Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Müzikle dolacak kamış bir düdük gibiYukarıdaki dizeler Ecevitin de tercümesini yaptığı Bengalli şair / filozof Tagoreden...Onun söylemleri "kristal saflığında" diye tanımlanır.Sazlıktan kesilmiş bir kamışın nasıl değer kazanacağını "sade" bir dille anlatırlarmış.......Başbakan R.T. Erdoğanın "arkamızda durmadınız" eleştirisiyle "İHLler için yasayı ve "türban davasındaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararını" gündeme taşıyan konuşması, kafaları karıştırdı.Bu konu, hukuk / siyaset / duygu / tepki / tehdit bulamacında kaynatılıyor.Oysa Tagorenin "kristal saflığındaki" dizelerinin mantığıyla düşünülmeli.Siyasetin doğasına, polemikler değil, "demokrasinin, hukukun, sağduyunun, aklın notalarıyla nefes verildiğinde" sesler anlam kazanabilir. Basit ve sade olsun hayatım Demokrasilerde yönetimleri, çoğunluk iradesiyle halk belirler.Parlamentoyu ve iktidarı oluşturur.Elbette, halktan aldığı bu vekaletle, parlamentodaki çoğunluk partisi ve onun hükümeti, siyasi kararlar alacaktır.Yasalar yapacaktır.Uygulayacaktır.AKP iktidarının "Seçim öncesinde, halka vaatlerimizin ve o vaatlere halkın verdiği oyların gereğini yapmamız doğaldır" mantığı, demokrasiyle örtüşür."Notaları doğru nefes"tir. Demokrasi notası Ancak halktan alınan yetki, sonsuz ve ortaksız değildir."Kuvvetler ayrılığı" ilkesine dayalı anayasalar, yetkinin kullanım sınırlarını belirler.Halkın çoğunluk oylarını ve vekaletini almış iktidarların, anayasa ve yasalar içinde kalmalarını, üçüncü "erk" olan yargı denetler. Anayasa Mahkemesinin iptal kararları, iktidarların sapmalarını düzelten pusulalar gibidir.Hatta...Yürütme gücünün içinde, hükümetin yanı sıra, Cumhurbaşkanlığı da vardır. Cumhurbaşkanının çoğunluk iktidarı tarafından çıkarılmış yasaları "veto" etmek ve "Anayasa Mahkemesine göndermek" yetkileri de iktidarların irade sınırlarıdır.......Siyasi iktidarlar geçicidir.Halk çoğunlukları da akışkan ve geçicidir.Hatta, halklar da göreceli olarak "geçicidir".Ama..."Geçmişi, bugünü ve yarını oluşturan millet ve devlet" kalıcıdır.Anayasal düzen ve hukuk da bu nedenle tüm nesilleri, tüm iktidarları kucaklar.Ayrıca bu sınırlar, "azınlığı" da korur.Kaldı ki seçim sistemleri dikkate alındığında - şimdi olduğu gibi - iktidarlar, halkın - salt - sayısal çoğunluğuna da - genellikle - dayanmazlar. Onlar "Seçim yasası çoğunluklarıdır." Hukuk notası Medya için "dördüncü güç" deyimi kullanılır."Demokratik örgütler, N.G.O denilen hükümet dışı örgütler, kanaat önderleri ve bütünüyle kamuoyu" da giderek, demokrasilere yön veren "beşinci güç" konumunu almaktalar.Bunlar herhangi bir "duyarlı" konuda tavır koyarak etkili olabiliyorlar.Ancak, "kamuoyu güçleri" ve onlarla iç içe geçmiş "yeng / yang" halkaları gibi olan "medya," hukukun, demokrasinin ve anayasanın çerçevesi içinde kaldıkça sonuç alabilirler."İHLnin örgütlü kamuoyu, AKP yasalarının arkasında dursaydı ve tavır koysaydı da gene anayasal kuvvetler ayrımının ve Anayasa Mahkemesinin duvarlarına çarpardı."Bir iptal kararı, belki de "türbanlı eğitim" için bugünleri de aratacak ve hiç değişmeyecek bir "içtihat" oluşturacaktı. Sokağa dökülmenin ise - ki Erdoğanın bu çağrıyı yaptığını sanmıyorum - "Türkiyeyi daha da germekten, ABden tarih almak sürecinin sonlarındaki bu ülkeye, bir zamanların Cezayir manzaralarını vermekten" öte, işlevi olmazdı. AKP iktidarı için bir süredir oluşan artı puanların da, yeniden "kuşkular" gölgesine girmesine neden olacaktı. Daha şimdiden "AKPnin gizli gündemi" iddiaları yoğunlaşmadı mı?ABden tarih alındıktan sonra, zamanla bu sorun, sorun olmaktan çıkacak. Tadında kalmak zamanı zamana bırakmak gerek. g.civaoglu@milliyet.com.tr Dördüncü ve beşinci güçler