Eski Yunan şiiri ustalarından Hesiodos şöyle der:
"Çömlekçi çömlekçinin, şair şairin, dilenci dilencinin düşmanıdır."
Bu kurala, genelde başka meslekleri ve özellikle politikacıları da neden katmayalım?
Ancak...
Politikada ebedi düşmanlıklar yoktur.
Ortak yararlar vardır.
Bu ortak yararlar, politikacıları ve siyasi partileri birleştirir ya da uzaklaştırır.
Ankara'da hükümet kurma çabaları, işte bu amaca dönüktür.
56. Hükümet'i kurmakla görevli olan Yalım Erez, işte böyle bir ortak yarar paydası oluşturmaya çalışıyor.
Politika dünyasındaki düşmanlıkları eritmek amacında.
Gene eski Yunan'dan bir örnek verelim:
"İnsanlar barışır, deniz durulur, rüzgar diner.
Bir uykudur iner dertler üstüne."
Bu konuşmamızda, Yalım Erez "Uzlaşma aradığını" söyledi.
Haberlerde de yansıttığımız gibi...
Dün, FP, DSP ve Anavatan liderleriyle konuşarak, bu uzlaşma söylemini tekrarladı:
"- Meclis'in 18 Nisan'da seçim kararına saygılıyım.
Türkiye'yi kazasız olarak, o tarihte seçime taşımakla kendimi görevli hissediyorum.
- Bakan vererek, hükümetime destek olabilir misiniz?
- Bir kısmı Refahyol, bir kısmı 55. Hükümet döneminde hazırlanmış yasalar var.
Bunların çıkması, Türkiye'nin ekonomisi ve sosyal yapısı için çok önemli.
Örneğin...
Yargı Reformu, Bankalar Yasası, İtiraf Yasası v.s."
Bugün de, DYP lideri Çiller ve CHP lideri Baykal ile görüşecek.
Aldığı izlenimlerin bir dökümünü yapacak.
Nasıl bir hükümet modelinin oluşabileceği konusunda, böyle bir ön fizibilite çalışması sonrası, liderlerle birer kez daha konuşacak.
Kimlerin ne tavır alacakları belli olunca, tıpkı çok bilinmeyenli bir denklemin çözümü gibi, sonuca doğru ilerlemek olası.
Bunlar görünüş.
Bir de, su yüzüne vurmayan derinlerdeki politika akıntıları var.
Çeşitli partiler, orada sarmal oluyor.
Örneğin...
Dün, DYP ile FP arasında bir dirsek teması vardı.
DYP'lilere göre, "madem hükümeti siyasi parti liderleri dışında bir üçüncü şahıs kuracaktı... O halde, neden bu kişi Yalım Erez olsundu.
Erez'e, FP ve DYP, ret cevabı verirdi.
Kendi isteklerine daha yakın bir üçüncü ismin hükümeti kurması istenirdi."
Bu dirsek teması sürüyor.
Çünkü...
Özellikle, DYP'de, Erez'e kuşku var.
Ancak...
Erez, "Tatlı dil, her şeyi çözümler. DYP, seçildiğim parti. Çiller ise, eski liderim.
Ben, daha ilk konuşmamda, Sayın Çiller'in desteğini kazanacağıma inanıyorum" diyordu.
FP, DYP'yi kırmak istemiyor.
Ancak...
Eğer, 28 Şubat sürecinin dışlamadığı bir başbakan tarafından kurulacak hükümette yer alırsa, önemli bir avantaj sağlamış olacak.
"Seçim kazansa bile, sürekli hükümet dışı bırakılan Avrupa'daki komünist partilerle kendi geleceği arasında kurulan - zorlama - paralelleri bozabilir.
O komünist partilerin de yüzde 30'ar oy aldıkları halde, kaç dönem hükümet dışında kaldıkları biliniyor.
Sonra da...
Oyları düştü."
FP, bu tür bazı hesapların varlığından habersiz değil.
Bu hesapları bozmak için hükümette yer almak isteyebilir.
Ama...
Ne pahasına olursa olsun değil.
Örneğin...
Göstermelik birkaç bakanla yetinmeyeceği" söyleniyor.
Dahası...
Türk Ceza Kanunu'nun 312 maddesinin değiştirilmesi ve böylece soldaki aydınlarla birlikte Recep Tayyip Erdoğan için hapis cezasının düşmesi de koşullar arasında yer alabilir.
Noel Baba'yı hiç kimse öldürmek istememiş.
Çünkü...
Torbasında herkese verecek bir armağan var.
Erez de, torbasında geniş tabanlı bir uzlaşma hükümeti için hediyeler taşıyor.
FP bağlamında, bakan sayısını azaltabilir.
Çünkü...
Zaten, "hükümette bakanların sayısını azaltıyorum.
FP'nin istediği gibi 10 bakan ancak 37 bakanlı bir hükümet için geçerli olabilir" gibi bir mazereti var.
Bakan sayısı inince, FP'li bakan sayısı da iner.
Ayrıca...
Hükümette partilerin, Meclis'teki grupları oranında bakan sayısı ile hükümette temsilleri, koalisyonlar için söz konusu.
Erez, "koalisyon" değil, "uzlaşma" deyimini bilerek kullanıyor.
FP'nin bakan sayısını, bakanların toplam sayısını azaltarak "izah edilebilir" hali getirince... Bu kez, torbasından çıkaracağı TCK 312. maddenin değişmesi, işini kolaylaştırabilir.
Türkiye'deki sol aydınlar, Avrupa Knoseyi, Avrupa Birliği gibi uluslararası kurumlar tarafından da desteklenecek olan bu girişim, FP'deki direnişi hayli yumuşatabilir.
Zaten, bütün bunlar demokrasinin gerekleri değil mi?
Buna karşın, CHP'nin, FP'li bir hükümete hiç de sıcak bakmayacağı açık.
Bunu söylüyorlar da.
Bütün bunlar olmazsa, hükümet ya onaylanarak Erez tarafından Türkiye'nin seçime götürülmesi yolu açılır.
Onaylanmazsa, güvenoyu, Meclis'e sorumluluğu, 3 ayda seçim zorunluluğu bulunmayan, ilk kez kurulacak bir hükümetle karşı karşıya kalabiliriz.
Yazara E-Posta: g.civaoglu@milliyet.com.tr