Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

KÜRT sorunun çözümünde açıklanan“yeni strateji” konusuna devamÖ
Çatışma çözümü araştırmalar merkezi (Center for Research on Conflict Resolution) daha 1950’li yıllara dayanıyor.
Çatışma ortamının barış haline dönüştürülmesi için tarafların tek taraflı hedeflerinin ötesine geçerek “birlikte var olma ve gelişme” amacı doğrultusunda ilerlemeleri gerekiyor.
Bunun yolları Harvard ve Londra üniversitelerinde oluşan “Çatışma Analizi ve Çözümü Programı” çalışmalarında çizilmiştir.
Temel ilkesi “kazan-kazan” formülüdür.
Yani taraflardan birinin “kaybettiğini” düşündüğü konumlar süreci kilitler.
İlk yaklaşım güveni arttıran adımlar atılmasını gerektiriyor.
Taraflardan biri “taviz veriyor” gibi bir duruma itilmemeli.
Bu nedenle taraflar “uyuşmazlığa yol açan” konumlarını öne çıkarmadan“birlikte kazanma” amacıyla görüşmelere girmelidir.

Haberin Devamı

KARE AS
ÇATIŞMANIN barışa dönüşmesi için“kare as” formülü önerilmekte.
1-Çözüm süreci ve sonucu “barışçıl” olmalıdır.
Çatışma halinin silahlı güç tatbiki ile barışa dönüştürülmesi, gelecekte tekrar silahlı güce başvurmanın gerekçesini oluşturmamalıdır.
O nedenle etnik ya da dini illegal örgütler görüşme süresince kesinlikle şiddet kullanmaktan vazgeçmelidir.
Devlet güçleri ise örgütlere karşı silahlı mücadelesini hiç ödünsüz sürdürecektir.
Çünkü “taraf” silahlı örgüt değildir.
Siyasi kurumlar ya da sivil toplum örgütleri, halk ile görüşmeler sürdürülür.
2-Taraflar çözüm sürecinde “işbirliği” doğrultusunda birlikte çaba göstermelidir.
İşbirliği çatışmayı “ortak kazanç üreten” bir dinamiğe dönüştürebilir.
Türkiye’de Kürtlerin yoğun olduğu coğrafyalarda yapılan anketler Kürt kökenli yurttaşların yüzde 90’a varan çoğunlukla “ayrılık” ya da “özerk statü” istemediklerini ortaya koymuştur.
Bu da “kazan-kazana” dayalı “birlikte yaşamak” iradesini gösteriyor.
Kandil’i dışarıda bırakan bir süreçte barışın sağlanmasını destekleyecek unsurdur.
3-Çözüm süreci, tarafların birbirinin temel çıkarlarına anlayış gösterdiği“menfaat odaklı” bir yaklaşımla yönetilmelidir.
Uyuşmazlıkları gideren çözümler, bu nedenle genelde “karşılıklı kaygı ve çıkarların idrak edildiği” ve “tarafların ilk konumlarını yapıcı olarak yeniden gözden geçirdiği” süreçlerde sağlanabilmiştir.
4-Süreç kapsayıcı olmalıdır.
Tüm tarafların menfaat ve ihtiyaçlarına hitap etmekte çatışan tarafların birlikte kazandığı bir sonuç vermektedir.
Silahların susması Türk ve Kürt hepimizin ortak yararıdır.
En kutsal “yaşamak hakkından” tutun “güvenli ve ekonomik, kültürel, siyasal haklara” kadar uzanan bir yelpaze açılmalıdır.

Haberin Devamı

YENİ SAVAŞLAR
ÇATIŞMANIN çözümü süreçlerinde“devlet dışı silahlı aktörler” özel yer tutuyor.
Devletlerin “silahlı kuvvet tekeline” tehdit eden bu aktör kategorisiyle mücadeleye “Yeni Savaşlar” adı veriliyor.
1989-2008 yılları arasında meydana gelen veya sürmekte olan 128 silahlı çatışma arasından 120’sinde devlet dışı silahlı aktörler taraf oluşturmuş.
Bunlar özellikle bir “etnik topluluğu temsil” iddiasıyla ortaya çıkan silahlı örgütler.
Çatışmanın barışa dönüşmesi için devlet dışı silahlı aktörlere karşı mücadelenin sürmesi esastır.
Böylece etnik kesim üzerinden tehdit, şiddet, dayatma kalkar, müzakerelerde güven hisseden sivil kesim hür iradesini kullanabilir.
......................
Doç. Dr. Atilla Sandıklı’nın çalışmalarından da yararlanarak bu konuya yarın devam edeceğim.