Güneri CİVAOĞLU
RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Anayasa Mahkemesi'nde
5000 sayfalık savunmasını
"kıraat" etmeye başladı.
Öyle görünüyor ki, bu süreç önümüzdeki günlere yayılacak.
Yıllar önce
Odalar Birliği Genel Başkanlığı'ndan polis zoruyla uzaklaştırılırken Erbakan zabıt tutturmuştu.
Zabıt,
38'inci sayfaya geldiğinde devrin
Ankara Emniyet Müdürü İbrahim Ural "yeter artık... neredeyse ansiklopedi yazacaksınız" diyerek duruma müdahale etmişti.
Erbakan'ı
Odalar Birliğin'deki makam odasından zorla çıkarmıştı.
Aslında görevine polis marifetiyle son veriliyordu.
Bu olayı yeni kuşaklar için yansıtayım.
Erbakan'ın
Anayasa Mahkemesi'ne
5000 sayfalık savunmayla gelmesi ve kazanılmış mevzi gibi gördüğü sıfatı için nasıl mücahadele verdiği konusunda aydınlatıcı olabilir.
Erbakan, gümüş motor macerasından sonra
1960 askeri devriminin "devrim otomobili girişimiyle yapılan ilk - son - ve tek devrim otomobilininde arkasındaki imzaydı." Devrim otomabili bir türlü işlemedi.
Sanayi tarihimize bir fiyasko olarak geçti.
İşte
Erbakan'ı böyle bir kızak durumunda iken Demirel Odalar Birliği'ne Genel Sekreter atadı.
O sırada, Genel Başkan Sırrı Enver Batur'du.
Henüz 41 yaşındaki Erbakan'ın Nermin Hanımla evliliğinde nikah şahidi idi.
Ancak... Erbakan hemen kulise girdi. Genel Başkanlığa oynadı.
İlk seçimi kazandı.
Tarikatlara ve Anadolu Tüccarına iyi yatırım yapmıştı... Bu zemin üzerinde yürüyerek Adalet Partisi Genel Başkanlığına oynayacağını söylüyordu.
Bundan sonraki Genel Seçimde Genel Başkan ve Başbakan benim havasındaydı.
Tabii... İlahları kızdırmıştı.
İlahlara kurban edilecekti.
Genel Başkan seçilmesine itarazlar oldu.
Bu itirazlar kabul edildi ve devrin Ankara Emniyet Müdürü İbrahim Ural, Erbakan'ı gerekirse - zorla - TOBB Genel Merkezi'nden çıkartmakla görevlendirildi.
Erbakan Hoca birinci gün arka kapıdan çıkıp, sabah da gene arka kapıdan girerek durumu kurtardı.
İkinci gün ise, karşısında İbrahim Ural'ı bulunca
"o halde zabıt tutalım" dedi.
Sekreter çağrıldı.
Erbakan dikte etmeye başladı.
Zabıt sürdükçe sürüyordu; 1 - 3 - 5 - 10 - 20 - 25. sayfalar...
Erbakan Hoca durmak bilmiyordu.
Hava kararmaya başlamıştı.
Mesai saati bitmek üzereydi.
Zabıt ertesi güne sarkacaktı.
Belki günlerce sürecekti.
Ural müdahale etti.
"Eğer bitirmezseniz, iki satırlık zabıtla ben bitireceğim ve makamı terk edeceksiniz" dedi.
Sonuç....
Erbakan 38'inci sayfada zabtı kesmek zorunda kaldı.
Odalar Birliği'ndeki makamını ve görevini terk etti.
Daha sonra Adalet Partisi'ne Milletvekili adaylığı için başvurdu.
Ne var ki, ihtirasları deşifre olmuştu.
Red edildi.
Bunun üzerine, Konya'lı işadamlarıyla anlaştı.
Konya'dan Bağımsız Milletvekili seçildi.
Gerisi malum.
Milli Nizam Partisi ve Milli Selamet Partisi'nin kuruluşu....
70'li yıllarda Başbakan Yardımcılığı, 90'lı yıllarda Başbakanlık...
60'lı yıllarda 38 sayfalık zabıttan, 30 yıl sonra 5000 sayfalık savunmaya uzanan bir siyasi islam sorunu oluşumu.
Elbette, doğrultusuna katılmasakta iktidara kadar tırmanmış, Türkiye'nin en büyük partisinin savunması sıradan hadise değildir. Savunma hakkı en geniş şekilde kullanılabilir.
Fakat gene de yukardaki satırlar Erbakan Hoca'nın üslup maratonu hakkında bir fikir vermek içindi.
Ayrıca... 5000 sayfanın okunması - eğer bir usul çözümü bulunmazsa - günler, hatta haftalar alabilir.
Böylece Anayasa Mahkemesi'nin kararı Başkan Özden'in emekliye ayrılacağı 47 günden sonraya da sarkabilir.
Belki... Amaçlardan biri de budur.
Yeni Üye ve Başkan seçimi...
Hükümeti düşürme çabaları...
Bu arada, - kimbilir - seçime gidilme olasılığı hesap içinde hesaptır.
Avrupa'da 40 yıldır parti kapatılmıyor.
Türkiye'de parti kapatmak kendimize ve dünyaya zor izah edilir.
Ayrıca... Parti kapatmayı öngören yasaları beğenmiyor ve değişmesini istiyor olabiliriz.
Ne var ki... Bunlar bir yana, hukuk devletinde eğer Anayasa ve Yasalar varsa, bunlar bağımsız mahkemeler tarafından herkese ve her kuruma eşit ve genel olarak uygulanırlar.
Var olan yasalar kapatmayı gerektiriyorsa, RP kapanır.
Böyle bir gerek yoksa... Faaliyetini sürdürür.
Konuyu hukuk açısından ve hadisenin özüne girerek irdelemiyoruz.
Sürmekte olan bir davayı etkilemek istemeyiz.
Ancak...
RP'yi kapatıp, aynı gün bir kelime ya da bir harf değişimi ile RP'nin kopyalanmışını hayata geçirmek çözüm müdür?
Üstelik; daha genç, dinamik ve keskin islami siyaset liderleri ile daha güçlenmiş bir RP...
Mağduru oynayarak daha fazla oy toplayabilecek bir RP...
RP'yi kapatıp, RP'nin kopyalanmışına yeşil ışık yakan sistem hukuk değil kanun devletidir.
Bu da çözüm olamaz.
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr