Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bazı kırmızı çizgilerde dikişler atınca neler olabileceği görüldü."Kostümlü provalarda" aksaklıklar birebir görülür...Umarız ki, ne zaman dikişlerin attığı ve neler olabildiği, son YÖK oyununun "kostümlü provasında" görülmüştür. Tiyatroda "kostümlü prova," oyunun başlayacağı "gala" öncesi son provadır. Giysiler dahil, her şey oyun - sanki - seyirci önünde oynanıyormuş gibidir. Türkiye olası bir krizin "kostümlü provasını," gökten zembille indirilmiş gibi ansızın gündeme getirilen YÖK Yasasıyla yaşadı. Başbakan Erdoğandan öte, onu bu çıkmaz sokağa iten ve daha önce aynı şeyi Erbakana yapmış bulunan kafalara bir işarettir bu."Radikaller hareketi" İktidara büyük oyla ve tek başına gelmiş siyasi partilerin adeta "yazgılarıdır."Kaprisli, alıngan, kompleksli baş ağrılarıdır.Onlar "partinin ekseninin" kendileri olduğuna inanırlar.Parti yönetiminin demokratik kitle örgütleriyle, medyayla, yargıyla, üniversitelerle, hatta askerle ilişkilerini "ekşitirler."Rejimi bile zorladıkları olur.Hükümet olmayı, oy çoğunluğuyla dayatarak her şeyi yapabilecek "seçilmiş saltanat sanırlar.Merhum Menderesi de onlar bir ara iyice sıkıştırmıştı.Menderes, DP Grubunda onlara "Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz" demek zorunda kalmıştı."Hilafeti getiremeyeceklerini" öğrendiklerinde ise "demokrasiyi yitirmişlerdi."Bu ders yeterince alınamadı. Hilafeti getiremezler AP, 1969 genel seçimlerini, AKPnin son seçimlerinde aldığı oyların çok üstünde bir oranla kazanmıştı.Geride kalan 4 yılda, fert başına satın alma gücünü yüzde 25 yükseltmişti.Sanayileşmede önemli mesafe alınmıştı.Döviz stokları ve girişleri yükselmişti.1971 ortası için "konvertibilite"ye geçiş planlanmıştı. Yani daha o zaman serbest döviz düzenine geçiliyordu.İşte böyle bir ortamda, APnin ekseninin kendileri olduğuna inanan bir grup partili, dönemin genç lideri Demirele bastırmaya başladı.İlahiyat fakültesinde ilk ve tek başörtülü öğrenci mezuniyeti örneği, o tarihtedir.Askerin ve demokratik güçlerin duyarlı oldukları, Bayar ve eski DPli arkadaşlarına siyasi haklarının iadesi için, seslerini yükselten AP içindeki bu radikallerdir.Ortamı öylesine bulandırdılar ki, sonunda, demokrasi, güdümlü parlamenter sisteme dönüştü.Türkiye 12 yıl sürecek bir "kara deliğe" tıkıldı. Demirele dinamit Aradan yıllar geçtikten sonra, Süleyman Demirelle söyleşiyorduk.Bir sorum üzerine, "Kendimi yargıladığımda, büyük siyasi hatam olarak - sonradan aramızdan kopan arkadaşlarıma yeterli ilgiyi göstermeyişimi - görürüm" demişti.Ancak...İnce ayara dikkat..."Keşke dediklerini yapsaydım da kopmasalardı" değil, "Kopmalarını önleyecek ilgiyi göstermeliydim" mesajını veriyor.Yani..."Onların komplekslerini, duygusallıklarını, partiyi bu noktaya taşımakta katkılarından sonra, kendilerini yeterince önemli noktalarda görememekten doğan içsel tepkilerini algılayabilmeliydim. İşler bu hale gelmeden ufunetlerini alabilmeliydim" tahlilidir bu."Bırakalım, çekip gitsinler" denildiğinde, böyle kopmalar oluyor. "Siyasal istikrarsızlık" geliyor.Türkiyenin bu lüksü o zamanlar yoktu.Şimdi hiç yok.Parlamento çoğunluğu sağlam bir hükümet, AB yolunda yasaları çıkarmak kadar, bunların uygulanması için de gerekli."Aman darıltmayalım, tatmin edelim, başlarını okşayalım da kopmalar olmasın" dendiğinde ise hem "siyasal istikrarsızlık" hem de "rejim zorlamaları" için davetiye çıkarılmış oluyor.O halde, Demirelin yıllar sonra anlattıkları, tehlikeli kayalıkları işaretleyen deniz feneri gibi algılanmalı. "Kostümlü provadan" herkes bir ders çıkarabilmeli. g.civaoglu@milliyet.com.tr En büyük günahım