Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

YENİ yatırım teşviklerinde, Kürt sorunu çözümü için “Özalvari” bir formül var:
“Güneydoğu’ya bir yatırım yap. Teşviklerin aynısını batıda yapacağın yatırıma bonus...”
Işığı olan bir teşvik bu.
Girişimci sevecektir.
“Özalvari formül” nitelemesini de açıyorum.
Merhum Özal “KDV’yi Türkiye’de başlatmaya” kararlıydı.
Ama kuşkusu vardı:
“Ya KDV’siz ödeme için satıcıyla alıcı anlaşırsa?”
Bu soruna çözüm arayışları nedeniyle KDV bir türlü başlatılamıyordu.
Sonunda ANAP’ın “harika çocuğu” Adnan Kahveci bir fikir ortaya atmıştı:
“KDV fişleri kesilsin, alıcıya ay sonlarında devlet, KDV iadesi ödesin. Sistem oturuncaya kadar böyle devam etsin...”
Fikir heyecan vericiydi.
Uygulandı.
Tuttu...
Avrupa ülkeleri arasında Katma Değer Vergisi sistemini en kısa sürede oturtan ülke Türkiye’dir.
Açıklanan “yeni teşviklerin” tüm maddeleri çekim alanı oluşturuyor, ancak “doğuya yatırımlara batıda yatırım teşviki de bonus” formülü eşitler arasında birinci...
İtalya’nın yıllar önce Kuzey ve Güney arasındaki “gelişmişlik uçurumunu” örtmek için uyguladığı “Mezzociorno” projesini hatırlatıyor.
Egemen silahlı güç olarak asker ve polis devlet dışı silahlı aktörleri (PKK) etkisiz hale getirmek misyonunu sürdürürken, düzde de “yumuşak güç (soft power)” etkili olmalıdır.
“Yeni teşvikler” de bunların ekonomik ağırlıklı olanı.
İstihdam üretmenin yanı sıra “cari açığı azaltmak” yörüngesine oturtulması nedeniyle de bu teşvikler önemli.
Yeter ki sulandırılmasın.
Daha önce kötü “yatırım oyunlarına” perde açan hile senaryoları üretilmişti.
Yurtdışında çalışan işçilerin girişimiymiş gibi gösterilen ama arkasında açıkgözlerin olduğu Güneydoğu’da yatırım şartıyla bol keseden teşvikler pompalanmıştı.
Sonunda...
İşçiler havalarını almış ama arkadaki açıkgözler şişirilmiş faturalarla yüksek fiyatla gösterilen -pırıl pırıl boyanmış- hurda makineler ithal etmişlerdi.
O sözde fabrikalar için gelen hurda makineler briket 4 duvar arasında çürümeye bırakılmıştı.
Şişirilmiş fatura farkları ise İsviçre bankalarına transfer edilmişti.
Doğru dürüst makine ithal eden tek Türk girişimci ise aradan birkaç ay geçince çaktırmadan makineleri batıda zaten var olan fabrikalarına göndermişti.
Bizim vergilerle açıkgözlerin perde açtığı bu “sözde sanayi komedyasına” bu kez izin verilmezse, yeni teşvikler gerçekten “Özalvari” bir sonuca ulaşabilir.
Aslında çatışmaya çözüm için “yumuşak kuvvet” başlığı altında önemli adımlar atılmış bulunuyor.
..................
Kürtler ve Ayrılık yazıma devam edeceğim...

Haberin Devamı

GURBET KUŞLARI
İKSV Film Festivali gene keyifli başladı.

Haberin Devamı
KÜRT YURTTAŞLAR VE AYRILIK (3)

Halit Refiğ’in önemli yapıtlarından “Gurbet Kuşları”nı Mimar Sinan Üniversitesi çürüyüp yok olmak üzereyken bizlere kazandırdı.
57 bin kare tek tek temizlendi, onarıldı.
35 mm’nin dijitali de yapıldı.
Filiz Akın, Cüneyt Arkın, Sevda Ferda, Tanju Gürsu gibi Türk sinema tarihinin ikonları oynuyor.
Gösterimden önce Sofa’da uzun bir masada yemekteydik.
Halit Refiğ’in eşi Gülper Refiğ’le duygu yüklü anlarımız oldu.
Halit ustayı hastanede ziyaretine gitmiştim.
Asansörün önünde tekerlekli sandalyesindeydi, cerrahi müdahaleye götürülecekti.
Ellerini okşamış omzunu öpmüştüm.
O da iri pırıl pırıl gözleriyle bakmış, elimi avuçlarının içine alarak teşekkür etmişti.
Ne yazık ki birkaç saat sonra Halit Refiğ’i kaybettiğimiz haberi geldi.
Yemekte Cüneyt Arkın tam karşımdaydı.
Bu adam renklerinde ağarma olsa da heybetini sürdürüyor.
Üzerine kar yağsa da dimdik yükselen dağlar gibi...
Fransız şirketi Groupama her yıl böyle bir filmin onarılarak İKSV’ye sunulmasını üstlenmiş.
Türk sinema tarihine güzel bir katkı.

OSCARLI SADAKATSİZ
SON Akademi ödüllerinde Oscar heykelciğini kaldıran Jean Dujardin’in filmi “Sadakatsizler”i İKSV festivali kapsamında izledim.
Keyifle akan bir komedi...
Türkiyem erkekleri bu filmde -son sahne hariç- kendilerinden bir şeyler bulacaktır.
Tabii eşler de.
Dujardin ve en yakın arkadaşı iki azgın çapkındır.
Fransa’da artık çapkınlığın Nirvana’sına erdikten sonra Las Vegas’a gitmeye karar verirler.
Eşinin pasaportunu son anda çalan Dujardin onun birlikte gelmesini engeller.
Ve...
“İşte çapkınlığın sonu” dedirterek kadınları rahatlatan son görüntüler gerçekçi değil.
Bu da eleştirim...