'a karşı oynamıştı.
Balkan Savaşı ve
Birinci Dünya Savaşı'nda pek çok
Galatasaraylı şehit verildi.
Şehitlerin listesi,
Galatasaray Lisesi'nde asılıdır.
Galatasaray kalecisi Robenson Ahmet, Kafkas Cephesi'nde şehit olmuştu.
Son nefesini verirken göğsünde
Galatasaray rozeti vardı.
Galatasaray, yurtdışında maç yapan ilk takımımızdır.
1911'de
Macaristan'a gitti.
Yurtdışında ilk galibiyeti de
Galatasaray almıştı.
20 Eylül 1911'de,
Bükreş Karması'nı
11 - 1 yenmişti.
Milli takım gibi
Galatasaray, 1921'deki yurtdışı turnesine çıktığında,
Fenerbahçe'den Nedim Kaleci, Cafer Çağatay, Galip Kulaksızoğlu, Zeki Sporel ve
Bekir Refet'i, Beşiktaş'tan Refik Osman Top'u takviye olarak almıştı.
Ne güzel bir dayanışma.
Sanki milli takım.
Bu bağlamda...
Balkan Savaşı'ndan sonra sahaya,
Beşiktaş'ın
siyah matem formalarıyla çıkmış olduğunu da anımsatmalıyım.
O takvim yaprağı, spor tarihimizin onurlu bir sayfasıdır.
İşte,
vefa pencerelerinden duygu titreşimleri ve gönül gözleriyle, ezeli rekabetin görüntüleri.
.............
NOT: Bugün değerli gazeteci ve dostumuz Çetin Emeç'in şehit edilişinin yıldönümüdür.Mezarı başında, dostları ve meslektaşları tarafından anılacak.
Onu aramızdan alanları lanetliyoruz.
Nur içinde yatsın.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr