Güneri CİVAOĞLU
Dünya Kamuoyu Araştırma Kurumu'nun (W.A.P.O.R = World Association of Public Opinion Research) kongresinde şu sonucun altı çizildi:
"Gündemi saptamak... (Agenda Setting)"
Ve kongrede bu konu tartışıldı:
"Gündemi kim saptıyor? Medya mı gündemi oluştuyor? Yoksa, varolan bir konuyu, medya ortaya mı koyuyor?"
İletişim bilimcilerinin sundukları tebliğlere göre, gerçek şöyle:
"Medya, toplumda zaten varolan fakat yeterince açığa çıkmamış olayları gündeme getiriyor."
Medyanın rolü ise bu konular arasında yaptığı seçimle
"öncelik" belirlemek.
W.A.P.O.R'un
Yakındoğu temsilcisi ve
Strateji Mori Kamu Araştırma Grubu Başkanı Selim Oktar, bu kongredeydi.
O'nun değerlendirmesine göre,
"siyasetçi, kamuoyunu oluşturarak, medya tarafından yükseltilecek ve öncelik alabilecek konuları yaratabilir."
Bu satırların ışığı altında, son haftaların gazete sayfalarında ve TV ekranlarında yeralan gündeme bakınız.
Medyanın manşetlerine ve ekranlarına taşıdığı öncelikleri anımsayınız. Bunların hepsi,
Mesut Yılmaz hükümetini yıpratmaya dönük konulardır.
Susurluğun temizlenemeyeceği kuşkuları... Devlet kurumları yönetimlerine olmadık atamalar...
Bir önceki iktidarın, yani
RP ve
DYP ortaklığının günahları sanki unutulmuş gibidir.
Sicilleri temizlenmiş, kamu vicdanında beraat etmişçesine savunma menzilerinden başlarını çıkarmışlardır.
Hatta... Saldırıya bile geçtiler. Hem de - çirkin - denebilecek üslupla.
Erbakan ve
Çiller - ilginçtir - hesap soruyorlar.
"Sürekli aydınlık için 1 dakika karanlık eylemine," neredeyse sahip çıkmaktalar.
Bu medya,
Erbakan ve
Çiller ile onların kurmayları ve de sözcüleri tarafından,
"bir kısım medya" olarak ilan edilmişti.
Ama...
Bakınız,
"bu hükümeti işbaşına getirdiği ve Refahyol'u düşürdüğü" iddia edilen o
"bir kısım medya" gündem saptarken ve
önceliğini ortaya koyarken, Yılmaz'ı ve ortaklarını hiç de kolluyor gibi değil.
Bunun bir nedeni, elbette onların
"bir kısım medya" dedikleri kurumların köklü gazetecilik gelenekleri gereğinin yerine getirilmiş olmasıdır.
Yani... Objektif gazetecilik.
İkinci neden ise;
Mesut Yılmaz ve hükümetinin, gündem oluştururken medya için öncelik tanıyabileceği konular sunmakta yetersiz kalışıdır.
Gündeme girebilecek konuları üretemeyişidir.
Topluma mal edemeyişidir.
Medya, mevcut seçenekler içinde kendince çekici bulduklarına öncelik veriyor. Manşetlerine ve ekranlarına yükseltiyor.
Hükümetin elinde altın değerinde bir dönem ve altın değerinde konular var.
Başta işçizlik sigortası olmak üzere sosyal güvenlik reformu.
Sağlık reformu.
Devlete sızabilmiş bazı çetelerin temizlenmesi.
Adalet reformu.
Bütün bunları, topluma mal ederek, topluma benimseterek medyanın sayfaları ve ekranları aracılığıyla
"öncelikli" gündemin üst sıralarına taşıyabilir.
Gündeme eğemen olabilir.
Ivır, zıfır birkaç konuyla yıpranmaz, yönetim kurulu atamasının döngüsünde sıkışmaz. Atama hatası varsa düzeltilir. Küçük sorunları birkaç saatte aşıp, asıl büyük konularda toplumla diyaloga girer.
Kimileri tarafından,
"post modern darbe" olarak adlandırılsa da, o oluşum,
"post modern kamuoyu oluşturmak hareketiydi" de denebilir.
Çünkü...
MGK platformunda, ordunun telkinleri etkin rol oynamışsa da,
Genelkurmay brifinglerinde kamuoyunu oluşturan toplum liderlerinin ve kurumlarının aynı
ortak paydaya kazanılmış olması dikkatlerden kaçmasın.
İşadamları, işçi temsilcileri, meslek odaları, medya, hakimler ve savcılar, brifinglerle ayrı ayrı ve sürekli olarak bilgilendirilmiştir. Onların aracılığıyla, toplumda yaygın bir hareket yaratılmıştır.
Kamuoyu baskısı oluşturulmuştur.
Medya işte bu oluşumların içinde kendi önceliklerini yakalayarak, manşetlerinde, köşe yazılarında, ekranlarında gündemi belirlemiştir.
Sivil iktidarlar, sivil siyaset kuruluşları bu yöntemi kullanmakta daha geride olmamalılar.
Son haftaların gündem yıpranması, siyaset profilini değiştirdi mi?
Göstergeler bu mesajı vermiyor.
Strateji Mori'ye göre
Anavatan gene birinci... Oy oranı yüzde
24 . Onu yüzde
21 ile
RP, yüzde
16 ile
DSP, yüzde
12 ile
CHP, yüzde 11 ile
DYP izliyor.
MHP ise, Türkeş'i yitirmesine ve hadiselik kongrelerine karşın, oylarını yükseltiyor.
DYP'yi yakalamak üzere.
Bütün bunlar...
Yılmaz hükümetini yıpratacak gündemin henüz yeni olması... Çok ciddi boyutlar taşımaması...
Refahyol yaralarının hala tazeliğini korumasıyla izah edilebilir.
Ancak... Gündem belirleme konusunda kısırlık sürerse bu manzaraların süreceği kuşkuludur.
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr